93- Bana Bırakın

302 37 2
                                    

İmparatorluk Şehri'ne girdiklerinde öğlen olmuştu. Aynı zamanda bu saatler şehirde çok sayıda insanın dışarı çıktığı zamandı. Dünyanın her yerinden zengin işadamları ve güçlü insanlar da dahil olmak üzere insanlar sokaklara girip çıkıyordu.

İmparatorluk Şehri'ne hiç gitmemiş olan Wuxi ve Eggie, şehre girdikten hemen sonra pencerenin kenarına yatıp dışarıdaki manzarayı seyretmeye başladılar. Sokağın her iki yanında yüksek binalar vardı ve iç dekorasyonlar zarifti. Arabanın yanından geçen insanlar süslü giyimliydi, ki bu Gaoling kasabası ile kıyaslanamazdı.

"Vay..."

Wu Xi mutlu bir şekilde Guan Tong'u kızların allık guaj ve elbiseleri konusunda dedikodu yapmak için takip etti.

Diğer taraftaki Eggie de mutlu bir şekilde bağırdı:  "Baba, onu yemek istiyorum ve şundan yemek istiyorum..."

Artık gördüğü her şeyi istiyordu.

Wu Ruo çaresizce bir mendil çıkardı ve salyasını sildi: "Bir dahaki sefere alışverişe gittiğimizde satın alırım."

"Hepsini istiyorum."

Eggie özellikle babasının her şeyi cesurca satın aldığı Yeni Yıl Gününü özlüyordu.

Ji Xi kibirle konuştu, "Yeniden bu şehre geri döndüm."

Wu Ruo o yöne baktı.

Karşısında Wu Qianqing çok endişeliydi. Şimdi İmparatorluk Şehrine gelmişlerdi, ama Wu Zhu'yu nasıl bulacağına dair hiçbir ipucu yoktu, Wu Zhu'nun İmparatorluk Şehrinde olması gerekiyordu.

Yarım saat sonra, sonunda araba durdu.

Arabanın dışındaki muhafız, "Efendim, hanımefendi, işte geldik." dedi.

Wu Ruo en önde kucağında çocukla arabadan çıktı. Hemen sonra önündeki kırmızı kapı karşısında şok oldu. Hei Xuanyi'den daha önce imparatorluk başkentinde büyük bir malikane satın aldıklarını duymuştu. Ama böyle bir konağı hiç düşünmemişti. O kadar büyüktü ki, ihtimalle İmparatorluk Başkentindeki soyluların sarayları bundan daha aşağı değildi.

Wu Xi kapıya kocaman açılmış gözlerle baktı, "Bu kapı gerçekten büyük. "

Bu onların Güney Avludaki kapısından daha büyüktü ve içerideki avlu Güney Avlu'nunkinden daha geniş olmalıydı.

Wu Qianqing ve Guan Tong arabadan çıktıktan sonra, onlar da bir süre kapıya baktı.

Eggie, Wu Ruo'nun kucağından indi ve Cuckoo ve Hornie adlı büyük canavarıyla mutlu bir şekilde malikaneye koştu. (Bu Hornie kasabayı birbirine katan canavar bildiğin evcil hayvan olmuş akdjhdjs)

Daha sonra, büyük bir hizmetçi grubu dışarı çıktı. Onları köşkte karşılamak için kapıda iki sıra halinde sıraya girdi. Ardından Hei Xuanyi ve Hei Xuantang salondan çıktı.

Hei Xuantang şaka yaptı, "Yengeciğim, sonunda buradasın. Eğer gelmeseydin, ağabeyim endişeden delirecekti."

Siyah malikaneye girdikten sonra Wu Ruo onu duymamış gibi, sağa sola baktı, baktığı her yer sanki daha önce burada bulunmuş gibi ona tanıdık geliyordu.

Hei Xuanyi sordu: "Beğendin mi?"

Wu Ruo başını salladı ve ağzından şu kelimeler döküldü, "Bu evin avlusunun önünde küçük bir göl var mı?"

Hei Xuanyi, Hei Xin'in ona konuttan zaten bahsettiğini düşündü. Hafifçe başını salladı: "Pekala. İçeri girip bir bakmak ister misin?"

"....."

Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]Where stories live. Discover now