14 | Yıldızlar, Güneşin Armağanıydı

198 33 51
                                    

Dokunmak yasaktı ama o dokunmak istiyordu.

Bir diğeri ise, dokunmasını istemeyi istiyordu.

- Hayalet Yazar

_________________________

Bölüm şarkısı: Where's my love - SYML
__________________________

Soğuk kemikler, evet o benim aşkım.

Uzakta gizleniyor, bir hayalet gibi.

Aynı şekilde kanadığımızı biliyor mu?

Ağlamak istemiyorum ama bu şekilde yaralandım.

Soğuk çarşaflar, nerede benim aşkım?

Yüksekte arıyorum, gece ise aşağıda.

Uzaklara mı kaçtı bilmiyorum.

Eğer uzaklara kaçtıysa, eve geri dönsün.

Eğer kanarsan, ben de aynı şekilde kanarım.

Eğer korktuysan, yoldayım.

Uzaklara kaçtın mı, bilmeme gerek yok.

Eğer uzaklara kaçtıysan, bana geri dön.

Sadece eve dön...
_________________________

"Onlar arkadaş, kucağımdaki ise aileden. Hem bu bebek daha, bizim bebeğimiz."

Ayla, Yiğit'in bu sözleri karşısında gözleri kısılana dek gülümsemişti. Yiğit'in kimsesiz bir kedi yavrusuna duyduğu şefkat ve koruma içgüdüsü, belki de Ayla'da bambaşka hisler uyandırmıştı. İkili (üçlü) arabada eve dönüş yolundayken Ayla, minik yavruya mamasını yedirirken kedi hiç huysuzlanmamıştı. Hatta kucakta bayağı rahatına bakıyor gibiydi.

Bahçeye vardıklarında kedi uyumuştu. Ayla bambaşka bir meseleyi Yiğit'e anlatırken biraz fazla ses çıkarmış olacak ki Yiğit, Ayla'ya sessiz olmasını işaret edince Ayla boşta olan elini dudaklarına götürmüştü. Çocuğu uyandırmaktan ve yalnız bırakmaktan korkan ebeveynler gibi sırayla üzerlerini değişme kararı aldıklarında Yiğit bir koşu üstünü değişmeye gitmiş ve hemen ardından kediyi Ayla'nın kucağından almış, Ayla'yı üzerini değişmeye yollamıştı. İkili tekrardan bir araya geldiğinde kedi hala uyuyor görünüyordu. Ayla yiyecek bir şeyler hazırlarken Yiğit, yavruyu salondaki kanepelerden birine bırakmış ve yardıma gelmişti.

İkisi, adeta zorla uyuttukları bebeklerini uyandırmamaya çalışan birer ebeveyn profilini koruyarak sessizliği yemek boyunca korudular. Yemeğin ardından kediyle vakit geçirme kararı alınırken salona, kedinin iki yanına geçmişlerdi. Yiğit kanepeyi açtığında yavru kedi hissettiği sarsıntıyla uyanmış ve korkuyla Ayla'ya sokulmuştu. Üçü bir süre birbirlerini izlerken ilk pes eden kediydi. An itibariyle bir başka uykusuna dalmış görünüyordu. Dışarısı fazlasıyla soğuktu ve şu an huzurlu bir sıcaklık onu sarmalamışken uykuya dalması işten bile değildi.

İkinci uykucu Ayla olmuştu. Bugün öğle uykusunu uyuyamamıştı ve dışarı da çıkmış olduğu için fazlasıyla yorgun hissediyordu. Öte yandan Yiğit, orada o şekilde uzanarak ne kadar süre Ayla'yı izlediğini bilmiyordu. Bu aşık adamın bildiği tek şey, bu yavru kedinin Ayla'ya, dokunmanın verdiği mutluluğu getireceğiydi. Ayla'nın çocuklar ve hayvanlarla dokunmak konusunda bir sorunu yok gibi görünüyordu ve Yiğit onun bu sevgi türünü daha fazla deneyimlemesini istiyordu. Kim bilir... Belki de bu dokunuşların Ayla'yı iyileştirmesini umut ediyordu... 

Dokunmak YasakWhere stories live. Discover now