Sırılsıklam

489 32 7
                                    

OOOO hoşgeldiniz

Hemen konuya gireyim dicem konu yok boşverin neyse fazla uzatmadan

Oooo maşallah ne yazmışım beee tamda 930 kelime yani uzun uzun ksksksk

Keyifli okumalar dilerim

Bu arada oylarınız ve yorumlarınız için Thank youuu İngilizcem süperdir arkadaşlar ksmsnsn

°°°°°°°°°°°°°°°

En sonunda nefes nefese kalan ikili ayrılmışlar. Yağmur ise dur durak bilmeden ikiliyi ıslatmıştı. Şimdi ikiside en ufak uvzuna kadar ıslaktı. Taehyung kucağındaki kayan ufaklığı hoplatmış ve daha sıkı tutmaya başlamıştı. Yüz yüze gelen taehyung Jungkookun önce gözlerine sonrada dudaklarına kaymıştı gözleri. Öyleki kıpkırmızı olan dudaklarının arasından hızlı hızlı nefes alışını bile duyuyordu taehyung. Artık onu isteyerek öpebilirdi. Ne jungkookun uyumasına nede bir hastane odasında onu baygın sanarken öpmesine gerek yoktu. Ve yada vardı çünkü şuan ufaklık sarhoştu.

" güzelim gitsek mi artık"

"istemiyorum yetimhaneye gitmeyi"

"ama hasta olacaksın gitmeliyiz"

"biraz daha kalsam senin yanında olmaz mı"

" gel hadi arabaya geçelim sırılsıklam olmuşsun bak"

Taehyung yürümeye devam ederek arabanın yanına geçmişti. Önce jungkooku yanına otutturmuş sonrada kendisi sürücü koltuğuna geçmişti. Islak ıslak oturmak hiçte güzel bir hissiyat değildi.

"kemerini tak"

"takmıcam"

"neden"

"istemiyorum, gitmek istemiyorum"

Jungkook dudaklarını büzmüştü. Sarhoş olunca aklına geleni söylüyordü. Hiç durmaksızın ve Taehyung bunu en derininden anlamıştı. Aksi takdirde onu reddetecek değildi. Çünkü onu seviyordu

Jungkook hala kemerini takmamaya devam etmiş taehyung ise derince bir iç çekmişti sonrada Taehyung jungkookun üstüne doğru eğilmiş ve kemerini takmıştı ve eğilmiş jungkookun dudaklarına bir buse kondurmuş geri çekilip kendi kemerini takmıştı.

" evime gidelim mi"

"senin evine mi"

"hım hım"

"tamam gidelim"

Jungkook yüzündeki o koca gülümsemeyle taehyungu onaylamış ve kafasını cama döndürmüştü. Yağmur çarpıyordu cama, arabada bir onun sesi vardı. Tık tık tık birde taehyungun kolundaki saatin sesi. bir süre sonra aradan bi 10 dakika geçti. jungkook sıkılmış olacakki taehyunga döndü, başı ağrıyordu.

"Taehyung "

"efendim güzelim"

"daha varmı evine gitmeye"

"az kaldı birazdan varmış oluruz"

"Taehyung"

"efendim canım"

"ben çok üzülüyorum biliyor musun"

"neden"

"bazen bana yetimhanede kötü davranıyorlar"

"kötü'den kastın ne"

"bana zorbalık yapıyorlar benle dalga geçiyorlar, beni sevmiyorlar biliyor musun"

Jungkookun gözleri daha ne zaman dolduğunu bilmediği nir şekilde akmaya başlamıştı ağlıyordu. İyi bir zaman değildi ancak doğru kişiye içini döküyordu

My Dear Daisy Where stories live. Discover now