1

1.2K 56 55
                                    

Yazım yanlışları varsa şimdiden özür dilerim. İyi okumalar.

"Hayır bu da olmaz."

Sıkıntıyla iç çekti Jihyo. 2 gündür istediği gibi bir manken bulamamıştı ve zaman daralıyordu. Bu hafta bir çok markanın yeni sezon giysilerini tanıtmak için yapacağı toplu defilesi vardı. Ve Jihyo kendi mankeninin en iyisi olmasını istiyordu. Tüm gözlerin onun üstünde olmasını istiyordu.

Her zaman en iyisini yapmaya çalışıyordu ve bu seferde öyle olmalıydı. Her hangi bir hataya yer yoktu. Jihyo mükemmelliyetçi birisiydi. İşine çok fazla özen gösteriyordu hatta onun için bu dünyada sadece işi vardı. Başka şeylere kafasını yormazdı. Bütün gün deli gibi çalışıyordu. Bu yüzden şirkettekiler onun bu hallerini garip buluyordu.

Bu şirketi uzun uğraşlar sonucunda bu kadar yüksek bir mertebeye getirebilmişti ve ülkesinde hatta dünya çapında tanınan biriydi. Ortağı Momo onun kadar bu işlere çok takık olmasada bu şirkete çok büyük katkıda bulunmuştu. Şimdi de Jihyo nun bir manken beğenmesini bekliyordu.

"Daha farklı bir yüz istiyorum. Bunların diğer markaların mankenlerinden bir farkı yok. Ben sıradışı bir yüz arıyorum, baktığım an içimde bir şeyleri harekete geçirebilecek, beni etkileyebilecek biri."

Momo onu anladığına dair sesler çıkartıp önünde duran kağıtlara bakıyordu. Jihyo nun beğenebileceği o mükemmel yüzü arıyordu. Çok geçmeden mutlulukla gülümsedi. Emindi bu kişiden.

"Al buldum. Mükemmel bir yüz."

Rahatça sandalyesine yaslanıp Jihyo ya bakmaya başladı. Jihyo yüzünde tatmin olmuş bir ifadeyle kağıda bakıyordu. Tamda istediği bir yüzdü. Güzel, güzel kelimesi az kalırdı. Muhtemşem bir yüzdü bu. Jihyo içindeki hırs ateşinin tekrardan alevlendiğini hissetti. Herkesin odak noktası bu oyuncak bebek dergisinden fırlamış kızda olacaktı.

"Bunu istiyorum Momo, hemen bir toplantı ayarla."

Momo hay hay diyerek gerekli olan görüşmeleri yapmaya gitti.

Jihyo da önünde duran kendi tasarladığı elbiseye bakıyordu. Elbiseye baktıkça içinde onu giyen kızı hayal ediyordu. İnanılmaz güzeldi. Bu elbiseyi çok güzel taşıyacağına şüphesi yoktu.

-------
"Buyrun lütfen, bu taraftan."

Sana içeri girdiğinde karşısında bu kadar güzel bir kadınla karşılaşacağını düşünmüyordu. İnternette daha önceden görmüştü fakat gerçek gözle bakıldığında kadın çok daha güzeldi. Sana kadınla tokalaştığında ellerinin bu kadar soğuk olması içini ürpertmişti, çokta takılmadan onun için ayrılmış sandalyeye oturdu.

Menajerler kendi aralarında konuşurken Sana ile Jihyo geldiklerinden beri göz temasını kesmemiş bir şekilde bakışıyordu. Sana bu kadının nasıl bu kadar soğuk durduğunu merak ediyordu. Adeta gözleriyle ateş ediyordu. Gözlerinin içindeki o alevleri görmüştü Sana. Orada gizli şeyler yatıyordu ve Sana bunları yavaş yavaş çözecekti.

Jihyo bu anlamsız bakışmadan sıkılmış olacak ki konuşmayı başlatmıştı.

"Tam istediğim kişisiniz Bayan Minatozaki."

Sana bu cümleyi duyduğunda gururla göğsünü kabarttı. Çoğu kişiden övgü alıyordu fakat ****şirketinin kurucusundan böyle bir iltifat almak her yiğidin harcı değildi tabiki de.

"Ne mutlu o zaman Bayan Park. Sizinle çalışmak bir onur. Defileyi dört gözle bekliyor olacağım."

Sana ayaklanıp sözlerini bitirdiğinde Jihyo da onunla birlikte ayaklandı. Elini uzatıp tekrardan o soğuk elleri hissetti.

"Benim de dört gözle bekleyeceğimden emin olabilirsiniz."

İkiside aralarında oluşan bu garip çekimin farkındaydılar. Ve bu ikisinin de hoşuna gitmişti.

Jihyo Sana yı geçirdikten sonra odasına çıktı. Momo da geldiğinde konuşmaya başladılar.

"O neydi Park Jihyo kızı bakışlarınla yedin resmen."

Momo nun gülerek anlattığı şeye göz devirdi Jihyo. İşin sonunda tamamlanması hoşuna gitmişti. Morali yerine gelmişti. Kesinlikle en çok beğenilen kıyafet onun ki olucaktı. Hepsi ağzı açık izleyecektiler.

"Onu bunu boşver Momo, bu sefer defilenin en çok konuşulan markası olacağız."

"Ne kadar da eminsin kendinden."

En iyi olma hırsı Jihyoyu işinde çok farklı bir konuma getirmişti. Her zaman kendinden emin adımlarla ilerlemişti ve öyle yapmaya devam ediyordu. Bu sektörde en iyisi o olmalıydı. Bütün ünlüler onun kıyafetlerini giymeliydi. Yaptığı o eserleri güzel vücutlarında sergilemeliydiler. O bunu istiyordu.

"Her zaman olduğu gibi."

Kapının tıklanmasıyla o tarafa döndüler. Gel sesini duyduğunda karşı taraf kapıyı açıp içeri girmişti. Dahyun Jihyo ya kısa bir selam verip sevgilisinin yanına geçti.

Momo ya küçük bir öpücük verip lafa girdi.

"Noldu görüşme? Anlaşabildiniz mi her şeyde."

Jihyo ikisine iğrenerek baktı.

"Anlaştık anlaştık sen bir şöyle uzaklaşsan mı? Önümde bir sevişmediğiniz kaldı zaten onu da bir gün yapıcaksınız diye korkuyorum."

Momo Jihyo daha da sinir olsun diye Dahyunu yanına daha da yaklaştırıp yarı bir şekilde kucağına çıkartmıştı. Jihyo nun sinirli hali onu güldürdüğü için her zaman sinir ediyordu.
Şimdi de Jihyo bunlar akıllanmaz diyerek önündeki belgelere odaklanmıştı.

Dahyun yerinde kıpırdayınca Momo dikkatini ona verdi. Yavaşça kulağına eğilip fısıldadı.

"Bizde kendi odamıza geçelim mi?"

Momo ensesinde hissettiği ellerle durakladı. Kendine gelip hızlıca Dahyunu kucağından indirdi, ellerini tutup kapıya doğru adımladı.

"Biz gidiyoruz bir ihtiyacın olursa kendin halledersin."

Jihyonun cevabını beklemeden çıkmışlardı.

Manken | SahyoWhere stories live. Discover now