"baya yakışlısın bu arada."

birkaç saniyelik incelemem sonucunda sesimin flörtözden daha ziyade arkadaşça bir samimiyette çıkmasını sağlamaya çalışsam da san büyülttüğü gözleriyle şaşkınca yüzüme baktı.

"teşekkür ederim...sen de öylesin."

mırıldanışı zar zor kulağıma gelirken bakışlarımı ondan çekip etrafı incelemeye başladım.

seungmin ve changbinin oturduğu masada gülüştüklerini görmek gülümsememi sağlarken sevdiğim müzikle birlikte hafifçe vücudumu hareket ettirmeye başlamıştım bile.

san'ın birasından birkaç yudum aldığını görürken buranın ortamımın ve çalınanan şarkıların her zaman güzel olduğunu düşünüyordum ki gözlerimin kaydığı masadaki gördüğüm kişiler ile donakaldım.

hyunjin ve jisung...

ikisinin de bakışları onlara baktığım an yüzümde dolaşıp sonra yanımdaki bedene odaklandığında san'ın kulağıma gelen nefesi ile bir anlığına titredim.

"hyunjinle sevgilisi de burdaymış..."

zaten gördüğüm şeyi bir de ondan duymak yutkunmama neden olurken kolumu kavrayan parmaklarını hissettiğim gibi sadece başımı değil vücudumu da ona doğru döndürdüm.

"bilmiyordum buraya gelceklerini falan...bilerek bir şey yapmadım.rahatsız olduysan başka yere geçelim."

"ne?"

hızlı mırıldanmamla birlikte san'ın kavradığım vücudunu çıkışa doğru yöneltecektim ki beni durduran eliyle duraksadım.

"rahatsız olmadım ben. bilmediğin yüzündeki halden belli zaten."

sesindeki samimiyet rahatlamamı sağlarken kulağıma doğru eğildi."beni kıskandırma aracı olarak kullanmayacak olmanı bu kadar fazla belli etmen hoşuma gitti doğrusu."

"kıskandırma aracı derken?"

"hyung... ikisinin yüzlerindeki sinirli ifadeye bir baksana...görmüyor musun ne kadar delirmişler? " dediği gibi belinde olan elimi tutup kalçasına yönlendirdi.

"eminim ellerin belimden aşağı indiği an gözlerini kaçıracaklar."

yaptığı hareketten sonra gerçekten de ikisinin bakışları bizden uzaklaşırken kalçasındaki olan elimi geriye doğru atıp benden uzaklaştı.
"sadece göstermek istemiştim ama...cidden bu kadar kıskançlıklarını belli edeceklerini düşünmemiştim...çattığı kaşlarına bak ikisinin de."

gülerek söyledikleri şeyler dizlerini titretip sinirli bi tavırla etrafa bakmaya başlayan bedenlerin davranışlarını iyice anlamamı sağlarken yutkundum.

"yanlış anlamış olmayasın..."

"yok ya..aşırı belli."

rahat tavrıyla birasından yudum almadan önce mırıldandığında gerginlikten dolayı hızlanan kalp atışlarımı sanki boğazımda hissediyordum.

"onları gördün diye gerilme...aranızdaki durumu biliyorum sonuçta.şu an senin boş olduğunu da." dedi neden sakin olduğunu açıklamak istercesine.

i need a big boy , minhyunsung/hyunhosungWhere stories live. Discover now