80- Şanssız

311 55 8
                                    

Wu Sheng gittikten sonra Wu Xia ve Chen Hou hariç diğerleri bir bahane uydurup orayı terk etti.

Wu Xi sarhoş bir şekilde sordu, "Neden hepsi gidiyor?" 

"Yakında dönecekler. Sadece biraz temiz hava almaya gittiler.”  Chen Hou ayağa kalktı ve gülümseyerek konuştu, "Hala daha fazla yemeğe ihtiyacımız var. Mutfağa gidip sipariş edebileceğimiz bir şey olup olmadığına bakacağım. Xia, çok gurme birisin.  En sevdiğin yemeklerden bir veya iki tanesini seçmek için benimle gelmek ister misin?”

Wu Xia başını salladı, bardağını bıraktı ve Chen Hou ile birlikte ayrıldı.

Herkes ayrılırken Wu Xi, imaj olayını tamamen görmezden gelerek Wu Ruo'ya yaslandı, "Ruo, likör harika.  Chen Hou'dan bir şişe alıp eve götürelim. Ne düşünüyorsun?"

"Korkarım hepsini içtik."  Wu Ruo'nun sarhoş gözlerinde anlamlı bir şey vardı.

"Çok kötü."  Wu Xi uykuya dalarken mırıldandı, "Şimdi biraz kestirmem gerekiyor. Giderken beni uyandır."

"Elbette."  Wu Ruo onu dul kadının yanındaki bir sandalyeye oturttu, mumları yaktı ve içkisine devam etmek için arkasına yaslandı.

Çok geçmeden kapı itilerek açıldı.

"Ruo."

Wu Ruo başını kaldırdı ve onun Ba Se olduğunu gördü.

"Ruo, bana burada akşam yemeği yiyeceğin söylendi. Bu yüzden seni görmeye geldim."  Ba Se, Wu Ruo'nun yanına oturdu ve güzel yüzüne şefkatle baktı, "Seni son zamanlarda görmedim.  Nasılsın?"

Wu Ruo yumuşak bir tonla söyledi, "Senin Büyülü solucanların yüzünden katil olmakla suçlandım. Şimdi de bana soruyor musun?" 

Ba Se endişeyle açıkladı, "Wu Anshu'ya yardım etmek zorunda kaldım çünkü ona çok şey borçluydum. Ama sana yemin ederim ki, asla seni ve aileni incitmek ya da karışmak gibi bir niyetim olmadı. Bana inanmalısın." 

Wu Ruo gözlerini indirdi ve hiçbir şey söylemedi. Narin, muhteşem yüzü, özellikle aydınlatıcı mum ışığında pembe bir çiçek gibi açıyordu.  Güzelliği nefes kesiciydi.

"Ruo..." Ba Se onun ismini söylemeye engel olamadı.

Wu Ruo gözlerini hafifçe kaldırdı ve ona bir bakış attı. Güzel kirpikleri, Ba Se'nin kalbini gıdıklayan iki tüy parçası gibiydi. Tüm bunlar Ba Se'yi Wu Ruo'nun elini tutması için motive etti.

Wu Ruo hızlı tepki verdi. Dokunacağı an elini hemen çekti ve ayağa kalktı.
Ba Se de onun gidebileceğinden korkarak aceleyle ayağa kalktı. Ama çok endişeliydi ve ayağını sandalyeye takıldı. Neredeyse düşüyordu. Aceleyle sandalyeyi tuttu ve kendini sabitledi.  Wu Ruo hala orada dururken elini tutmak için çabucak Wu Ruo'ya yaklaştı,

"Ruo, beni affedebilir misin?"

Belki de çok sarhoş olduğu için Wu Ruo, bir kız gibi utangaç bir sesle Tamam diye cevap verdi.

Ba Se nefesini tutarak onu kollarına çekti, "Ruo, seninle ilk tanıştığımda sana aşık olduğumu biliyor musun?  Manevi gücünün olmaması ya da evli olman umurumda değil, seni seviyorum. Seni çok seviyorum. Her gece seni hayal ettim. Benimle klanıma döner misin? Sana iyi davranacağım söz veriyorum."

"Öyle mi?"  Wu Ruo ona huzursuzca baktı.

Ba Se derin bir nefes aldı. Wu Ruo'yu pembe dudaklarından öpmek için sabırsızlanıyordu.

Alt katta, Wu Sheng, Hei ailesine ait bir araba görünce ileri atıldı. Yüzü kara pullarla dolu bir adam arabadan indi.
Wu Sheng, Hei Xuanyi'nin şahsen gelmesine şaşırmıştı ama bu daha iyiydi.

Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]Where stories live. Discover now