Jiminin Ölüsünün Hatrına

515 31 7
                                    

Ve ben geldim. Diğer bölüm bombaaa olacak arkadaşlar yani herhalde öyle.

Neyse fazla uzatmaya gerek yok.

Keyifli okumalar.

Yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Şimdiden oy ve yorumlar için teşşkür ederim :)))

°°°°°°°°°°
Duşa girmişti jungkook. Güzel kokması gerekiyordu. Yıkadı saçlarını yavaşca, masaj yaparak. Yumuşacık oldu. Kahverenginin koyu tonlarındaki saçları. İşini tamamen bitirip çıktı banyodan. Tam yarım saat sürmüştü. Mis gibi kokuyordu. Teni. Pamuk gibi yumuşak ay gibi parlak olan teni.

En güzel kendisine yakışacak bir kaç şey seçti üstüne. Hava sıcaktı. Ancak yinede ceket alacaktı. fazla olmayan yinede bol ve kısa bir şort seçti kendine. Siyah renkteydi. Üstüne beyaz Bi tişort uydurmuştu sade ve güzel durmuştu. Jungkookun üzerinde. Zaten herşey yakışırdı ona. Sonra jiminin siyah ceketini aldı. Böylesi daha iyi ve güzeldi. En azından kendi ceketleri pekte uymuyordu kombinine. Sanki ne kadar fazla ceketi varsa tabi.

" jimin"

"efendim"

"parfümünü alsam olurmu. Lütfen az sıkacağım bak söz veriyorum ."

"al, almasına da, seninki daha hoş korkmuyor mu. Benimki ağır biraz"

"öyle mi"

"tabi öyle seninki daha güzel"

"ama ben karar veremedim, tamam dur şöyle yapalım"

Jungkook hem kendi parfümünü hemde jimin parfümünü eline almıştı. Ancak avuç içi ve parmakları küçük olduğu için parfümleri tam iyi saklayamadı. Bu yüzden dudaklarını büzdü.

"yine ne oldu"

"sana hangi elimdekini sıksam düşe soracaktım ama parfüm çok büyük. Elimin içine sığmıyor ki "

Jimin başını geriye atarak kahkaha atmış sonrada sırtını döndü jungkooka.

"tamam ben bakmıyorum sen tut elinde ben seçerim"

"tamam, kapat gözlerini"

"zaten arkamı döndüm ya"

"olsun jimin yinede kapat"

"iyi kapatalım bakalım"

Jimin gözlerini sımsıkı yummuş üstünede elleriyle kapamıştı gözlerini.

"sağ mı, sol mu"

"ımm sağ olsun"

"sağ mı. Benimki çıktı."

"bak o çıktı. Çünkü o koku tam sana göre. Bebek gibi"

"ben bebek değilim jimin "

" öylesin"

"hayır değilim"

"bak şimdide çocuk gibi büzdün dudaklarını. Bebeksin işte"

Jungkook elindeki parfüm şişelerini yatağın üstüne koyup eline geçirdiği yastığı Jimine fırlatmıştı. Jimin ise dur durak bilmeyen kahkahasını odada yankı yapmasını sağlıyordu. İkiside eğlenmişe benziyordu.

"bebek değilim"

"tamam. tamam değilsin"

Jimin en sonunda dolabının önüne geçmiş ve üstüne giyinebileceği uygun kıyafetleri aramıştı. Randevusu vardı. Dün gece Yoongi mesaj atmıştı. Onu küçük bir akşam yemeğine çağırmak için. Jiminde kabul etmişti. Reddetmesi imkansızdı. Çünkü... Çünküsünü jiminde getiremiyordu.

İçeriye dalan hoseok kapıyı kapatmış sonra kendi kendine jungkooku ve jimini süzerek bağırmıştı.

"oooooo nerelere böyle"

"cehennemin dibine"

"aşk olsun jimin bensiz olurmu"

"tabi olmaz aptal herif, seni cehennemin 7 kat dibine göndereceğim"

"sende benle geliyorsun o zaman. Taaaaa 7 kat aşşağı"

" ne alaka be köprüden atarım kendim başka yöne giderim"

"pislik"

"aptal"

"kavga etmeyin ya. Noldu yine küsmüsünüz"

"hepsi onun suçu"

"ben ne yaptım ağağğa jimin. Üstüme iyilik sağlık"

"sikerim iyiliğini"

"nıck Nıck, terbiyesiz"

"sensin terbiyesiz"

" ya jimin kavga etmeyin burada"

"sus jimin bak çocuk var niye kavga ediyon"

"ya ne çocuğu hoseok "

"orospu çocuğu"

"jimin küfür etme jungkook var"

"hoseok"

"jimin"

"ya yeter, neyin kavgasını yapıyorsunuz"

"ya bak ne oldu biliyor musun"

"sen sus hoseok ben anlatacağım. Bak şimdi dün ben dedimki hoseoka git dedim ortak lavaboda kremim kaldı onu al getir dedim şimdi herkes sürmesin bedava bulunca Osmanlı ordusu gibi dalıyorlar biliyorsun. Sonra işte bu salak gitti gitmesinede kremi almış eline, açmış kapağını jiminin ölüsünün hatrına krem sürün. Diye anons etmiş tüm yurda baktım ki herkes hoseokun etrafında doluşmuş. Bende gittim ne oluyor diye bakmak için. Bakmaz olaydım Hoseok kremi bana çevirdi. Bitmiş biliyor musun bitmiş kremimi bana uzatıyor. Ha birde şu var dediği şey şu. Jiminin ölüsünün hatrına krem sürün. "

" ben seni başka biri sandım yoksa öyle demezdim "

" senin ben varya "

Jimin son kelimesinin ardından hoseokun üzerine atlamış ikisi birden yere yıpılmıştı. Hoseok acı içinde bağırıyor. Jimin ise hoseokun boynundan tutmuş onu sallıyordu. Amacı boğmak değildi. Sadece sinirini çıkartıyordu işte.

" ben gidiyorum siz sakın fazla kavga etmeyin tamammı"

"Jung-koo-k, gi-t-meee"

"acelem var görüşürüz, bak jimin fazla sıkma tamammı hoseokun boynunu sonra ağrısını çekiyor bir hafta"

"ağrısını çekecek boynu olursa tabi"

"imdatttt"

Jungkook can derdinde olan Hoseoka 'üzgünüm' dercesine bakmış sonrada odasından çıkmıştı. Taehyungla gideceği yeri çok merak ediyordu. Bu yüzden hızlı hızlı indi merdivenlerden. Sonrada attı kendini dışarıya. Ancak gördüğü manzara hiçte hoşuna gitmemişti.

Karşısında tüm yakışıklılığıyla duran bir Kim taehyung.

Ve yanında taehyunga yapışan soobin.

Kıskançlık krizine girdi yine. Öyleki delice bakıyordu soobine.

Taehyungun gözleri ise sadece jungkooktaydı. Aynı kalbi gibi... Kimsede olmayacağı sadece jungkooka ait olacak  olmuş olan  kalbi gibi..

My Dear Daisy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin