Medya: Sefa Çağatay

"Su, su istiyorum" zar zor ağzımdan çıkardığım kelimeler öksürmeme sebep olmuştu. Gözlerimi açamıyordum. Vücudumun hiçbir zerresini hissedemiyordum. Ağzım kupkuruydu. Ellerim nerdeydi onu bile bilmiyordum.

En son ne olmuştu?

Başım zonkluyordu. Ben nerdeydim?

Gözlerimi yavaş yavaş açarken etrafımın kapkaranlık olduğunu farketmem uzun sürmedi. Başımı hafif çevirdiğimde arabanın altında olduğumu fark etmiştim. Ama algılayamıyordum. Tam olarak ne olmuştu?

"Pe-peri, Se-Sefa?" Pamir'in sesini duymam ile "Ben burdayım" diye bağırmaya çalıştım. Lakin sadece öksürebilmiştim. Ama ama Sefa? Sefa'ya ne olmuştu? Neden sesi çıkmıyordu.

"Sefa, Sefa ses ver yalvarıyorum" gözlerimden yaşlar boşalmaya başlamıştı.

"Sefa ölme, hayır Sefa" öksürmekten zar zor sesim çıkıyordu.

"Peri sesimi duyuyorsan öksür" öksürmeye başladım. Bu sefer de öksürmekten boğazım acımıştı.

"Tamam Peri kurtaracağım sizi. Yardım gelmek üzere" gözlerimden yaş eksik olmuyordu.

"Böyle olsun istemedim Sefa"

"Özür dilerim özür dilerim özür dilerim" ellerimi hala kıpırdatamıyordum.

"Hepsi benim yüzümden, hepsi benim yüzümden" kısık seslerle söylediğim şeyleri ben zor duyuyordum. Kulağım çınlıyordu.

"İki uyutmadın be Peri Kızı" göğsümden kıpırtı ve ses gelince gözlerimi heyecanla açtım. "Sefa?"

"Hm?" Üstümdeymiş ve ben hiçbir şey hissetmiyordum...

"Yaşıyorsun değil mi?"

"Üzerimizde 1 tonluk yük var güldürme beni. Ölmüş olsam nasıl konuşayım?"

"Ölmediğin için sevindim" üzerimde hareketlenmeye başlayınca ne yapacağını algılayamamıştım. Sadece boynumu hareket ettirebiliyordum. " Üzerinde olduğumu algılayamadın mı?"

"Hayır. Boynumdan aşağısını hissetmiyorum"

"Siktir" kendisi hareket edebiliyordu. Bunu nasıl yapabildiğini bilmiyordum. Ben neden hareket edemiyordum.

"Sakin ol halledeceğim" gözlerimden yaşlar kayarken kendisini yüzüme doğru çekmiş ve sonunda gözlerim gözleriyle buluşmuştu. Alnı kanıyordu.

"Alnın kanıyor"

"Senin de dudağın" ister istemez dudağımı yalamıştım. Bakışları dudağımdan gözlerime kaydı.

"Vücudunda hissedebildiğin yerler nereler?"

"Başım boynum. Bir de sen kıpırdadığın zaman göğsümde olduğunu farkettim"

"Ayağını hissedebiliyor musun?" Oynatmaya çalıştım ama olumsuzdu "Yok"

"Tamam şuan yapabileceğimiz bir şey yok... Olumsuz düşünme-"

"Ya ben olumsuz düşünmüyorum da. Sana bir şey olmadı değil mi?"

"Görünürde bir şeyim yok. Sadece sırtım ağrıyor o kadar"

"Özür dilerim" başımı çevirip söylediğim şeye karşıt burnunu boynuma sürttü. " Ellerim iki yanında olduğu için başını çeviremiyorum bununla idare et."

"Manyak" sırıtmama sebep olurken ellerinin üstünde durduğu için yorulduğunu anlamıştım. "Hissetmiyorum zaten ağırlığını verebilirsin."

"Saçmalama" alnını alnıma dayamıştı. Muhtemelen kanı bana bulaşmıştı.

Peri Kızı |yarı texting|Where stories live. Discover now