19.Bölüm

2.4K 72 17
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




...


"Buyrun,kahveniz Sacit bey."dedim gülümseyerek.





"Teşekkür ederim."





Kahvesini Sacit'e verip hemen yanına oturdum.
Her şeyiyle kendimizin dekore ettiği bu balkonda oturmak ikimize de huzur veriyordu. Uzun zamandır oturmamıştık burada böyle sakince.




Özenle boyamıştık balkonun duvarlarını turuncu renge. Severdik turuncuyu. Sonra evde ne kadar saksı varsa çiçek ekip koymuştuk kenarlara. En çok da sardunya ekmiştik,sonsuz aşkı ve sadakati temsil eder bu çiçek demişti Sacit. O yüzden evin her yerine koymuştu bunlardan. Salıncak koymuştuk bir tane de. Duvarlara da küçük küçük tablolar asmıştık birkaç tane. Ve işte bu kadardı huzur bulduğumuz balkonumuz,nefes alma yerimiz.




Hele akşamları daha bir hoş daha bir keyifli olurdu burada oturması. Oturup öylece dışarıyı seyretmek bile yetiyordu insana.






"Elif."dedi Sacit yumuşak bir ses tonuyla."Sen bu Kemal'i unutup eski gibi olmak konusunda kararlı mısın?Güvenebilir miyim sana?"






Konu yine gelmişti Kemal'e,hiç kapanmayan bu derin mevzuya.





Elimdeki kahveyi yan tarafımdaki küçük sehpaya bırakıp bacaklarımı toparlayarak tüm vücudumla Sacit'e döndüm.






"Son derece kararlıyım."dedim kendimden emin bir şekilde.





Boşta kalan elini dudağıma götürüp bastırdım ardından avuçlarımın arasına aldım."Güven bana Sacit. Benim hayatımda Kemal hiç olmadığı gibi bundan sonra da olmayacak. Benim hayatımda tek sen varsın ve hep öyle kalacak."






"İnanmak istiyorum ama bu o kadar da kolay olmuyor. Bir tarafım yaşananları unut gitsin dese de diğer tarafım ısrarla tekrar tekrar hatırlatıp canımı yakıyor. Yaşadıklarımız,bana attığın o tokat..."







"Özür dilerim."dedim cümlesini bölüp."Ben neden böyle bir şey yaptım hâlâ anlamıyorum,çok üzgünüm."






O da benim gibi kahvesini sehpaya bıraktıktan sonra tüm vücuduyla bana döndü.






"Peki kimindi o ayakkabılar Elif?Kime aitti?"





Ciddileşmişti bir anda,oturuşundan mimiklerine kadar ciddiydi. Aklı bu soruda takılı kalmıştı,belliydi. Fırsat kollamıştı bu soruyu sorabilmek için.








"Madem eskisi gibi olmak istiyoruz dürüst olalım. O ayakkabıların sahibi kim?"






Bir cevap bekliyordu, sabırsızlıkla. Biliyordum haklıydı sorularına mantıklı birer cevap arıyordu. Eskisi gibi olabilmek için benim cevap vermeye onun ise benden cevap duymaya ihtiyacı vardı.








𝚈𝙰𝙻𝙰𝙽Where stories live. Discover now