7 | Kelebeğin Rüyası

314 48 8
                                    

Birlikte veya birine yemek yapmak, sevgiyi paylaşmanın bir başka diliydi.

-Hayalet Yazar

_________________________

Bölüm şarkısı: Snowfall - oneheart x reidenshi
_________________________

Yazar'dan:

Yeni evli çift balayından döneli birkaç hafta olmuş, Yiğit işe dönmüştü. Online çalıştığı için günün büyük bir kısmı salonda oluyordu. Aslında çalışma odasında her şey düşünülmüş şekilde bir düzeneği vardı ama o salonda, mutfağa bakacak şekilde yemek masasında çalışmayı tercih ediyordu.

Ayla tüm gün boyunca mutfakta güzel yemekler pişiriyor, her şeyi tadına bakması için Yiğit'e getirmeyi ihmal etmiyordu. Ama şöyle anlaşmışlardı ki her gün kahvaltıyı Yiğit hazırlıyordu. Ayla bu durumdan şikayetçi değildi. Yiğit en çok mutfakta, yemek yaparken gülümsüyordu. Ayla, onun yemek yapmaktan hoşlandığını düşünüyordu fakat asıl meselenin kendisine yemek yapmak olduğundan habersizdi.

Yiğit, dokunamadığı Ayla'ya sevgisini ulaştırmanın yollarını keşfediyordu.

Yemekler ve çiçekler...

Her gün yemek masasında bir dal bile olsa bir çiçek bulundurmayı ihmal etmiyordu. Çiçekçiye gitmeye çok üşendiği günlerde bile bahçeden, babasının özel çiçeklerinden kaçırıyordu. Yine böyle bir günde Ayla pişirdiği yemekleri masaya dizmiş, bir de üstüne çay demlemişti. Normalde Yiğit'in karşısına otururdu. Bugün yanına oturup üzerinde çalıştığı şeye bakmak istedi. Yiğit hiçbir hareketine abartılı bir tepki vermediği için acaba o ne düşünür, yanlış anlar mı diye düşünmüyordu. Yiğit tabağını ortadaki yemeklerle doldururken Ayla "Ne üzerinde çalışıyorsun?" Diye sordu. Yiğit gülümsedi. Ayla'nın bu soruyu sormasını ilk günden beri istiyordu. Böylelikle onunla paylaşacak bir şeyi daha olacaktı. Fakat hiçbir şeyi aceleye getirerek onu korkutmak istemiyordu. Ayla'nın adım atabileceği boşlukları yaratmak, kendi adım atmasından daha önemliydi.

Yiğit ona yemek boyunca yaptığı işi anlattı. İsterse ona öğretebileceğini de söyledi. İşin insanlarla pek etkileşim gerektirmemesi ve evden yapılabilmesi Ayla'nın dikkatini çekmişti. Yiğit, ona piyasadaki çoğu yazılımcının diploması olmayan, kendinden eğitimli kişiler olduğundan da bahsetti. Çaresizce Ayla'nın ona bahsetmesini istediği konuyu Ayla sonunda açmıştı.

"Biliyor musun, Eskişehir'deyken Psikoloji okuyordum."

Yiğit gülümsemek istedi. Fakat yapamadı. Tek istediği yarım bıraktığı bölümü bitirmesi için onu desteklemekti. Bu bölüm için onu zorlamaya hakkı olmadığını düşündü. O sırada Ayla beklenmedik bir şey yaptı. Gülerek "Şu an senin işin daha çok hoşuma gitti. Bana boş zamanlarında öğretir misin? İnsanlarla konuşmak konusunda iyi olduğumu sanmıyorum." Dedi. Yiğit şaşkınlığını gizleyemese de bu mutlu bir şaşkınlıktı.

Ayla, uzun zaman sonra ilk kez birinden bir şey isterken kendini yük gibi hissetmemişti.

"Tabii ki, sen yeter ki iste. Her gün birkaç saatini ayırsan, kısa sürede birkaç dili birden bile öğretirim."

Günün geri kalanında Yiğit hiç susmadı. Ona programlamadan bahsetti. Sistemden, iş ağından, talepten ve piyasadan bahsetti. Bulaşıkları yıkarlarken de bahsetti. Akşam parkta yürüyüşe çıktıklarında da bahsetti. Bisiklet sürerken de bahsetti. Eve dönerken gördükleri iki sokak kedisini beslerken de bahsetti. Ayla, Yiğit'in çıkardığı bu kesintisiz sesle güvende hissettiğinin henüz farkında değildi.

Dokunmak YasakWhere stories live. Discover now