24🎈Kıskançlık

2.3K 179 16
                                    

hatırlatma
gürcan 1.75
miraç 1.86

24| Kıskançlık

Miraç'tan

Gürcan üniversiteye başlayalı üç hafta olmuştu. Bu süreçte bazı müsait olduğum günler onu almaya ben gidiyordum. Böyle zamanlarda gülümseyerek yanıma geliyor, kimseye belli etmeden yanağıma küçük bir öpücük bırakıyor sonra da kaskını takıp motora biniyordu. Yine o günlerden birindeydik.

Motorumu çıkacağı kapının önünde durdurup kaskımı çıkardım. Onu arayacaktım ki yanında o zibidiyle çıkışa doğru yürüdüğünü gördüm. Herifi görünce bile canım sıkılıyordu anasını satayım. Zaten Gürcan gibi küçücük bir şeydi, vursam haftalarca uyanamayacak gibi duruyordu.

Gürcan elinde tuttuğu defterlerle ilerken o da Gürcan'a eşlik ediyordu. Pembe saçlarıyla oynayarak bir şeyler anlatıyor, güzel bebeğimin de gülmesini sağlıyordu. Omuzlarının yürürken birbirine değmesi bile beni sinirden delirtmeye yeterdi. Ama deliremiyordum, sırf Gürcan benden rica ettiği için tutuyordum kendimi. Sadece arkadaşlar diyordum, kendimi inandırmaya zorluyordum. Zaten biliyordum ama yine de rahatsız ediyordu işte amına koyayım.

Gürcan onun dediği bir şeye kahkaha atarken beni fark etti. Elini kaldırıp uzaktan selam verirken bile o lavuk bir şeyler anlatıyor, sevdiğim de gülmeye devam ediyordu. Hiç benim yanımda bu kadar güldüğünü görmemiş olmak canımı yaksa da bunu yüzüme yansıtmamaya çalıştım. Sonunda onunla vedalaşıp yanıma geldi. Gülüşünü silip hafifçe tebessüm etti. Ben yanağımdan öpmesini beklerken, o arkadaki diğer kaskı alıp taktı. Şimdi yüzüm düşmüştü işte.

Yolculuk boyunca, o gününden bahsetmiş bende pek yorum yapmadan dinlemiştim. İstemeden de olsa bozmuştum işte moralimi. Neden öpmemişti ki, her zaman öpüyordu.

Eve girdiğimizde çocuklar okuldan direkt babaannelerine geçtiği için yalnız kalmıştık. Odama geçip deri ceketimi çıkartıp yatağa fırlattım. Bugün işten erken çıktığım için Gürcan'la bir şeyler yaparız, yalnız zaman geçiririz diye düşünmüştüm ama keyfim kaçmıştı ve onun da yalnız takılmak istediğini düşünmüyordum.

Oflayarak saçlarımı karıştırdığım sırada odadan içeri girdi. Yanıma oturup bedenini tamamen bana döndürdü ve bağdaş kurdu. "Anlat."

"Neyi anlatayım?" dedim sessizce. Sesim bile kırgın olduğumu bas bas bağırıyordu.

Yanaklarımdan tutarak yere eğdiğim başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. "Neye dertlendiysen onu Miraç."

Yanaklarımı sıktığı için dudaklarım büzülmüştü. Umursamadan "Dertlenmedim bir şeye." dedim.

Kaşlarını çatıp "Oradan bakınca salak gibi mu duruyorum?" dedi.

Ellerinin izin verdiği kadarıyla başımı iki yana salladım. "Asla."

"E söyle o zaman uğraştırma beni."

Gözlerimi aşağıya eğip ellerimle oynamaya başladım. "Yanındaki o zibididen hoşlanmıyorum."

Yanaklarımı daha çok sıkıp çattığı kaşlarını düzeltti. "Ama Baha benim bölümden arkadaşım, üstelik o son sınıf." dedi masum masum.

"Olabilir. Yine de sürekli senin etrafında görmek sinirimi bozuyor." dedim gözlerinin içine bakarak.

Dudaklarını büzüp "Ama Baha zaten staj yaptığı için fakülteye arada uğrayabiliyor." dedi. Görüşmek için izin istiyormuş gibi davranması birazcık hoşuma gitse de belli etmedim.

"O çocuk çok gey gibi duruyor. Ya sana aşık olursa?"

Ellerini yanaklarımdan çekip benim ellerimin üzerine koyup başını eğdi. "Gey zaten."

İstemeden "Lan!" diye yükseldiğimde irkilip yeniden bana baktı. "O çocuk sana aşık falan olur, bak delirtmesin beni."

"Ya Miraç Baha'nın zaten sevgilisi var." derken o da sesini yükseltmişti.

Sakinleşsem bile içim rahat etmiyordu. Her an biri Gürcan'ı kendine aşık edebilir, azıcık olan şansım elimden kaçabilir diye korkuyordum. "Sevda'nın da sevgilisi vardı ama hatırlarsan aylarca Hazar'ın peşinde koştu." diye aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

Gürcan gözlerini devirdi. "Baha yakışıklı zengin bir CEO ile beraber Miraç. Aylardır sevgililer."

Kastığım omuzlarımı gevşetip "Öyle miymiş.." diye mırıldandım.

"Öyleymiş." dedi ve ekledi "Hem benim tipim değil o."

"Neymiş senin tipin?" dedim ciddiyetle.

Hiç düşünmeden "Uzun boy. Baha benden kısa." diye cevapladı.

Benim boyum uzundu, sırıttım. "Başka?"

Gözlerini halıya indirip düşündü. "Yapılı olmalı. Baha benden zayıf."

Ben devamlı olarak spor yaptığım için çok olmasa da yapılıydım. Kriterlerine uyuyordum. "Başka?"

"Bir de..." dedi ve birkaç saniye düşündü "...motoru olmalı. Baha'nın motoru bırak ehliyeti bile yok."

Dudaklarımı ıslatıp gülümsedim. "Tanıdık geldi biraz."

Tebessüm edip "Gelebilir tabii." dedi.

Aklıma gelen şeyle yine kaşlarımı çattım. "Ne anlatıyordu da o kadar kahkahalarla gülüyordun? Hiç yanımda bu kadar güldüğünü görmemiştim."

Yatakta biraz kayıp bana yaklaştı. Bacaklarımız birbirine değiyordu. "Ev arkadaşlarından bahsediyordu. Eski bir anı. Hem ben senin yanında utandığım için o kadar gülemiyorum. Seni sevmediğim için değil."

Uzun uzun açıklama yapması beni memnun etmişti. Bedenlerimizin yakınlaşması da mayıştırmıştı. "Utanma bundan sonra... Zaten hep öperdin beni bugün öpmedin de. Yanlış anladım."

"Öpeyim o zaman?" dedi fısıldar gibi.

Yanağımı çevirip "Öp o zaman." dedim.

Ama o hiç beklemediğim bir şey yaptı. Yüzümü kendine çevirip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. İlk defa o beni öpüyordu, ben onu değil. İçim kıpır kıpır olurken öpücüğüne karşılık verdim. Üst dudağımı emip geri çekildi. "Oldu mu?"

"Oldu."

.

cok mutluyum
cünkü lost on you bxb etiketinde 1. oldu ve 68k🥳

hem say yes to me su an 3k aylardır 2k takılıyoduk

ve ve gürcanın bahsettiği baha lost on you kurgumdan ilginizi cektiyse buyurun efm

Say Yes To Me | bxbWhere stories live. Discover now