17.

263 37 6
                                    

"Riki!" Riki okul için yürürken duyduğu sesle arkasına döndü. Sunghoon ona seslenip kendisini beklemesi için işaret yapıyordu. İşte bu beklenmedikti.

Sunghoon yanına gelince birlikte yürümeleri için işaret vermişti Riki'ye. Riki sorgulamadan onun yanında yürümeye başlamıştı ama merak etmiyor da değildi.

"Hyung şey-"

"Sessizce yürümeye ne dersin Riki?"

Riki eliyle ağzına fermuar çeker gibi yapıp sustuğunda Sunghoon gülümsedi onun davranışına. Ne olursa olsun Riki küçük bir çocuk gibiydi.

Birlikte sessizce okul bahçesine girdiklerinde bütün gözler onlara dönmüştü. İnsanlar garipsiyordu elbette.

"Bu ikisi yakında sevgili olursa şaşırmam bak. Çok yakın bir zamanda olur, eminim. Bütün okulun önünde birbirlerine zorbalık yaptıktan sonra sevgili olmaları çok iğrenç."

Riki kendilerine laf atan çocuğa baktı. Birbirlerini tanımıyorlardı bile ama kendileri hakkında gayet rahat konuşabiliyordu o çocuk.

"Bu noktada bunun seni ilgilendirdiğinden emin değilim ama. İster sevgili oluruz ister düşman ister arkadaş. Her türlü bizim ilişkimiz sizin hakkında konuşabileceğiniz bir durum değil. Bunun iğrenç olup olmamasına karar verecek kişi de sen değilsin bu konuda. Bir daha hakkımızda en ufak bilgin olmadan yorum yapmazsan memnun olurum."

Riki şokla dinliyordu Sunghoon'u. Çocuğa karşı konuşacağını, kendilerini koruyacağını hiç düşünmezdi.

Ancak Sunghoon bugün Riki'yi şaşırtmaya yemin etmiş gibiydi. O aptal çocuğa karşılığını verdikten sonra Riki'nin omzuna kolunu atıp yürütmeye başlamıştı onu.

Riki'yi sınıfına getiren Sunghoon onun sırasına oturduğunu gördükten sonra el sallayıp sınıftan çıktı. Çıkmaması için neler yapmazdı Riki.

"Ah, bu da ne böyle? Geçen gün üzerine bir bardak sıcak kahve döktü ve şimdi seni sınıfına mı bırakıyor?"

Anlaşılan Riki uzun bir süre bu sorularla baş edecekti bugün.

*****

"Riki! Gel, gidelim artık."

Riki çantasını toplarken kapıda dikilen Sunghoon'a bakıp hızını arttırarak eşyalarını çantasına yerleştirdi. Sonra çantasını sırtına atıp koşarak aynı pozisyonda onu bekleyen Sunghoon'un yanına gitti.

"Geldim hyung."

Sunghoon nedense o an gözünde küçük bir çocuk gibi görünen Riki'ye gülümsedi. Tatlı gelmişti gözüne. Gerçi, o hep tatlıydı.

Tekrardan kolunu Riki'nin omuzuna yerleştirip onu kendisiyle birlikte yürütmeye başladı. Böyle yaparak sadece Riki'nin kafasını karıştırıyordu.

İkili yine konuşmadan eve doğru yürümeye başlamıştı. Riki sormak istedi. Anlamak istedi olanları ancak Sunghoon cevaplara hazır değil gibiydi. Sürekli susturuyordu Riki'yi.

Sunghoon aynı sessizlikte Riki'yi eve bıraktı, el sallayarak evine girmesini izledi. Daha sonra bu anın tanıdık geldiğini fark etti. Sunoo ile de böyle olmuşlardı, ama Sunghoon o zamankinin bu kadar kafa karıştırıcı olmadığına emindi. Sunghoon o zamanlar Sunoo hakkında ne düşündüğünden kesinlikle emindi. Ama Riki'ye gelince iş değişiyordu. O ikisinin ilişkisi biraz fazla karışıktı.

Sunghoon düşünerek evine ilerlemeye başladı tekrar. Yolunun karşısında Sunoo'yu görene kadar sürdü bu sessizlik.

Sunoo kararlı gözlerle Sunghoon'a yaklaştı. Korkmadığını göstermeye çalışıyordu ve başarılı olmuştu. Sunghoon'un iyice yanına gelince başını kaldırıp aynı kararlı gözlerle bakmaya başladı Sunoo.

"Konuşmamız gerekiyor hyung."

"Söyle ne söyleyeceksen."

Sunoo, Sunghoon'un soğuk sözleriyle irkildi önce. Sunghoon önceden asla böyle konuşmazdı ona karşı. Ama buna takılı kalmayacaktı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen hyung? Amacın ne?"

Sunghoon alaycı bir gülüş attı ortaya. Bu gülüş kesinlikle ciddi değildi. Ve Sunoo bunu anlamayacak insan değildi.

"Ne yapıyormuşum acaba? Hangi davranışımı beğenmediniz saygıdeğer Sunoo? Ne gibi bir amacım olabilir?"

Aynı alaycı gülüş bu kez Sunoo'dan geldi. Karşılığını verecekti.

"Önce Riki'ye bok gibi davranıyorsun. Hatta ikimizin ayrılmasına sebep oluyorsun. Riki ona davranışların yüzünden mental çöküş yaşayıp hastanelik oluyor. Sonrasında gelip iyi davranıyorsun ona. O umutlanıyor. Farkında değilsin ama umut veriyorsun ona. Belki de farkındasın ancak bilerek yapıyorsun bunu. Gerçekten soruyorum, amacın ne?"

Sunghoon tehditkâr bir ifadeyle yüzünü eğdi kendisinden kısa oğlana doğru. Ardından sert sözlerini sarf etti aynı bakış eşliğinde.

"Benim tek amacım beni affetmesini sağlamak. Yaptıklarımın hafif şeyler olmadığının farkındayım ama beni affetmesini istiyorum. Pişman oldum çünkü onunla senin uğruna kavga ettiğime."

"Bu muydu yani uğruna mücadele ettiğin aşkın? Şimdi de Riki'yi mi seviyorsun? Elde edemeyeceğini bildiğinden mi? Sen seversin elde edemeyeceğin kişileri takıntı yapmayı."

Son duydukları yüzünden kan beynine sıçramıştı Sunghoon'un. Sinirden gözünün döndüğünü hissetti ama ona zarar vermeyecekti. Kıyamadığından değildi, değmezdi.

"Bana laf ederek onu tekrar alacağını sanıyorsun değil mi? Elde edemeyeceğimi bilsem, hiç uğraşmam. Sen ise uğraşmaya değmezdin. Bu yüzden ucunu bıraktım. Ayrıca eğer Riki seni sevseydi bir şansın olabilirdi. Ama o beni seviyor. Pişman olduğumu da görüyor. Göreceksin, affedecek beni."

"Kendine fazla güveniyorsun hyung."

"Kendime değil, Riki'nin sevgisine güveniyorum ben."

Mixed Up~HoonkiWhere stories live. Discover now