13. Bölüm : Doğru Karar

85 42 0
                                    

Merhaba arkadaşlar. Burayı çok boşladığımın farkındayım. Yeni kurgular falan derken buraya bölüm atamadım. Ama kaldığımız yerden tam gaz devam diyoruz ve yeni bölüme geçiyoruz. Bu gün iki bölüm ard arda atacağım, telafi için. O zaman başlayalım. Herkese keyifli okumalar diliyorum. Oy verip yorum yapmayı da unutmayın. Sizi çok seviyorum. <3

 <3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

13. Bölüm : Doğru Karar
" Kedilerin mutlu olduğunu öğrenmek kolaydı, zor olan insanların mutluluğunu öğrenmekti. "

Bazen bir durur, düşünür insan. Kendini sorgular, hayatı sorgular. Yaptıklarını sorgular, yapamadıklarını sorgular. Bazen bu düşündükleri saçma gelir ona. Bazen de bir ilaçmış gibi gelir. Kendini en dipte hissederken belki de en zirvededir insan. Etrafın karanlığı gözlerini yanıltıyordur onun.

Bazen engeller çıkar karşımıza. Büyük görünür onlar, aşamayız. Bazen de öyle dümdüz yolda yürürken buluruz kendimizi. Ne bir iniş yokuş var, ne de bir engeve. Sadece nereye götürdüğü belli olmayan dümdüz bir yol.

Güzel gelir o yollar bize. Fakat sonuna vardığımızda neyle karşılaşacağını kimse bilemez. Tıpkı hayat gibi. Hayat çoğu insan için engeveli ise, az bir insan için de dümdüzdür. Ama öyle bir zaman gelir ki o düz yollar yok olur ve engellerle dolu bir yola dönüşür.

Engeveli yollarla kaplanır hayatımız. İnişli yokuşlu. Ama önemli olan hayatımızda ne kadar engelin olduğu değil, o engeli nasıl aştığımızdır. Bazen tökezleriz ama yine de ayakta durmayı biliriz. Hayatın karşımıza çıkardığı engelleri aşmayı da.

Bazen yoruluruz, güçsüz düşeriz. Ama sonra gücümüzü toparlayıp ilerlemesini de biliriz. Kendimizde güç bulmayı ve o gücü kullanmayı.

Fakat bazen buna inancımız kalmaz. Umud etmeyi bırakıp kadere boyun eğeriz. Ve kaderimiz neyse onu yaşamayı kabul ederiz...

Mesaj iki tık olduğu anda ismin altındaki rakamlar çevrimçi olarak değişti. Heyecan karışım şaşkınlıkla nefesimi tutarak telefonu kapatıp oturduğum koltuğun köşesine fırlattım.

Şok içimde hala nefesimi tutarken ne yapacağımı bilemiyordum. Kendimi bir aptal gibi hissediyordum. Fakat artık yapacak bir şey yoktu. Mesaj ona ulaşmıştı. Belki de mesajı bile okumuş, bunu kimin attığını anlamaya çalışıyordur.

Yüzümün ısındığını hissederken titrek ve zayıf bir nefes verdim. Kalbim heyecandan deli gibi atıyor, içimden mesajımı görse de umursamamasını dinliyordum. Soğuk terler ve titremeler tüm vücudumu esir almış gibi sarıp sarmalıyordu beni.

Dayanamayıp koltuktan kalktım ve salonun içinde bir sağa bir sola yürümeye başladım. Kalbim ağzımda atıyormuş gibi hissettiğinde sol elimi kaldırıp ağzıma götürdüm, tırnaklarımı yemeye başladım.

Ben nasıl böyle bir aptallık yaparım ya? Yani benim onunla konuşacak neyim olabilir ki acaba? Onu tanımıyorum bile! Off gerçekten dertsiz başımı belaya sokmazsam olmaz sanki. Aferim sana, Serçe! Aferim, tam gaz devam! Böylelikle dünyanın en aptal kız ödülünü de sen almış olursun!

Yaralı Kuş ve Altın Kafes Where stories live. Discover now