33.Bölüm

1.7K 85 7
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


...

Sacit'in ablası evden gideli bir saati geçmişti. Onlar evden çıktıktan sonra Sacit'le hiç konuşmamıştık. Ben sessizce kahvaltı sofrasını toplamıştım o ise odaya çekilip yeni aldığı iş üzerine çalışmaya başlamıştı bile. Ünlü bir moda şirketiyle ortak bir işe girmişleri yani bana en son söylediği buydu. Muhtemelen bu işte olduğu gibi diğer konularda da çeşitli değişimler olmuştu ama bilmiyordum. Öylesine uzaktık ki, öylesine...

Elimdeki son bardağı da bulaşık makinasını yerleştirdikten sonra sıkıntıdan patlamak üzereydim. Evin içinde gerginlikle karışık bir sessizlik hakimdi ve biz Sacit'le iki yabancı gibiydik. Evli ama iki yabancı,birbirini tanıyan iyi yabancı.


Mutfaktan çıkıp Sacit'in çalıştığı odanın önüne geldim,kapısı açıktı.Her zamanki gibi şarkı mırıldanıyordu yine kendi kendine güzel sesiyle. Genelde böyle yapardı çalışırken.
Ellerimi göğsümde birleştirip onu seyretmeye başladım. Bir süre fark etmedi beni,elindeki çizimine öylesine dalmıştı ki.



"Kolay gelsin."dedim yavaşça içeri süzülürken."Girmemde bir sakınca yoktur umarım."


Sacit'in oturduğu masanın tam karşısındaki sandalyeye oturdum. Anlamsız bakışlarla seyrediyordu beni.


"Bir şey mi oldu?"dedi bakışlarını benden alıp tekrar önündeki çizime yöneltirken.


"Bir şey olmadı,canım sıkıldı da."


Hafifçe kafasını sallamakla yetindi benim iletişim kurma gayretlerime karşılık. Bilerek davranışlarını kontrol ediyordu.



"Diyorum ki acaba öğle yemeğini dışarıda mı yesek?"dedim büyük bir hevesle.




Elindeki kalemi sert bir şekilde masaya bırakıp ayağa kalktı." Ne yaptığını çok iyi anlıyorum Elif. Aklın sıra benimle eskisi gibi iletişim kurup normal halimize dönmeye çalışıyorsun ama bu mümkün değil Elif. Çünkü ben seni çoktan sildim attım ki az önce de duyduğun üzere ablamlara da söyledim,bundan sonra bizim seninle birlikte gideceğimiz tek yer boşanacağımız mahkeme."



Masadaki kağıtlarını ve çizim kalemlerini apar topar çantasına yerleştirip yanımdan öylece geçip gitti. Öylece,sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi. Sanki ondan zaten hiç olmamışım gibi.



Ben olduğum yerde kalakalırken dış kapının sert gürültüsü yankılandı sadece etrafta.



Bu gürültü ömrüm boyunca bir daha aklımdan çıkmayacaktı. Her gözyaşımın hikayesi bu kapı sesiyle başlayacaktı. Ben hep bu kapının sesini hatırlayacaktım. Ben Sacit'in son kez ve her defasında bu kapı sesiyle hatırlayacaktım.


𝚈𝙰𝙻𝙰𝙽Where stories live. Discover now