Suç- Changlix

2.1 tomorrow

" Talep mektubu nasıl gidiyor Mösyö Christopher?"

" Sizce nasıl Matmazel?" adamın önündeki kağıdı eline aldı.

" Hmm. Kabul ederler mi?" Nazikçe masaya bıraktı inceledikten sonra.

" Rütbeliyim ama bu tarz basit görevlere katılamayacak kadar değil."

" Güzel. Umarım bunu becerirsiniz."

" Yapabileceğime inanıyorum."

" Umarım. Biliyorsunuz..."

" Şöyle hitap etme! Sen diyebilirsin."

" Biliyorsun, ortada olan şey Felix'in hayatı."

" Lucy emin ol amcam ile babam anlaşamıyor olsa bile Felix'i severim ve ölmesini istemiyorum. Ancak sorun şu ki: Felix'i kurtardıktan sonra onun tekrar tutuklanmasına nasıl engel olacağız?"

" Lewis bir dük. Yanlış anlaşılma olduğunu söyleyebilir."

" Bu kadar basit olacaksa mahkemede de bunu söyleyebilirdi."

" Bilmiyorum. Lewis!"

" Efendim?!" odaya girdi.

" Felix ile olan ilişkini mahkemeye nasıl anlattın?"

" Tabi ki doğruyu söyleyecek kadar aptal değilim."

" Tam olarak ne dedin?"

" Arkadaş olduğumuzu, annemin Felix'i iyi bir arkadaş olarak görmediğinden ve bir burjuva oğlu ile aile sırlarını paylaşacak kadar yakın olmamı sevmediğinden kendine yalancı şahitler tuttuğunu Felix ile aramızda öyle bir şey olmadığını söyledim."

" Çok zekice! Peki, neden hâlâ?.."

" Feodalitenin çoğunlukla yıkılmasına rağmen krallar daha fazla otorite istiyor. Katolikler de mezheplerinin öylece kaybolmasını istemediğinden günahkârları ibretlik olarak cezalandırmak istiyor. Elimde yeterince de kanıt yok ayrıca. Annem bir düşes ben ise babasının ünvanı arkasında kalan bir oğulum sadece."

" Her şey niye bu kadar zor anlamıyorum." dedi Lucy kendini sandalyenin üzeine bırakarak.

" Hayat acımasız." dedi Lewis.

" Umutsuzluğa kapılmak için zaman kolluyorsunuz resmen. Yarın dilekçemi vereceğim. Her şey istediğimiz gibi sonuçlanırsa sorun olmayacak. Sadece yarını bekleyin." dedi Chris.

" Yarın..." dedi Lucy kafasındaki anlamlandıramadığı dağınıklığa ışık tutar gibi.

Chris kısa bir süre gözleri dalan kafalarındaki karmaşa ile başa çıkmaya çalışan iki küçüğüne baktı.

Elindeki kağıdı zarfa koyup çıktı evden. Minho'nun yanına geldiğinde sırtını evin dış duvarına yasladı.

" Felix geri dönecek. Onu oralarda bırakmayacağım." Minho'ya baktı. "Bırakmayacağız." diye düzeltti.