TÇ-15

354 43 4
                                    

İlk öncelikle kırmızı renkte askılı mini bir elbise çıkardı. Doğum günü için daha uygun bir elbise bakmasını söylediğimizde oflayıp elindeki elbiseyi dolaba astı. Diğer elbiselerini çıkarıp bize gösterirken en sonunda onunda elbisesine karar kılmıştık. Yeşim elbisesini kendi seçeceğini söyledi. Bizde Selin'in elbisesini seçmek için onun kaldığı konteynıra gittik. Her şeyi ayarladıktan sonra dışarı çıkıp oturduk.

Telefonlarımızın titremesiyle herkes dikkatini telefonuna verirken Efe'nin Doğum günü için gruba bilgilendirme mesajı atılmıştı.

Pınar Hoca: Arkadaşlar erkekleri oyun alanına göndereceğiz kızlarla beraber Doğum günü hazırlığı yapacağız. Şimdi Ahmet Hocanız erkekleri oyun alanına götürecek haberiniz olsun.

 Yine bütün işler kızlara kalacak erkekler oyun alanından geldiği gibi Doğum günü kutlanacaktı. 

En sevmediğim şey bütün işlerin kızlara verilmesi erkeklerin de bu konularda rahat olmasıydı.

"Arkadaşlar buraya toplanabilir miyiz." Ahmet Hoca toplanma alanına bizi çağırdığında hepimiz onun yanına geçtik.

"Voleybol ve Futbol oyununda yaptığımız gibi kızlı erkekli ayrılarak oyun oynayacağız. Bugün erkekler benimle beraber oyun oynayacak. Kızlar ise diğer gün. Anlaşıldı mı?"

Herkes hocayı onaylarken erkekler Ahmet Hoca'nın yanında kalarak oyun hakkında bilgi ediniyorlardı. Bizde kadın hocalarımızın yanına geçerek Doğum günü için neler yapacağımızı konuştuk. 

 "Kızlar ilk öncelikle pasta yapacağız. Üç kişi pastayı yapacak iki kişi süslemelerle ilgilenecek bir kişi şarkı ayarlaması yapacak. Bende kontrolle ilgileneceğim. Aksi bir durum olursa benimle konuşun." dedi Pınar Hoca.

 Selin, Beril ve ben pasta yapan kişilerdik. Pınar hoca elimizdeki malzemelerle yapabildiğinizi yapın demişti.

 İlk öncelikle kek hamurunu hazırladık. Selin malzemeleri koyuyor ben karıştırıyordum. Beril de kekin konulacağı kalıbı ve fırını ayarlıyordu.

Keki fırına atıp pişmesini beklerken diğer kızları kontrol etmeye gittik.

Yeşim ve Zümrüt balonları şişiriyorlardı. Defne Hocada şarkı ile ilgileniyordu. Balonların hepsi şişirdiklerinde mutfak konteynırının içine sakladılar. Bizde o sırada pişmiş olan keki fırından çıkardık. Kek soğuyana kadar kremasını hazırladım. Selin muz ve çilekleri doğrarken bende keki üç parçaya ayrılacak şekilde kestim. Berilde etrafı toparlıyordu. 

Pastayı üç eş parçaya ayırdım ve tezgaha dizdim hazırladığımız kremayı Selin ayırdığım parçaların üzerine yayarken bende pastayı koyabileceğimiz bir sunum tabağı aradım bulamayınca Pınar Hoca'nın yanına gittim.

 "Hocam pasta için sunum tabağı arıyordum bulamadım yardımcı olur musunuz?"

İşini bitirmiş olan Defne Hocayla beraber oturup sohbet eden Pınar Hoca sormuş olduğum soruya "Üst raflara koymuştuk görememişsindir." diye cevap verdikten sonra ayağa kalkıp benimle beraber mutfak konteynırına geldi.

"Selin kızım senin boyun uzun şu üst raftaki sunum tabaklarından birini verir misin."

Selin işlerini bitirmiş otururken Pınar Hoca'nın ona görev vermesiyle oturduğu yerden kalkıp Pınar Hoca'nın gösterdiği dolabı açıp sunum tabaklarından birini alıp bana verdi.

 "Pasta ne durumda?" dedi Pınar Hoca

"Her şey bitti neredeyse hocam" dedim.

"İyi güzel, başka bir şey yoksa eğer ben gidiyorum." dedi Pınar Hoca, hayır anlamında kafamızı salladığımızda konteynırdan çıktı.

TAKINTILI ÇOCUKWhere stories live. Discover now