✵ 17 ✵

12 1 0
                                    

Karanlık gittikçe yaklaşıyordu.

Yavaşlamadan, duraklamadan, son sürat üzerimize doğru geliyordu. Rahatça bir nefes almak istiyordunuz fakat aldığınız nefeste ciğerlerinize dolan oksijende bile o karanlık hava hissediliyordu. 

Bu durum da gittikçe ruh halinize, hislerinize yansıyordu. Yaptığınız şeyi yapmak istemiyor, zevk alınacak şeyden bile zevk alamıyordunuz.

Çünkü içimizde her zaman aceleci bir taraf vardı. Özellikle bir amaca doğru gidiliyorsa.

Aynı şekilde içinde bulunduğumuz durum hissetmem gereken hisleri alt üst etmiş tam tersini hissetmeme sebebiyet vermişti.

Katlanmam gereken cani ve sapık bir kral ve planda olmayan prenses kurtarma operasyonu vardı.

Aldina'nın sorun çıkaracağını hissetmem de moralimi bozuyordu.

Huzursuz uykumdan gördüğüm kabus sebebiyle sıçrayarak uyanmıştım. Tam olarak hatırlamasam da vahşetti resmen. Atan kalbimi ağzımda hissediyordum. Yataktan kalkıp kendime gelmek adına lavaboya gittim. Yüzümü hışımla yıkarken gözümün içinde çakan şimşekler de hissettiğim korkunun ve karanlığın işareti olmalılardı.

Korkunçtu...

Pijamalarımı çıkarıp günlük kıyafetler giyerken aşağıya inip vakit geçirmek hiç istediğim bir şey değildi.

Çalan kapıyla kendime gelirken ilerleyip kilitli kapıyı açtım.

"Efendim, Kral Aron kahvaltı salonunda sizi bekliyorlar"

"Tamam, geliyorum"

"Size eşlik etmem istendi"

İçten içten gözlerimi devirip odadan çıktım. Kadının peşine takıldım ve bizi bahçede bekleyen sevgili kralımızın yanına gittik. Salon dediği yer de bir şeye benzese bari...

Aron beni görünce ayaklanıp:

"Uykucu Hanım da sonunda kalkabildi . Günaydınlar" dedi sandalyemi benim için çekerken .

"Günaydın Aron. Dün epey yorulmuşum"

"Dinlen canım. En büyük hakkın"

Önümdeki gözümün önünde sıktıkları taze portakal suyunu içerken bir parça kızarmış ekmeğe de reçel sürüp yedim. Tabii ki bu süreçte Aron susmak bilmedi ve hayatını anlatmaya başladı.

"Biliyor musun? Babamı ben öldürdüm"

Bunu beklemediğim için yutmakta olduğum portakal suyu boğazıma takılı kaldı ve öksürük krizine girdim.
Su içip kendimi toparlarken:

"Bunu duymuş olman gerekirdi? Bütün ülke benim babama yaptığım işkencelerden, onu öldürme şeklimden falan bahsedip dururlar" dedi.

"Babanı senin öldürdüğünü elbette biliyordum fakat bir anda kendinden bahsetmeyi bırakıp onu anlatman şaşırttı beni. Tatsız şeylerden bahsetmeye hiç gerek yok. Ama iyi ki yapmışsın. Sana bulaşmaması gerektiğini iyi bilmeliydi."

"Aynen öyle tatlım. Neyse, sana maceralarımdan bahsetmemi ister misin?"

Dünden beri anlata anlata bitiremediği mükemmel maceralarını bir daha dinlemek için kafamı salladım.

Zaman su gibi geçerken Aron bana gün içinde Aldina'yla ilgilenmem için özel bir oda ayarladı.

Bize ayrılan odada Aldina'nın getirilmesini beklerken odanın bir ucundan bir ucuna yürüyüp duruyordum. Bulmamız gereken bir varis vardı, evet biliyorum o ihtimal sizin de aklınıza geldi, uğraşmam gereken bencil bir kral vardı ve daha niceleri...

NIGHT QUEENWhere stories live. Discover now