11.BÖLÜM: İÇTEN GÜLÜŞLER

49 9 0
                                    

Bölüm Şarkısı- Altın Gün~ Goca Dünya

(şarkı ne alaka bende bilmiyorum ama güzel)

11. Bölüm: İÇTEN GÜLÜŞLER

"Kim bu saatte?" diye homurdanarak yerimden kalktım. Dün gece Denizler'in evinde yemek yedikten sonra, kendi evime gelmiş ve üzerimdeki yorgunlukla uyumuştum. Kapının tekrardan çalmasıyla kapıya doğru adımladım. Tek elimle gözümü kaşırken bir yandan da kapıyı açıyordum. Gel kişinin şaşkınlığıyla kaşlarım havalanmıştı. Yüzünde ki kocaman gülümsemeyle karşımda Aras duruyordu. "Bu saatte ne işin var burada?" diye sordum.

Gözlerini devirirken, "Sana da günaydın," demişti. Boşta olan eli saçlarıma gitti ve karıştırdı. "Yeni kalkınca ayrı bir çirkin oluyorsun."

Yeni kalkmamdan kaynaklı çatallı sesime "Günaydın," dedim. "En azından senin gibi her vakit çirkin çirkin gezmiyorum," dedim. Huyum kurusun ki hiçbir lafın altında kalamıyordum. Böyle yunan tanrısı güzelliğe çirkin demiştim.

"Çenen yeni kalkıp kalkmamana bakmıyor anlaşılan," dedi ve eliyle içeriyi işaret etti. "Eve almayacak mısın?" Mahmur gözlerimi canlı canlı bakan yeşillere diktim. yüzüne karşı suaygırı gibi esnedim ve kapının önünden çıktım. Bu halime gülerek kapıdan içeriye girdi. İçeriye girerken burnuma dolan kokuyla sırıtmadan edemedim.

"Açma almışsın," dedim sırıtarak. Gülerek kafasını aşağı yukarı salladı. "Helal lan sana, sevdim seni Aras." dedim ve omuzuna sert olmayacak şekilde vurdum. Ben bunları yaparken, onun ağzından küçük bir kahkaha kaçmıştı.

"Açma almasaydım beni sevmeyecektin?" diye sordu tek kaşını kaldırırken. Yüzümü değişik değişik şekillere getirerek düşünüyormuş gibi yaptım.

"Yani...solucan olsaydın belki seni sevebilirdim ama burada söz konusu açma," dedim. Bir yandan da işaret parmağımı dalgalandırmaya çalışarak, solucan yapmaya çalışıyordum.

Kahkahasını salarken, "Çok şükür, solucan olduğum zamanda beni sevecek birilerini buldum." dedi. "neyse git yüzünü yıka, bende çay koyayım." dedi.

kafamı sallayıp banyoya doğru ilerledim. "Çayın yerini bulabilecek misin?" diye seslendim, banyoya girmeden.

"Bulurum ben," dediğini duyunca, omuz silkip banyoya girdim. İşlerimi halledip banyodan çıktım ve odama gidip, telefonumu aldım. Telefonumdan saate baktığımda Aras'ın kurduğum alarmdan bir saat erken geldiğini fark ettim. Telefonumu kurcalarken mutfağa girdim. Aras evde olan bir kaç parça kahvaltılığı masaya indirmişti. Tek başıma olduğum için pek bir şey yoktu evde.

"Neden bu kadar erken geldin?" diye sordum, yumurta kıran Aras'a. Bana bakmadan işini yapmaya devam etti. "Bir kaç yıl önce bende aynı sınava girdim ve çok heyecanlıydım. En azından yanında olup sana destek olabilirim dedim." dediğinde yumurtayı tavaya döküyordu. "Ve sınava gireceğin yere bırakacağım seni, hatta bekleyeceğim." dedi. Masaya rahatça oturup ona döndüm.

Bana destek olmaya gelmesine şaşırmıştım açıkçası. Yüzümde oluşan kocaman gülümsemeyle sırtına baktım. Her zaman bu sınava tek başıma gireceğim düşüncesi vardı. Buna çok takılmamıştım ama fark ettim ki sadece üstünü kapatmışım. Ailesi bekleyecek olanlara özenmeden edememiştim. İçmedi oluşan garip gıdıklanma hissi ve ona kucaklama hissiyle başa çıktım. Sadece sırıtmaya devam ettim. Tavayı da masaya indirdi ve kahvaltı yapmaya başladık.

---Aras, abisinin arabasını ödünç almış, beraber sınava gireceğim okulun önüne gelmiştik. Heyecanla yeni yapı olmadığı belli olan okula baktım. içim içime sığmıyor, karışık duygularımdan kaynaklı ellerim terliyordu. Ne yapacağımı şaşmış, arabanın içinde sakinleşmeyi bekliyordum ama nafile. Sanki burada beklemek beni daha da heyecanlandırıyordu. Aras beklemediğim bir anda arabadan indi ve ön kısımdan dolanıp benim oturduğum tarafın kapısı açtı. "İneceğin yok senin," dedi kapıdan destek alıp üzerime doğru eğilirken. Yutkundum ve ne yapacağımı bilemeyerek etrafta gezdirdim gözlerimi.

MAVİ IŞIK ALTINDA|BXBWhere stories live. Discover now