9 | Sevmek için izin istemek

Start from the beginning
                                    

Yiğit o gece Ayla'nın fikrini değiştirebileceği herhangi bir anda onu hazır bulabilmesi ve cesaretinin kırılmaması için salonda duvarı seyrederek onu bekledi.

Ayla gelmedi.

Sabaha karşı koltuktan kalkarak mutfağa gitti. Kahve makinesini çalıştırdı. Sanırım kendine itiraf edemese de canı çok yanmıştı. Kendisine defalarca kez hislerini sormuştu. Ona acıyor muydu yoksa ona gerçekten aşık mı oluyordu? Bu sorunun cevabının artık bir önemi kalmamıştı. Elinde kupasıyla pencereye yanaştı. Gün yeni yeni ağarmaya başlıyordu. Gözleri ayı buldu. Çok geçmeden ufukta bir güneş belirdi. Gökyüzü çok geçmeden ayın varlığında aydınlandı. Burukça gülümsedi. Tam olarak bu andan bahsediyordu. Bu anda onu sevebilmek için istemişti. Gökyüzüne dalmışken elinin üzerinde hissettiği belli belirsiz dokunuşla bakışlarını yan tarafına çevirdi.

Ayla gelmişti.

Ayla, Yiğit'e gelebilmek için tüm geceyi yalnız ve karanlıkta geçirmişti.

Ayla, Yiğit'e ay ve güneş aynı anda gökyüzünde belirince gelmişti.

Ayla, Yiğit'e ay aydınlık bir gökyüzündeyken gelmişti.

Ayla, Yiğit'e dokunmuştu.

Yiğit, temasın etkisiyle kalp atışlarının hızlandığını hissederken hayal görmediğine emin olmaya çalışıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yiğit, temasın etkisiyle kalp atışlarının hızlandığını hissederken hayal görmediğine emin olmaya çalışıyordu. Bu esnada Ayla, elini tamamiyle elinin üzerine kapattı. Yiğit emin olmak istercesine diğer elini Ayla'nın elinin üstüne kapatırken Ayla bakışlarını ellerinden kaldırarak Yiğit'in gözlerine baktı.

"Seni kaybetmek istemiyorum."

Yiğit sabaha dek etkisiz olduğunu düşündüğü varlığının, Ayla için önemini fark ederken ellerini çekerek "Bunun için istemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Ben seni bunun için bırakmam" dedi. Ayla'nın onu kaybetmemek için ona dokunması düşüncesi onu fazlasıyla üzmüştü. Ayla, Yiğit'in geri çektiği ellerine yeniden uzandı, güçsüzce fısıldadı.

"Ellerine dokunmak istiyorum. Ellerine, dokunuşlarına alışmak istiyorum. Ellerini tutabilmek, parmaklarını tek tek hissetmek istiyorum."

Ayla'nın gözünden bir damla yaş süzülürken Yiğit ellerini elleri arasına alarak çaresizce "Ağlama." diye fısıldadı.

"Ağlama çünkü henüz gözyaşlarına dokunamıyorum."

Ayla hızlıca gözyaşını sildi. Yiğit, avuçları arasındaki ellerin buz gibi olduğunu fark ettiğinde onları okşayarak ısıtmaya çalıştı. Meraklı gözlerle Ayla'ya döndü.

"Öpebilir miyim? Ellerini..." diye sordu.

Ayla başıyla onaylamakla yetindi. Yiğit, kendisine verilen bu sessiz şansı kabul etti. Eğilerek parmak uçlarını dudağına değdirdi. Dakikalar boyunca Ayla'nın ellerini dudaklarıyla mühürledi. Pencere kenarındaki kahveden uzunca bir süredir buhar çıkmayı bırakmıştı. Yiğit daha fazla abartmasa iyi olacaktı çünkü henüz kilidini açmış olduğu bu yeni bölgeyi kaybetmek istemiyordu.

Dokunmak YasakWhere stories live. Discover now