Bölüm 1.4

12 1 0
                                    


Çaresizce beni sürükledikleri bir an, askerlerin ardında belli belirsiz bir şekilde; oldukça iri yapılı, kel ve sert bakışlı bir adam gözüme ilişmişti.

Şimdi tam da bu saldırganların ortasındaydım. Her yerde onlar vardı ve bu adamın yüzünü önümdeki askerin omuzları ardından görebildiğim kadarıyla kendisinde keskin mizaçlı bir hal vardı.

Hiç böylesine kaba bir surata sahipken, aynı zamanda farklı bir nizamda güzelliği olan bu şekil yüz hatlarına rastlamamıştım. Yabancı uyruklu oldukları o kadar bariz belli oluyordu ki.

Ama hepsinin içinde bir anlık takıldığım bu bakış neden diğerlerine nazaran benim dikkatimi böylesine çekmişti. Askerlerin hepsi iri yapılıydı ama bu adam onlardan çok daha heybetliydi. Kim bilir belki bu yüzden dikkatimi çekmişti.

Ama bana bakışı çok keskindi ve gözlerimin içine net bir şekilde bakmıştı. Bakışlarının keskinliğinden mi yoksa açık tenli olmasından mı bilinmez kaşlarını ayırt edemiyordum. Yüzü şişman desem değil kaslı desem değildi.

Sportif bedeni şişman olduğunu ekarte ediyordu. Şişman olanın göbeği ve memeleri olur ya da şişmanlıktan yanakları aşağıya pörsmüş olurdu. Onun ise bilakis vücudu da yüzü de oldukça diri duruyordu. Her ne kadar şişman gibi dursa da bu görüntüsü onun endamlı boyundan ve gelişmiş omuzlarından kaynaklanıyordu. Ense ile omzu bir bütün olmasa da boynu da uzun değildi.

Bir asker beni koltuğun birine oturtmuş ve birden ellerimi bir bıçak yardımıyla kesip öylece bırakıp gitmişti. Telefonum ise yanımdaydı. Elime aldığım gibi şebekeye bakmıştım. Çekiyordu! Şok olmuştum.

Ama şok halim kısa sürmüş hemen amirimi aramıştım. Ama cevap veren yoktu. Ardından hemen ekipten numarası olan bir arkadaşı ardından başka bir arkadaşı aradım. Hiçbiri cevap vermiyordu. 112'yi tekrar denedim. Telesekretere bağlanmıştı.

Çekiyordu! Telesekreterin kısa konuşmasının ardından karşıma biri çıkmış;

"Alo nasıl yardımcı olabilirim." Demişti.

"Yardım edin saldırıya uğradık. Rusya büyükelçisinin düğününe saldırı düzenlendi."

"Sakin olun hanımefendi. Merak etmeyin. Ekip gönderdik. Arkadaşlar hızla oraya sevk edildiler."

"Bakın düşündüğünüz gibi değil. Burada resmen bir ordu var. Bir ekiple olacak şey değil. Ben zaten güvenlik ekibindeyim. Buraya acil ordu göndermeniz gerekiyor."

"Anlıyorum. Durumun farkındayız. Yeterli sayıda takviye gönderiyoruz. Hiç merak etmeyin. Siz şuan saklanacak bir yer bulun ve oraya saklanın."

"İşe yaramayacak." Dedi arkamdan bir ses. Telefonumda konuşan kızı bir kenara bırakıp merakla arkamı döndüm. Yabancı uyruklu askerlerden biri Türkçe konuşuyordu. Şaşırmıştım. Çünkü Türk olmadığı bariz belliydi.

"İşe yaramayacak. Boşuna çabalamayın bayan. Lütfentelefonu kapatıp benimle bahçeye kadar yürüyün. Size zarar vermeyeceğiz." Dedi.

KARTELİN KARISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin