184- Nerenin Kılı?

189 32 5
                                    

Herkes gece vardiyalarını ayarladıktan sonra uyumak için odalarına çekildi.

Wu Ruo, kendi odalarına döner dönmez sordu, "Xuanyi, imparatorun ölümünün bir parçası olabilir misin acaba?"

Hei Xuanyi çayından bir yudum aldı ve gülümseyerek sordu, "Seni böyle düşündüren ne?"

"Xuantang'a Wu aile üyelerini öldürme suçunu itiraf etmesini ve ardından Wu ailesinin Ruh Baharı Krallığı ile gizli anlaşma suçunu ifşa etmesini söyledin ve sonra imparator öldü. Tüm bunlar, Veliaht ile ikinci prens arasındaki kavgayı tetikleyen bir plan gibi görünüyor.”

Hei Xuanyi çay bardağını bıraktı ve Wu Ruo'yu kucağında tuttu, "Haklısın. Ben yaptım." (Aklımın ucundan bile geçmemişti)

Wu Ruo şaşırmıştı, “İmparatoru gerçekten öldürdün mü?” 

"Onu ben öldürmedim. Ama ona lanet koydum. Wu Weixue'yi öldürmek için Wu Malikanesi'ne gittiğim geceyi hâlâ hatırlıyor musun? O gece Wu konağına giremedim. Bu nedenle, her ihtimale karşı imparatordan kıl almak için imparatorluk sarayına gittim.”

"Wu Chenzi'nin ona yaptığı lanetin aynısını ona senin de yaptığını mı söylüyorsun? Bu yüzden mi imparator zamanından önce öldü? Ama bildiğim kadarıyla ölüm lanetine uğrayan kişinin ölüm tarihini kesin şekilde belirleyemezsin ki!” 

Wu Ruo'nun gözleri bir şey düşünürken fal taşı gibi açıldı, “Sen imparatorun neresinden kıl aldın?”

Kocasının imparatorun mahrem yerinden kıl alırken pantolonunu indirdiğini düşünmek bile istemiyordu.
(。ノω\。)

Hei Xuanyi'nin gözleri gülümsüyordu ama Wu Ruo'nun ne dediğini anlamamış gibi yaptı.

"Nerenin kılıydı dedim?"

Wu Ruo, Hei Xuanyi'ye gözlerini devirdi, "Ne düşünüyorsun söyle?"

Hei Xuanyi doğruyu söyledi, "Sandığın gibi değil. Kılı o kısım hariç başka yerlerden aldım.” 

"Ama lanetin nasıl işledi? İmparatora büyü yapacak şamanı nereden buldun?”

"Lianfo Tapınağı'ndaki gün, sana iki yıl önce tanıştığımı söylediğim iki şamanı hâlâ hatırlıyor musun? Biri ölüm laneti yüzünden ölmüştü hani, diğer şaman ise hayatını kurtardığım için bana teşekkür etmenin bir yolu olarak hayatını benim için çalışmaya adadı.”

"Ama ben neden onu şimdiye dek hiç görmedim?" Wu Ruo'nun kafası karışmıştı.

"Yanına hiç gelmedi zaten. Hala bizim için gemimizi koruyor.”

"Gemi mi?" 

Wu Ruo, Hei Xuanyi'nin bir keresinde ona klanlarının okyanusun diğer tarafında olduğunu söylediğini hatırladı. Ve oraya gitmek için gemiye binmek zorundaydılar. Bu, geminin İmparatorluk Krallığı sahilinde bir yere demir atmış bekliyor olduğu anlamına geliyordu.

"Evet. İmparatorluk sarayından çıkınca imparatorun kıllarını ona gönderdim.  Kendi canını feda etmeden imparatora bir ölüm laneti daha koymayı başardı.  Şans eseri, imparator ilk ölüm lanetinden ciddi şekilde zarar gördüğü için, kılını vücudunun farklı farklı yerlerinden almaya gerek bile yoktu. Hatta lanet bir hayat takası olmadan işe yaradı. Şaman hala hayatta.” 

Hei Xuanyi cebinden insan şeklinde bir rün çıkardı. Üzerinde birinin doğum bilgisi yazıyordu. "Bu, şamanın bana verdiği lanet rünü. Onu kırar kırmaz imparator hemen ölecekti.”

Wu Ruo rünü aldı ve kırıldığını gördü, "Demek kırdın?"

"Evet. Artık imparatorun Wu Chenzi tarafından manipüle edildiğini bildiğimize göre, Wu ailesinin ihanet suçunu ifşa etsek bile şartlar bizim avantajımıza olmayacaktı. İmparator bunu bizi hapse atmak için bir bahane olarak kullanacaktı.”

Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]Where stories live. Discover now