"Ne diyorsun sen?"

Jungkook kaşlarını kaldırıp indirerek ona bir adım yaklaştığında konuşmaya başlamıştı.

"Daha iyi oynamalısın Vera. Daha gerçekçi."

Vera büyüttüğü gözleriyle ona baktığında Jungkook hayal kırıklığı ve nefretle bakmıştı kıza.

"Kendini çok zeki zannediyorsun Vera. Ama karşındaki kişinin farkına varman gerek artık."

"Saçmalıyorsun, öyle bir amacım yoktu."

Jungkook alayla gülmeye başladığında Vera sızlayan kalbiyle dolu gözlerini dindirmeye çalışıyordu.

"Öyle mi? Söylesene, oradan bakınca aptala mı benziyorum? Senin o küçük kafanda kurduğun planların bana söker mi sence?"

" Jungkook, bak..."

"Defol git Vera."

Vera dolmuş gözleriyle ona baktığında Jungkook'un içindeki hayal kırıklığı daha da büyümüştü.

"Ne?"

Jungkook ona bir adım daha attı.

"Defol git ve o aptal kıdemlilerine gönderdiğim sürprizle eğlenmelerini söyle. Sonrada biraz aklın varsa Seul'den defol git."

Bunu kızın iyiliği için istiyordu. Onu korumak için çabalıyordu ancak yaşadığı hayal kırıklığı ona bunu neden yaptırdığını sorgulatıyordu. Bu durumda bile ona yardım etmeyi mi düşünüyordu gerçekten?

"Jungkook beni dinle..."

"Seni yeterince dinledim komiser. Şimdi dediğimi yap ve bir daha da gözüme gözükme."

.

Vera titreyen elleriyle kapıyı açtığında içerideki komiserler çatık kaşlarıyla ona dönmüşlerdi.

"Özür dilerim"

Vera'nın ruhsuz sesiyle başkomiseri başını iki yana salladı.

"Önemli değil. Elinden geleni yaptın sen. Sorun bizde. Çok hafife aldık onu."

"Nasıl bunu öğrenebilir anlayamıyorum."

Vera bakışlarını müdürlerine çevirdiğinde kızarık gözleri onun küçük gözleriyle birleşti.

"Dün gece dedikleri ne anlama geliyordu?"

Müdürü anında başkomisere baktığında gözleriyle birbirlerine paslamaya çalışıyordular.

"Ne demek dedim size?!"

"Seni ilgilendiren şeyler değil Vera."

Vera'nın kaşları çatılırken başını sallayarak ayaklanmıştı.

"İyi, kendim bulurum o zaman."

Arkasından seslenselerde Vera hızlı adımlarla karakoldan ayrılmış arabasına binmişti. Kim Namjoon isimli kişinin şirketine doğru gazlamıştı.

Dakikaların ardından vardığı şirketin önünde durup arabadan inmiş hızlı adımlarla yukarı çıkmaya başlamıştı. Gördüğü sekretere odayı sormuş bulduğu odaya hızla girmişti.

Namjoon'un bakışları ona dönerken Jungkook'un anlattıkları da elbet aklındaydı.

Böyle bir şeyi o da beklemiyordu.

"Anlatın. Her şeyi."

Namjoon gülmüş arkasına yaslanarak ona bakmıştı.

"Sana neden güveneyim?"

Dün gecenin ardından Jungkook ile yaşadıkları hayal kırıklığı yetmişti ona.

"Zorundasın."

"Değilim?"

Vera dişlerini birbirinden bastırdığında Namjoon'un sesi yankılanmış, Vera'yı paramparça eden cümleyi kurmuştu.

"Jungkook'un bir an için güvenip hayal kırıklığı yaşadığı ve güveninin paramparça olduğu bir polise, neden güvenmek zorunda olayım?"

Evet.
Kendi elleriyle güvenini sarsmıştı.

Gerçekten Yunesa, Jungkook tarafından sanıldığı kadar masum muydu?

.

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.











Jeon Jungkook | KS1Место, где живут истории. Откройте их для себя