Beklenmedik Haber

843 112 57
                                    

Gellert, boş boş oturduğu hücresinde aniden başının dönüp gözlerinin karardığını hissetti. Gözleri tamamen karanlığa büründü. Tekrar ışıklar geldiğinde, ilginç bir görüntü vardı.

Siyah saçlı, yeşil gözlü on altı on yedi yaşlarda bir çocuk. Karşısında Cin Cüce Lordu Gragnak ile birlikte Hogwarts'ın Büyük Salon'unda duruyordu. Cin Cücenin elinde bir taç vardı. Siyah saçlı çocuk zarifçe eğildi ve Gragnak, tacı başına yerleştirdi.

"Kralımız çok yaşa!" Cümlesini de duyduktan sonra tekrar hücresine döndü Grindelwald.

Ne kralı? Ne kralıydı bu çocuk? Hogwarts'ta ne işi vardı? Yüzü çok tanıdıktı, kimdi? Daha önce nerede görmüştü bu çocuğu?

Kendisine getirilen Gelecek Postası'na baktı. İkinci sayfada Sağ Kalan Çocuk Harry Potter'ın bir resmi vardı.

Gördüğü gelecek parçasındaki prense çok benziyordu.

Harry Potter, bir Prens miydi?

Morth, bu düşünceleri duyarken sırıtıyordu. Çoğu ölümlünün gördüğünde korkudan bayılmasına sebep olacak bir görüntüydü. Majesteleri, Ustası, Prens, Kral'ın Varisi gerçekleri öğreneli sadece iki buçuk ay olmasına rağmen iyi gidiyordu.

Hogwarts öğrencileri dengeye uygun düşünceler sergilemeye başlamıştı. Profesörleri uygun davranışlar göstermeye başlamıştı. Nesillerdir kan ayrımı yaparak Büyülü dünyayı bozan ailelerden biri olan Malfoy ailesinin varisi, kan ayrımı yapmadan arkadaşlıklar kurmuştu.

Denge düzelmeye başlıyordu küçük adımlarla.

Büyülü Dünya yakında düzeltilecekti. Morth ise Kral'ın emrini yerine getirerek, Prens'e yardım edecekti. Ama onun çok bir şey yapması yasaktı. Hortkulukların ritüelini yapıp Tom Marvolo Riddle'a ruhlarını verecekti. Prens'e, çok ihtiyacı olursa yardım edecekti. Son olarak on yedi yaşına geldiğinde, taç iyme törenine katılacaktı.

Çok işi vardı Morth'un. Alınması gereken canlar vardı.

Harry, iksirine baktı. Yarı şeffaf bir durumdaydı. Şuan elindeki son maddeyi, Ay Gölü'ndan üç damla suyu da eklediğinde renk soft bir beyaz olacaktı ve iksir hazır olacaktı. Ardından geriye sadece Felsefe Taşı'nın özünü koymak kalıyordu. Harry, elindeki üç damla Ay Gölü suyunu ekledi. İksiri üç kez sağa, üç kez sola karıştırdı ve iksir yavaş yavaş beyaz bir renk aldı. Sonunda tam rengine geldiğini fark etti. Çekmeceesine gitti. Çataldilindeki şifreyi tıslayınca şifre çözüldü ve çekmece açıldı. Harry, şişeciği çıkardı. Kalbi ağzında atarken, kazana damlattı. Tek bir damlası yeterdi.

İksir parladı. Öyle bir parladı ki gözleri kamaşan Harry onları yumdu. Işığın söndüğünü hissettiğinde aaçtı gözlerini. Kazana baktı. Herr şey aynı gözüküyordu. Harry bir şişe aldı ve bir İksir Ustası olduğu için inceleme yetkisi olan Severus'a götürecekti ki, bir baykuş camını tıklattı.

Mektup Amelia Bones'tandı.

Sayın Bay Potter,

Yeğenim aracılığıyla yardım talep ettiğiniz sorunu inceledim. Gerçekten bir duruşma yapılmadığını üzülerek fark ettim. Bakanlık ile konuşup anlaştım. Uygun kanıtların ve bilgilerin sizde olduğunu söyledim ve Sirius Black'in tanığı olarak sizi kaydettirdim. Bay Black'in aklanmasının tek yolu, suçun ona değil bir başkasına ait olduğunu kanıtlayabilmektir. Aklanmasa bile, resmi bir kararla Azkaban'a geri gönderilecektir.

Duruşma, pazartesi günü saat 12.30'da yapılacak, Hogwarts'tan, size göndereceğim Seherbazlar tarafından alınacaksınız.

İyi günler dilerim.

Madam Bones/Amelia Bones

Yani, pazartesine dek ikizlerden fareyi almalı ve Remus'a göndermeliydi. Madam Bones'a teşekkür mektubu gönderirken, ikinci tanık olarak Remus Lupin'i kaydetmesini istedi çünkü okulda güvende olmayacağı için elindeki kanıtları ona gönderdiğini de söyledi.

Şimdi gidip ikizlere pazar gününe dek fareye ulaşması gerektiğini söylemeliydi. Ondan sonra da Severus'a iksiri teslim ederdi.

İkizler, fareyi en kısa sürede alacaklarının sözünü verirken, Severus da şişeyi incelemek ve belli başlı bazı deneyler yapabilmek için almıştı. O deneylerini yaptıktan sonra başarılı olursa, ki Harry olacağından emindi, bir şişe iksir de İksir Ustaları Konseyi'ne gönderilecekti.

Harry, eline geçen bu boş vakti, zihnebend çalışabilmek için ayırdı. Sonuçta aklı başında bir Voldemort ve zeki bir Grindelwald ile ittifak edecekse, sırlarını koruyabilmesi gerekiyordu. En azından bir süre.

Ertesi gün, Gelecek Postası'nı eline aldığında herkesin çok telaşlı olduğunu fark etti. Dumbledore bile bembeyazdı ki bu çok nadir gözüken bir durumdu. Harry, Gelecek Postası'na baktı, içtiği balkabağı suyunu karşısındaki Crabbe'in yüzüne püskürttü. Çocuktan aldığı ters bakışa karşı özür diler bir gülümseme verirken, makaleyi ayrıntılı şekilde okudu.

GRİNDELWALD ÖLDÜ MÜ? KAÇTI MI?

Albus P. W. B. Dumbledore ile yapılan efsanevi düello sonrasında Nurmergrand'a hapsedilen düşmüş Karanlık Lord Gellert Grindelwald, son günlerde oldukça sessiz gözüküyordu. Seherbazların sorularına bile cevap vermeyen adam, dün gece saat 01.30 civarında yapılan kontrol sırasında, hücresinde bulunamadı. Son zamanlardaki yaşlı, hasta ve sessiz görüntüsü oun ölüp, hapishane görevlileri tarafından cesedin yok edilmiş olabileceğini düşündürtürken, kaçmış olma ihtimaline karşı her yerde gerekli önlemler alınmaya başlandı.

Hapishane görevlileri henüz bir açıklama yapmadı. Gerçek ve içimizdeki endişeyi söndürecek bilgiler için beklemedeyiz.

Rita Skeeter.

Gellert Grindelwald hakkında bilgi için sf 12
Nurmergrand hakkında bilgi için sf 18

Harry, başını kaldırıp Yüce Masa'ya baktığında, Dumbledore'un da ona baktığını gördü. Adam büyük ihtimalle Gellert'i kaçıranın kendisi olduğunu düşünüyordu. Bunun olmadığını göstermek amacıyla başını hafifçe iki yana salladı. Bu da yaşlı adamın daha kötü endişelenmesine sebep olmuştu.

Akıllardaki sorular şunlardı;

Gellert Grindekwald ölmüş müydü, kaçmış mıydı?

Kaçtıysa neredeydi ve kaçmayı nasıl başarmıştı?

İnsanlar güvende miydi?

Harry bu durumla ne yapacaktı?

Kral'ın Son VarisiWhere stories live. Discover now