[1. BÖLÜM]: KADERİN İPİ

16.4K 632 205
                                    

Oy vermeyi unutmayın çileklerim<33

İliklerime kadar terlemiş halde sokak aralarına sapa sapa son sürat koşuyordum. Arkamdaki adım sesleri sürekli daha hızlı olmamı haykırırken gücümün son demlerini harcadığımı hissettim. Ayak tabanlarım acayip derecede zonkluyordu fakat bu bile beni durduramazdı.

''Aptal kadın, kaçabileceğini mi sanıyorsun! Eninde sonunda yakalanacaksın!'' Arkamdaki 20'li yaşlarındaki iki adamdan birinin nefes nefese söylediği cümleler üzerine sanki mümkünmüş gibi daha da hızlandım.

''Peşimden gelmeyi bırakın aptal herifler! Bir daha asla o çukura dönmeyeceğim!'' Dört yol ağzına doğru yaklaştığımda sol tarafıma doğru baktım. Gelen arabayı görmemle ağzımdan ufak bir küfür yuvarlamam bir oldu.

''Siktir ya.'' Bu arabayı biliyordum. 06 BRY 2492 plakalı siyah Range Rover. 6 camında da koyu bir cam filmi var, sol arka kapısında kilit sorunu var, yani hiçbir şekilde içerden açılmıyor. Son olarak balatalarında sorun var yani fren sesi fazlasıyla kulak tırmalayıcı.

Hızlı düşünmem gerektiğinin farkındaydım aksi takdirde yine o çukuru boylardım. Sikeyim, kimse beni tekrar oraya gönderemez. Ani bir kararla yaklaşmakta olan arabayı umursamadan dört yol ağzına atladım. Saniyeler içinde karşıya geçtiğimde keyifle güldüm ve tekrardan koşmaya başladığımda arkamda kalan iki korumaya orta parmağımı gösterip parmağımı boydan boya yaladım. Dayanamayıp kahkahayı bastığım sırada arkamdan gelen silahla karışık Range Rover'ın freninin kulak tırmalayıcı sesi yerimde sıçramama neden oldu.

''Bir oyun oynayacaksan adil oyna piç kurusu!'' Arabanın içindeki Buray denen piçe itafen sarf ettiğim cümlelerden sonra alaylı sesi doldu kulaklarıma.

''Hiçbir zaman adil oynamayı sevmediğimi biliyorsun.'' Umursamazca söylediklerinden sonra tekrardan koşmaya başladım. Korumalar harekete geçeceği sırada Buray'ın alaylı sesi yine doldu kulaklarıma. Bu kez kendimi tutamadım ve ona doğru döndüm. Yüzüne her zamanki küçümseyici sırıtışı yerleştirmişti. Köşeli ve belirgin hatları olan çene yapısı ve ateş kahvesi gözleri her kadını kendine aşık edecek türdendi. Saçları kulaklarının hemen altında bitiyordu ve koyu kumral tutamları güneş ışığında parladığında altını anımsatıyordu. Sol kulağı ve boynu arasında bıçak şeklinde bir dövmesi vardı ve altında şöyle yazıyordu. 'The deeper the wound, the more cunning the tiger' yani;

Yara ne kadar derinse kaplan o kadar kurnazdır. Bu dövmenin altında ne tür bir anlam yatıyor bilmiyordum fakat içimden bir ses pek de hoşuma gideceğini söylemiyordu...

''Bırakın gitsin.'' Hayatım boyunca ondan gördüğüm en tehlikeli sırıtışla bana baktı. ''Hayatının cehenneme çevireceğim, kaçtığın her saniye için yalvartacağım seni.''

''Hıhı.'' Diye geçiştirdim onu ama yine de içimdeki ses tehditlerinin içi boş olmadığını söylüyordu.

...

Güneş adım adım ufuktan çekilirken sıkıntılı bir nefes verdim. Buray'ın yanından ayrılalı saatler olmuştu. Adamların beni takip etmeyeceğini bilmeme rağmen takip ediliyormuşum gibi hissediyordum. Belki de fazla paronayaktım ama 6. Hislerim fazlasıyla kuvvetliydi, yani büyük ihtimalle takip ediliyordum. 'Sikeyim, bir bitmediler.' Diye iç geçirdim.

Ürkek adımlarım yavaşça apartmandan içeriye girerken hedefim belliydi. Bodrum katta bir daire vardı. Bir penceresi dışarıya baktığı için kolayca dikkatimi çekmişti. Büyük ihtimalle orası kullanılmayalı baya bir zaman oluyordu çünkü pencerelerin kiri gözle görülür boyuttaydı. Hızlıca merdivenlerden aşağı indim ve kapının önüne geldim. Tabi ki kilitliydi, ne bekliyordum ki?

Bana özel olarak kapının açık olacağını mı? 'Hah, bir işim de kolayca hallolsa şaşardım zaten.' Dedim ve etrafa göz gezdirdim. Amacım tel benzeri bir şey bulup kapının kilidini açmaktı fakat yerde kan damlaları görmeyi de beklemiyordum açıkçası. Yavaşça yere eğilip yerdeki kan damlalarına dokundum. Gözlerim yuvarlarından çıkacak kadar büyürken nefesim tekledi. Kan görmeye küçüklükten beri alışamamıştım zaten ama daha da kötüsü, bu kan kurumamıştı.

''Si-siktir.'' Başımın döndüğünü hissettim ve 'Sikeyim bir bu eksikti!' diye mırıldandım kendi kendime. Ensemde sıcak bir nefes hissedince vücudum baştan aşağı kasıldı. Arkamda biri vardı. Arkamda biri vardı ve içimden bir ses bu kişinin yerdeki kan damlalarının sebebini bildiğini söylüyordu.

''Yeni kurbanımın kendi ayaklarıyla bana gelmesi ne hoş.''

1.Bölümün Sonu...

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı şuraya alabilirim:)

Sınır 8 oy 10 yorum sevgilerle- Spyke_light

Instagram: Spyke_light

GECE KELEBEĞİWhere stories live. Discover now