10.BÖLÜM: UNUTULMAZ, SIRADAN GÜN

64 12 3
                                    


Bölüm şarkısı-Mehmet Güreli~Kimse Bilmez

10. Bölüm: UNUTULMAZ, SIRADAN GÜN

Tek başıma yürüdüğüm bu yolda, sadece ben, koyu yeşil yapraklı ağaçlar ve sessizlik vardı. Bulutlu olan havayla beraber ucu bucağı görünmeyen yolda yürümeye devam ettim. İçimde tarifi olmayan bir huzur dolmuştu. Mutluydum, sebepsizce mutluydum.

İçime derin bir nefes çekerken gözlerim kapandı. Kapalı gözlerimle attığım ilk adımda içimi kaplayan huzur aniden kayboldu ve anlamlandıramadığım bir boşluk oluştu. Aldığım nefesler birden buz kesmiş gibi ciğerlerime batmaya başladı. Gözlerimi açtığımda az önce yürüdüğüm yolun sonuna ulaşmışım gibi görünüyordu. Ucu bucağı yok diye adlandırdığım bu yol, bir uçurumla son buluyordu. Huzurla gidilen bu yolun sonu, hissizlikle son buluyordu. Adeta olduğum yere çivilenmiştim. Hislerim çekilmiş, düşünme kabiliyetim vücudumu terk etmiş gibiydi. Bildiğim tek bir şey vardı: Attığım ilk adımdan sonra asla durmayacak ve beni kocaman okaynusa açılan uçuruma sürükleyecekti adımlarım. İçimden bir ses adım atmamı hakırıyordu. Adım at, adım at, adım at... Sonsuzluk seni çağırıyor. Bomboş olan gökyüzün yıldızla dolacak, kokusunu bile hatırlayamadığın ailene çektiğin hasret son bulacak. Kim diyordu bunları bilmiyorum ama çok cazip geliyordu dedikleri.

Silmek istediğim geçmiş, yaratmak istediğim gelecek oradaymış gibi büyük bir adım attım. Ben farkına varamadan, diğer adımlar çoktan kendi kendine atılmıştı. Tam ucunda durdum. Öne atılan bir adımla düşecek kurtulacaktım, geriya atılan bir adımla da düşmekten kurtulacaktım. Düşünmeyi çoktan kesmiş beynimi, kim kontrol ediyordu bilmiyorum. Başka biri ya da kalbim. İçimde ki son iradeyle gökyüzüne baktım. Bulutlar dağılmış, karanlık gökyüzü fazla temizdi. Ne ay vardı ne de yıldız vardı. İç çekitim. Aniden parlayan yeşil yıldıza taktıldı gözlerim. Bomboş gökyüzüne artık ışıl ışıl parlayan yeşil bir yıldız vardı. İstemeden de olsa sırıttım ve sol ayağımı kaldırıp kendimi boşluğa bıraktım. Artık düşüyordum.

Aniden irikilerek uykumdan uyandım. Nefes nefese etrafa bakarken gördüğüm rüyanın etkisi vardı üzerimde. En net hatırladığım şeylerden biri ışıl ışıl parlayan yeşil bir yıldız ve uçurumdan düşerek uyandığımdı. Derin bir nefesi ciğerlerime doldurdum ve geri bıraktım. Üstüme baktığım zaman açık olduğunu fark edince istemsizce gülümsedim. Üstümdeki örtü açıldığı için huzursuz hissetmiş olmalıydım.

Hava hâlâ karanlıktı. Rüyanın üstünde durmamaya karar vererek en rahat ettiğim pozsiyona geçtim. Takıldığım tek bir nokta vardı. Evrende bile olmayan yeşil yıldız, neden benim rüyamda ışıldamıştı. Bunu sonra düşünmeye karar vererek rafa kaldırdım ve tam olarak açılmamış uykuma zorluk çekmeden geri döndüm.

---

İşte yılardır, aylardır, günlerdir beklediğim o gün için sadece bir gece kaldı. Benim hayatımı belirleyecek büyük sınav. Emeklerimin karşılığını alacağım gün. Hayalini kurduğum gelecek için büyük bir adıma sahip olan gün.

Yataktan içimde heyecan ve korku karşımıyla doğruldum. Ve kendimi banyoya attım, işlerimi halledip giyindim. Çok heyecanlıydım. İçimde olan korkular ve kaygılar bile bu heyecanımı bastıramıyordu.

Umut denilen şey beni hayata bağlıyordu. Bu umut ise benim üniversite okumama bağlıydı. Evet, belki okumak her şey değildi ama benim gibi yapabilceği bir şeyi olmayan birisi için okumak her şeydi. Çünkü elimde iş kuracak bir para yok, yapabilceğim bir iş yok. Benim için sunulmuş olan okuma fırsatını da geri tepecek aptallıkta bende yoktu.

Aynanın karşısında son kez kendimi süzdüm ve kapıya doğru adımladım. Bugün kafa dağıtacaktım. Rahatlayıp boş bir kafayla sınava girecektim. Ayakkabılarımı giydim. kapıyı açtığımda mahallenin gündelik yaşamı hızını kesmeden devam ediyordu.

MAVİ IŞIK ALTINDA|BXBKde žijí příběhy. Začni objevovat