20.

263 34 39
                                    

"Kim geldi yi- Ah, hoşgeldin hyung."

Sunghoon söylenerek kapıyı açan Riki'yi görünce gülümsedi. Bu, Riki'nin her hareketi gibi, tatlıydı.

"Hoşbuldum Riki. Ama eğer memnun olmadıysan hemen şuan dönebilirim geri."

Riki'nin yüzünde oluşan ve gittikçe artan paniği görünce keyfi yerine gelmişti. Gitmesini istemiyordu anlaşılan genç oğlan.

"Gitmen için değil hyung. Sadece ben başkası geldi sanmıştım. Ama gitme."

"Peki, çok ısrar ettin kalmam için."

Riki utanarak gülümsemiş ve Sunghoon'u içeri davet etmişti sözlerini duyunca. Sunghoon onun konuştukları gün ne kadar soğuk yapsa da hâlâ aynı Riki olduğunun farkına vardı. Riki değişmezdi çünkü.

"Evde sıkıldım ve birlikte vakit geçirelim diye düşündüm. Sence bu iyi olur mu Riki?" Sunghoon yürürken bir yandan kendileri için uygun ortamı hazırlamaya çalışıyordu.

"Tabii ki iyi olur hyung. Evde yalnızdım zaten gördüğün gibi." İşte bu Sunghoon'un işine çok yarayacaktı. Onları güzel bir günün beklediğine inanıyordu.

*****

"Hayır hyung, olmaz öyle. Hile yapıyorsun hep!"

"Ama Riki..."

"Hayır. Üç seferdir sana inanıp kazanmana sebep oluyorum."

"Kart saklamak suç mu?"

"Uno oynuyorsan elbette suç."

Her şey Riki'nin kutu oyunlarını getirmesiyle başlamıştı. İkili uno oynamaya karar vermişti ancak görüldüğü üzere Sunghoon bütün iyi kartları kendine saklayıp kazanıyordu.

"Tamam o zaman. Ağlayacaksan oynamayalım."

"Ben mi ağlıyormuşum? Laf edene bak. Kazanamayacağını bildiği için kart saklıyor." Anlaşılan Riki oyun konusunda çok hırslı bir kimliğe bürünüyordu. Karşısındaki kim olursa olsun.

"Pekâlâ, özür dilerim Riki. Sana karşı kazanamayacağımı biliyordum." Sunghoon alttan almaya karar vermişti çünkü böyle devam ederse o amacına ulaşamadan kavga çıkacak ve evden ayrılmak zorunda kalacaktı.

"Bunu anladığın iyi oldu hyung. Özür dilediğine göre bırakabiliriz oyunu." Riki gösteriş içinde bir hava takınarak kartlarını masaya bıraktı ve kısa saçlarını geriye attı aynı havalı ifadeyle.

"Sen oyunu bitirmek için özür dilememi mi bekliyordun?"

"Evet."

İkili bir an için göz göze geldi. Gözleri kesiştiği anda ikisi de kahkahayı patlatmıştı. Çocuk gibi atışmaları ayrı komikti. "Peki, oyunu bıraktığımıza göre ne yapıyoruz?"

"Film izlemeye ne dersin?"

En sevdiği aktivitenin teklifini duyan Riki sevinçle ellerini çırptı ve oturduğu yerden kalkıp oyunu toparlamaya başladı. Birkaç saniyenin ardından film izlemeleri için uygun ortam sağlanmıştı bile.

"Ne izliyoruz hyung?"

"Bilmem, sen ne istersin?"

Riki kumandayı eline alıp yüzündeki gülümseme eşliğinde en sevdiği filmlerden birini açmıştı televizyondan: 20th Century Girl.

Sunghoon Riki'nin daha önce bu filmi ona silah zoruyla izlettiğini hatırladı. Yine de o istediği için laf etmedi o an, bunu sevdiğini biliyordu.

"İzleyelim, değil mi hyung?"

"İzleyelim tabii. Başlat hadi."

Onun filmi başlatırken takındığı gülümseme için 40 kez de olsa izlerdi bu filmi Sunghoon.

*****

"Sonu niye öyle bitti ki? Neden yani? Ne vardı mutlu olsalar?"

Sunghoon izledikleri dizinin bitmesinin üzerinden yarım saat geçmiş bile olsa ağlamaya devam eden Riki'ye yeni bir peçete uzattı. Gerçekten dizi için mi ağlıyordu yoksa hazır ağlamaya başlamışken aradan başka şeyleri mi çıkarıyordu bilinmezdi.

"Ağlama ama artık Riki. Sonunun böyle olduğunu biliyordun."

"Biliyordum ama bu izlemem için engel değildi."

"Ama her hikayenin mutlu sonla bitmediğini biliyorsun değil mi? Her şey olabilir hayatta. O kız böyle de mutlu olabilir."

"Ama ben onun yerinde olsaydım..."

Riki aniden ne söylediğinin farkına varıp ağzını kapadı elleriyle. Hayır, bunu söylememiş olması gerekiyordu.

"Ne yapardın Riki onun yerinde olsan? Biz bir ilişkide olsak ve ben gitsem, sonra sen..."

"Hyung ben onu demek istememiştim..."

"Yani benimle bir ilişki istemiyorsun öyle mi?"

"Neden böyle sorular soruyorsun?"

Sunghoon onun bu sorusunu cevapsız bırakmayı seçti. Cevabını farklı bir yoldan vermesi daha güzel olacaktı.

"Biliyor musun Riki? Dün Jay ve Heeseung hyung ile konuştum. Ne yapmam gerektiği hakkında. Heeseung hyung bana bir şeyler söyledi orada."

Riki tepki vermeyip yalnızca dinliyordu onu. Bu cümlelerin varacağı yeri anlamamış gibi görünüyordu.

"Bana kendimi seni sevmeye odakladığımı çünkü seni üzmek istemediğimi söyledi. Sence haklı mı? Kendimi seni sevmek için mi zorluyorum?"

Cevap yoktu. Riki yanlış bir şey söyleyip onu sonsuza kadar kaybedeceğinden korkuyordu. Bu yüzden cevap yoktu.

"Bence haksız. Kendimi seni sevmeye falan odaklamadım ben. Kendimi buna zorlamıyorum. Benim kendimi zorlamama gerek yok. Çünkü kalbim benden önce duygularının farkına vardı. Bütün hücrelerim bu sevgiyi ezbere bilirken beynim kabullenmedi. Ancak şimdi kabul edebiliyorum Riki. Seninle geçirdiğim bu güzel günün ardından kabulleniyorum sonsuza kadar bugün gibi yaşamak istediğimi. Çünkü seni seviyorum ben Nishimura Riki."

Deminden beri konuşurken açtığı dudakları bu kez kapanmıştı Sunghoon'un, Riki tarafından. Ancak eğer dudaklarının üzerine Riki'nin dudakları olacaksa, Sunghoon sonsuza kadar susmaya hazırdı.

Mixed Up~HoonkiWhere stories live. Discover now