[5. BÖLÜM]: ATEŞLİ KELEBEK

6.1K 353 366
                                    

OYLAMAYI UNUTMAYIN LÜTFENNN

Ben bu düşüncelere dalmışken dışardan gelen gök gürültüsüyle yerimden sıçradım. Tam da zamanıydı yağmurun. Ben hiçbir zaman gök gürültüsünden uyuyamamıştım çünkü bana kaplanları hatırlatıyordu ve Buray bana küçükken 'gök gürültüsü varken uyursan kaplanlar gelir' diyordu. Evet biliyordum öyle bir şey yoktu ama travma kalmıştı işte. Hay ben şansımı...

Acaba Asrın'ın yanına gitsem kızar mıydı?

Odanın kapısının kırılırcasına açılmasıyla yerimde sıçradım ve bu yataktan düşmeme neden oldu. Kafamı kaldırıp gelen kişiye baktığımda kapının kenarına yaslanmış, sırıtır vaziyette duran Buray'ı gördüm. Korkuyla bir iki adım geriye gittiğimde dudakları hazla yukarı kıvrıldı.

''Benden korkmanın bana verdiği hazzı tahmin bile edemezsin Gece.'' kafasını yere eğip gözlerini kapattı ve başını ağır ağır sağa sola salladı.

''Kalk, gidiyoruz.'' dedi tek düze bir sesle.

''Ne-nereye?''

''Madem uyuşturucu ticareti yapacaksın, öğrenmen gereken şeyler var.'' ne zaman öğrenmişti uyuşturucu ticareti yapacağımı?

''Asrın arabada bekliyor, 5 dakikan var.'' bir şey dememe izin vermeden çıkıp gitti. Hızlıca dolaba yöneldim. Dolabı açtığımda karşımda Asrın'ın kıyafetleri olduğunu görünce afalladım. Elime ilk gelen beyaz sweatshirt ve gri eşofmanı alıp giyindim. Tabiki ikisi de oldukça büyük olmuştu. Eşofmanın iplerini sonuna kadar sıktım ama sweatshirt için yapabileceğim bir şey yoktu.

Vakit kaybetmeden dışarı çıkınca Asrın'ı siyah Range Rover'ın önünde sigara içerken görmemle sıkıntıyla derin bir nefes verdim. Dışardan bakılınca fazlasıyla nefes kesici gözüküyordu ama bir katilden fazlası değildi. Gözlerim Range Rover'a kaydı. '06 ASR 2492' bu plaka bana bir yerden tanıdık geliyordu. Tabi ya, Buray'ın arabasının plakasının sonu da 2492'ydi.

Yavaş adımlarla Asrın'a yaklaştığımda beni yeni fark etmiş olacak ki gözleri bir süre üstümde oyalandı. Giydiklerimi görünce yüzünde her zamanki sırıtışı belirdi.

''Üstündekiler yakışmış.'' eğlenir bir tavırla söyledikleri üzerine kaşlarımı çattım.

''Başka kıyafet yoktu, mecbur kaldım.''

''Eğer yan dolabı açsaydın orada sana uygun kıyafetlerin olduğunu görürdün, ama eğer illa da seninkileri giyeceğim diyorsan, istediğin zaman alabilirsin.''

Dediği şeyle donup kalmam kahkaha atmasına sebep oldu. Tam arkamı dönüp eve geri girecekken koluma sarılan eli gitmemi engelledi.

''Geç kalıyoruz.'' gözleriyle ön koltuğu işaret ettiğinde mecburen dediğini yapmak zorunda kaldım. Kapıyı açıp oturduğumda bir kez daha güldüğünü duydum. Şoför koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırıp ısınmasını bekledikten sonra yola çıktık.

''Nereye gidiyoruz?'' dedim çekingen bir tavırla.

''Buray söylemedi mi?'' sesindeki şaşkınlık Buray'ın yine kafasına göre hareket ettiğinin en büyük kanıtıydı.

''Bana 'madem uyuşturucu ticareti yapacaksın, öğrenmen gereken şeyler var.' dedi.'' Bu dediğimden sonra kahkaha atmaya başladı. Anlamaz gözlerle ona bakınca gülerek yanağımdan makas aldı.

''Benim saf avım, seni böyle çok kandırırlar.''

''Nereye götürüyorsun o zaman beni?!''

''Kaçırıyorum.'' dedi gülerek.

GECE KELEBEĞİWhere stories live. Discover now