After Dark | TXT ✓

Şaşkınlık

Yeonjun, Soobin'i Lightswen krallığındaki, en bilgeli doktora yani Bayan Sienna'nın yanına götürürken bir şey olmaması için içinden Tanrı'ya yalvarıyordu çok kez. Kendisinin de diğerleri gibi o yaratığı ilk görüşü olması onu daha da çok endişelendirirken bir yandan da kim olduğunu öğrenmek için can atıyordu. Ancak onunle Soobin arasında bir bağlantı olduğu şüphesiz kesindi. Soobin'in bir anda değişmesi ile ortaya çıkmış ve o sakinleşince de ortadan kaybolmuştu. Garipti.

Yeonjun kucağında baygın bir şekilde yatan bedenle birlikte Bayan Sienna'nın kapısında nöbet tutan askerlere yönelmişti. "Bayan Sienna içeride mi?" diyerek sorduğunda askerlerden biri "Evet, efendim. İçeride." demiş ve kapıyı açması için Yeonjun birkaç adım geri çekilmişti. Kapı açıldıktan sonra Yeonjun içeriye girmiş ve gözleriyle Bayan Sienna'nın nerede olduğuna bakmıştı. O sırada hastalarının yattığı yatağı düzelttiğini fark etmişti Yeonjun. O her zaman hastalarına karşı çok saygılı ve dürüst birisiydi. Bu da herkesin ona kısa sürede güvenmesine ayrıca sevmesine de zemin hazırlamış oluyordu.

"Sienna" diyerek seslendi Yeonjun. Onun seslenmesiyle yatağı düzenlemeyi bırakan siyah saçlı ve turuncu elbiseli bir kadın Yeonjun'a dönmüş ve onu gördüğüne sevinmişti. Ancak bu gözleri Yeonjun'un kucağında baygın yatan bedene kayınca yüzündeki gülümseme aniden endişe ve korkuya çevrilmişti.
"Aman tanrım, Yeonjun ona ne oldu?" diyerek endişesini dile getirmişti Sienna. Bu esnada Yeonjun Soobin'i yatağa nazikçe yatırmış ve hemen başucunda duran bulut sandalyelerden birine oturmuştu.
"Sadece gördüklerimi anlatsam yeter sanırım.." dediğinde Sienna Soobin'in değerlerine bakıyordu.

"Güçlerimiz hakkında ders alıyorduk. Bizimkiler sorunsuz geçmişti. Soobin'inkiler de sorunsuz geçiyordu. Ateş ve toprak elementi sınavını kolayca geçti ama. Su elementine sıra geldiğinde ilk defa görüyorum ancak göz rengi birden masmavi olmuştu. Daha sonra sınavında savaştığı kişiyi dev bir tsunami yaratarak içine attı. Ama işin garip kısmı bu değil, suyun içine attığı anda içerisinden yılan mı ejderha mı yoksa fare mi bilmediğim bir yaratık çıkıp rakibini anında parçalara ayırdı. Daha sonra çok şiddetli bir yağmur oluştu. Ben ne yapacağımı bilemediğim için kan akışını yavaşlatmak zorunda kaldım. Yoksa o dev dalga kendimi de geçtim kardeşlerimi ve orada bulunan masum kişilerin hayatına son verebilirdi." dediğinde Sienna bakışlarını Soobin'den çekmiş ve hızlıca Yeonjun'a çevirmişti.

Sienna "Bunun olması mümkün değil." diyerek oturduğu yerden kalkmış ve hızlıca kalın ve tozlu kitaplar arasından birşeyler aramaya başlamıştı. En sonunda bulmuş olacak ki yüzünde endişeli bir gülümseme ortaya çıkmış ve mavi kapaklı toz içinde olan bir kitabın, önce üzerindeki tozları üflemiş sonra da kitabı karıştırmadan önce tekrardan aynı yere oturmuştu. Kitabın sayfalarını hızlıca karıştırırken elfler hakkında yazan bir kısma geldiğinde duraksamış ve işaret parmağıyla birşey arar gibi gezindirmişti kitabın üzerinde. "İşte burada." dediğinde Yeonjun'un bakışları da kitaba kaymıştı.

"Elf'lerin tanrısı olan Xei, Yuka ve Qeos. Bir genetik bozukluk sonucu Elf olmuşlar. Soobin'in atası Xei. Ve Soobin'in de bu soydan gelmesi ona bir sürü avantaj ve dezavantaj kazandırmış. Xei'nin kardeşleridir Yuka ve Qeos. Bir anlaşmazlık sonucu birbirlerine karşı aşırı kin, nefret ve sinir beslemişlerdi. Bu da onları savaşa sürükledi. Savaşın gidişatını değiştiren Xei olmuştu. Tıpkı Soobin gibi bir taratığın onun emri tarafından yönetildiği söyleniyordu. Bu yaratığın ismini kimse bilmiyor. Ve konunun en önemli kısmı şu ki : O elması acilen almalısınız. Yoksa Soobin içindeki ikizi ile çok büyük bir kavga çıkartabilir." dediğinde Yeonjun işaret parmağını ileriye ittirerek susmasını sağlamıştı.

"İkizi mi? Soobin'in ikizi mi var?" dediğinde Sienna gülümsemişti. "Yani, bir nevi öyle. Ama bu ikiz kötü biri değil. Soobin'in duyguları ikizini harekete geçiri. Ancak bu tek bir duygu ile mümkündür. O da Xei, Yuka ve Qeos kardeşleri birbirine düşüren duygu. Nefret, sinir ve öfke. Söylesene, Soobin'in sinirlendiği birşey oldu mu bugün?" dediğinde Yeonjun başını sallamıştı.