132- Yesem de Doyamıyorum

245 35 5
                                    

Bir sabah hizmetçi elinde anahtarla kafesi açmaya geldi.

Wu Ruo, onu neden bıraktıklarını hâlâ kafasına takmasa da kafesten çıktı.  Kapıya ulaştığında Hei Xuanyi, Hei Xuanyi'nin kollarındaki Eggie, Hei Xuantang ve Hei Gan dışarıda bekliyorlardı.  

Hei Xuantang gülümseyerek söyledi, "O burada."

Eggie, Wu Ruo'ya el salladı ve heyecanla konuştu, "Baba!"

Wu Ruo'nun dudakları seğirdi. Eggie gayet iyi görünüyordu ve hatta daha fazla kilo almış gibiydi. Son günlerde harika bir hayatı varmış gibi görünüyordu. (Bizde bir görüp yanaklarını mıncırsaydık)

Hei Xuanyi, Wu Ruo'ya yaklaşırken sordu, "İyi misin?"

"İyiyim."  Wu Ruo arkasındaki eve baktı ve "Neden gitmemize izin veriyor?" diye sordu.

"Onun muhteşem ruh iksirini çalmadık ya da herhangi bir askeri öldürmedik.  Tabii ki gitmemize izin verir.” diye Hei Xuantang şikayet etti, "Doğduğumdan beri ilk defa hapse atıldım. Orası pis kokulu ve kirli. Hatta orada fareler ve hamamböcekleri bile gördüm.  Gezegende kalmak isteyeceğim en son yer orası. Doğru, Ruo, sen nereye kondun?"

"Bahçede bir demir kafese."

"Burası iyi bir yer değil. Hadi eve gidelim." dedi Hei Xuanyi.

Wu Ruo, Eggie'yi yakaladı ve küçük yüzünden makas aldı, "Babanın ve benim ismimi unuttuğun için çok mutlu gibisin?"

"Babamın adı Wu Ruo ve babamın adı Hei Xuanyi." dedi Eggie gururla.

Hei Xuantang araya girdi, "Amcanın adı ne?"

"Hei Xuantang."

Hei Xuantang gülümsedi, "İyi çocuk.  Aşkımı hak ediyorsun." (Beni de sev)

"Karaborsa sahibi tarafından iyi beslendiğin ve giydirildiğin için babanın ve benim ismimizi unuttun herhalde."  dedi Wu Ruo.

Eggie kollarını Wu Ruo'nun boynuna doladı ve onu yanağından öptü, "Seni asla unutmayacağım baba."

Wu Ruo gülümseyerek alnını ovuşturdu.

Biri aniden seslendi. "Ruo."

Wu Ruo sesi takip etti ve etrafına baktı ve karaborsa sahibinin evinden dışarıya sarkan Ba Se'yi gördü. (😧)

"Gerçekten sensin, Ruo."  Ba Se memnuniyetle Wu Ruo'ya doğru koştu ama Hei Gan tarafından durduruldu, "Ruo. İmparatorluk şehrine sadece seni aramak için geldiğimi biliyor musun?”

"O kim?"  Hei Xuantang, onu korumak için Wu Ruo'nun önüne geçti.

"Cinsel tacizci."  dedi Wu Ruo öfkeyle.

Sanglun'u kolayca bulacağını bilse, şu anda Ba Se'yi öldürürdü.

"Bu yüzden onun kötü bir adam olduğunu hissediyorum."  Hei Xuantang, Ba Se'ye söyledi, "O benim kardeşimle evli. Bir daha yengemi taciz etme. Yoksa seni öldürürüm."

Ba Se'yi kasık bölgesinden sert bir şekilde tekmeledi ve homurdandı.  Sonra Wu Ruo'ya "Hadi gidelim!" demek için döndü.

Ba Se kendini tutmasa karnının üzerine düşecekti. Wu Ruo'nun gidişini izlerken acı vücudunu sardı. Gözleri öfke doluydu.

Onu tekmeleyen adam yakışıklıydı ve Wu Ruo'nun yanında duran adamınsa dünya dışı bir aurası vardı.  İkisinin de ondan uzun olması çok kötüydü.  Onun tipi değillerdi. (Başta anlamadım ama uzun derken elinin altına gelmesinden, cinsel beğeniden bahsedio bu mal)

Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]Where stories live. Discover now