Draco'nun Can Yakan Yardımı

554 107 44
                                    

KİTAP SHİPSİZ OLACAK! İkinci olarak oy sayısı gittikçe düşüyor ve bu can sıkıcı. Beğenmediğiniz mantıksız buldupunuz bir yer varsa söyleyin ben zevkle düzeltirim. Ama tüm emeğimi yok saymayın lütfen. Haftada düzenli olarak üç kez bölüm atıyorum. Bir yıldıza basmayı hak ettiğimi düşünüyorum. Anlayışınız ve desteğiniz için teşekkür ederim🤗

Harry kendisine gelen mektubu okuduktan sonra gözlerini devirerek parşömeni yırttı ve bir parmak hareketi ile toza çevirdi. Kendi geçmişinden ne kadar farklı olursa olsun, bu hâlâ Üçbüyücü Turnuvası'ydı ve başlatılma sebebi hâlâ Günlük-Voldemort'tu.

Belki de Gaunt'un artık Voldemort olmadığını kabullenmeli ve günlüğe sadece Voldemort demeliydi. Çünkü tek Voldemort oydu. Gaunt bir Voldemort değildi. Wvet, artık sadece günlüğe Voldemort diyecekti. Harry çayının son yudumunu dikti ve ayaklandı.

Son günlerde hep gergindi, fazlasıyla yansıttığı üzere. Evdeki herkes onun öfkesinden kaçınmaya başlamıştı. Bir yerden sonra Harry'e eğlenceli gelmeye başlamıştı bu durum. Gaunt bile onunla tartışmak yerine sadece sakince konuşmaya odaklanmış gibi gözüküyordu.

Haber geldiğinden beri yani yaklaşık bir aydır Fransızca, Norveççe ve Almanca'yı az buçuk öğrenmeye çalışıyordu. Hiç değilse orada herhangi bir Sihir Bakanı ile karşılaşınca kendini rezil etmeyecek kadar öğrenmişti.

Fransızcayı Sirius öğretmişti. Her Black fazladan en az iki resmi dili akıcı konuşabilirdi. Almancayı Grindelwald öğretmeye çalışmıştı. Norveççe ise Harry'nin Diagon Yolu kitapçılarında bulduğu kitaplar ile öğrenmeye çalıştığı ve aksan konusunda Gaunt'u zorladığı bir dil olmuştu.

Adam aksanları taklit etmekte çok yetenekliydi. Bu yüzden Harry öğrendiği cümleleri ve temel diyalogları ona tekrar ediyor, Gaunt da göz devirerek ve laf sokarak onun aksanını ve ses tonunu ayarlamasını sağlıyordu.

Harry'nin ikna etme konusunda ve insanları kandırma konusunda doğal bir yeteneği vardı. Temel bilgi birikimine sahip olduktan sonra Büyücü siyasetini çok çabuk kavramış, boşlukları tespit etmiş ve kendine uygun şekilde yorumlamıştı. İleride dış siyaset konusunda iyi olacağı şimdiden belliydi.

Gaunt ve Grindelwald hâlâ gerçekleri bilmiyorlardı. Gaunt onun Veliaht Prens olduğunu biliyordu, başka bir bilgiye sahip değildi. Grindelwald ise kendi gördüğü kehanet sayesinde onun geleceğinde Kral olmak olduğunu bilmekten fazlasına sahip değildi. Neyin kralı olacağını bile bilmiyordu.

Harry Ölüm'ün Efendisi olarak uğraştığı belgeleri odasından dışarı çıkarmamıştı. Ne Sirius ve Remus, ne de Gaunt veya Grindelwald o belgeleri hiç görmemişlerdi. Harry bir kağıdın nasıl o renkte olabileceğini ya da üstündeki yazıyı kendisi hariç kimsenin okuyamama sebebini açıklamakla uğraşamazdı.

Şömine canlandı ve içeriye Draco girdi. Masada oturan Dumbledore, Gaunt, Grindelwald, Sirius ve Remus'a baktı.

"Harry de mektup aldı mı?"

"Oh evet, aldım. Ne şanslıyım değil mi?" dedikten sonra sinirle kıkırdadı Harry. Merdivenlerden iniyordu. Yüzü son bir aydır olduğu gibi gergindi, sesi soğuktu. Draco onu neyin bu kadar gerdiğini biliyordu ama bunu ailesinin halletmesi gerektiğine inanmıştı. Ancak sonunda beklemekten sıkılmıştı ve problemi çözmek için buradaydı.

Harry homurdanarak mutfağa doğru giderken Draco Remus'a ilerledi.

"Siz Harry ile hâlâ onun kayıpları konusunda konuşmadınız değil mi? Sadece geçmişi geçmişte bırakmasını söylediniz."

Sirius yanıtladı. Bu sırada Gaunt ve Grindelwald bakıştılar, hangi kayıplar? Ne kaybı?

"Bu konuda nasıl konuşulur bilmiyoruz Malfoy. Ne yapacağımızı bilemedik."

Kral'ın Son VarisiWhere stories live. Discover now