[4. BÖLÜM]: SAKLAN-KAÇ

6.4K 353 362
                                    

"Ne oldu? Koskoca mafya Asrın Karaca tek bir tekmeyle yere mi serildi?"

"Biraz daha karşımda durmaya devam edersen koskoca mafya Asrın Karaca senin sonun olacak ateş güzeli."

Sözlerinde oldukça ciddi gibiydi. Göz temasımızı kesmeden yavaş adımlarla geriye doğru gitme yeltenmiştim ki  kaçmaya çalıştığımı anlayınca her zamanki gibi dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldı ve gülerek başını iki yana salladı.

''Bu kadar çabuk kaçamazsın, ateş güzeli.'' bir anda ayağa kalkıp koşmaya başlayınca o anki adrenalinde bende çığlık atarak koşmaya başladım.

''Ben sana az önce tekme atmadım mı? Nasıl koşuyorsun ya?!'' sitemle karışık bağırışımdan sonra kahkaha attı.

''Kuzunun kurdu yendiği anca masallarda görülür, aklında bulunsun ateş güzeli. Asrın karaca tavsiyesi.''

Asrın biraz daha hızlandığında aramızdaki mesafe giderek kapanıyordu. Kapı açılma sesi gelince karşıma baktım. Cidden bu adamın evinde asansör mü vardı? Neyse şu anda buna şaşırmak yapacağım son şey bile değildi. Koşarak asansöre binip düğmeye bastım. Kapı kapandığı zaman Asrın bir küfür savurup merdivenlere doğru son sürat koşmaya başladı.

''Ne o? Abimle sobelemece mi oynamaya başladın Gece?''

Siktir...Ciddi olamazsın değil mi? Duyduğum sesle yerimde kaskatı kesilirken arkamı dönmeye cesaret edemiyordum. Olamazdı değil mi? O burada olamazdı.

''Aradan zaman geçse de bana olan korkunun ilk günkü gibi taze kalması ne hoş.'' kulağımda nefesini hissettiğimde gözlerimi sıkıca kapadım.

''Aç gözlerini.'' imalı ve emredici cümlesi kulaklarıma hücum ettiğinde sözleri defalarca kafamın içinde yankılanmaya başladı.

-'' Kız bu mu?'' diye sordu tanımadığım bir adam. Sesine bakılırsa maksimum 16 yada 17 yaşındaydı. ''Evet Buray bey.'' koruması adama onay verince Buray denen adam yanıma doğru çöktü. ''Aç gözlerini.'' başımı 'hayır' anlamında sağa sola sallayınca karşımdaki adam çenemi sıkıca tuttu ve yüzüne bakmamı sağladı. Küçücük yüzüm onun büyük eli arasında kaybolurken canım acıdığı için ellerimle çenemdeki elini itmeye çalıştım. Bu yaptığıma sinirlendiği zaman öbür eliyle ellerimi sıkıca tuttu ve çenemi daha çok sıkmaya başladı.' Annen ve baban yok senin. Artık sadece bana aitsin ve benim emirlerime uyacaksın.' cevap vermeyince daha çok sinirlendi. 'Anlaşıldı mı!' Bağırınca korkuyla yerimde sıçrarken zorlukla konuştum. 'Anlaşıldı.' cevabım Buray denen adamı tatmin etmemiş olacak ki çenemdeki eli daha da sertleşti. 'Anlaşıldı Ne!' deyince gözümden iki damla yaş düştü. 'A-anlaşıldı efendim.'-

''Hala küçüklüğündeki gibi benden korkuyor musun Gece?'' bu merak ettiği bir soru değildi, bu kendini tatmin etmek için sorduğu bir soruydu. Cevabını kendi bilse dahi benden duymak isteyeceği bir soruydu. Öyle de yapıyordu.

Kafamı yavaşça aşağı yukarı salladığımda yüzünü görmesem de sırıtışı gözümün önüne gelmişti. Yavaşça benden uzaklaşınca alaycı sesi doldu kulaklarıma.

''Hala seni kaplanlara yem edebilirim. Bunu biliyorsun değil mi?'' kaplan kelimesini duyunca tüylerim diken diken olmuştu. Asansör durup da kapı açılınca kendimi adeta dışarı fırlattım.

''Asrın!'' Asrın'ı önümde görmemle arkasına saklanmam bir oldu. Kendimi ağlamamak için zorlasam da başarılı olamamıştım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığımda Asrın bana doğru döndü. Anlamaz gözlerle beni izlerken Buray bize doğru yaklaşmaya başladı.

GECE KELEBEĞİWhere stories live. Discover now