TÇ-9

508 43 5
                                    

Kampın ilk günü 

Çağatay'dan...

"Abi sandalyeleri alıp konteynırın önünde oturalım mı?" 

"Olur siz çıkın ben geliyorum" dedikten sonra Anıl ile Umarın konteynırdan çıkmasını bekledim sandalyelerini alıp dışarı çıktıklarında cebimdeki telefonu çıkarıp Zümrüt'ü aradım.

"Alo?" telefonu ilk çalışta açtı.

"Neredesin?" dedim.

"Daha kızların yanına gitmedim. Sende sorgulamak için mi aradın? Daha yeni geldik." 

"En ufak bir şeyde bana haber vermeni istiyorum. Özelliklede Alara ile fazla konuşmaya bak."

"Bu kadar merak etmen sence de biraz saçma değil mi hayatım?" söylediklerine göz devirerek onu yanıtladım.

"Anlaşma henüz bitmedi Zümrüt ona göre konuş benimle." Zümrüt ile bir anlaşma yapmıştık ondan Alara ve Yeşimle beraber olup onlar hakkında bana bilgi getirmesini istemiştim oda karşılığında onunla sevgili olmamı istemişti bende teklifini kabul etmiştim onu kullanacaktım ama bundan onun haberi yoktu. Alara'ya karşı hissettiklerimi onunla paylaşmamıştım bu yüzden onu merak etmemi saçma bulmuştu.

"Peki tamam şimdi kızların yanına gidiyorum. Kapatmam lazım."

"Tamam." telefonu kapattıktan sonra dışarıya çıktım bir çok kişi dışarıda vakit geçiriyordu. Henüz Yeşim ve Alara dışarı çıkmamıştı. Onlar dışarı çıkana kadar Anıl ve Umarla maç hakkında konuşmuştuk.

Konuştuğumuz sıra sohbete nasıl daldıysam Alara ve Yeşimin dışarı çıktıklarını fark etmemiştim hamak kurmuşlardı tek tek oturup hamağı test ediyorlardı. Alara oturduğunda hamak çökmüştü gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. O düştüğüne kahkaha atarken ayaklanıp konteynıra doğru ilerlerken bu sırada göz göze geldik o konteynıra girene kadar gözümü ondan ayırmadım. O konteynıra girdiğinde çocuklarla olan sohbetime kaldığım yerden devam ettim.

Akşam

Anlat bakalım oynayacaktık Ahmet Hocanın bizi gruplara ayırmasıyla herkes yerlerine geçmişti Alara ile de aynı gruptaydık.

Çoğu kişi oyunu oynamıştı bir tek bizim gruptan üç kişi henüz oyuna katılamamıştı bu elde büyük ihtimalle ya ben ve geriye kalan kişilerden biri yada geriye kalan iki kişi oynayacaktı ilkte sevinmiştim Alara ile oynarız diye ama böyle giderse onunla güzel bir vakit geçiremeden oyunu sonlandıracaktık.

"Evet üçüncü el oynayacak olan kişileri çağırıyorum Ünlüler takımından Çağatay ve Alara yarışacak." Ahmet Hocanın konuşmasıyla içimde sönen o umut ışıkları bir yanda alev almıştı bugün her anlamıyla çok güzel geçiyordu. Alara ile geçirdiğim her anı, bakıştığım her anı düşüyordum onlara şimdi bir yenisi daha eklenecekti. Alara ile kısa bir bakışmanın ardından yerlerimize geçtik. Alara sandalyesine oturduğunda bir süre düşündü sonra ise gözlerini Yeşime çevirdi o ona ne zaman baksam ya telefonla ilgilenirdi yada bir yere dalıp uzun uzun düşünürdü aklından hep ne geçirir çok merak ediyordum yüz ifadesinden ne düşündüğünü anlamlandıramazken bakışları bu sefer beni buldu sonra ise kartı çevirip anlatmaya başladı.

Süre bittiğinde ikimizde yerlerimize geçmek için ayaklandık ben yerime geçene kadar onu izledim oda beni izledi. Bir şeyi anlamlandırmak istiyormuş gibi bana bakıyordu. Anlasana kızım seni seviyorum işte.

Kampın ikinci günü

"Abi hadi kalk" Bu çocuk beni ne zaman rahat bırakacaktı ya. Anılın beni sarsarak uyandırmaya çalışmasıyla gözlerimi araladım. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra karşımdaki yansıması netleşirken yatakta doğruldum.

TAKINTILI ÇOCUKKde žijí příběhy. Začni objevovat