6.BÖLÜM: MİLYONLARCA YONCA

70 11 1
                                    


Bölüm şarkısı~ Daft Punk - Get Lucky

6. Bölüm: MİLYONLARCA YONCA

Hayatım bana göre yorucuydu, dışarıdan bakıldığı zaman belki de kusursuz görünüyordu. Neden yaşamak için bu kadar çabalıyoruz bilmiyorum. Peki bu çabalarımız sonuçlarını görecek mi? Sorusu ve tedirginliği ile yaşıyoruz. O kadar kişi yarınlar için plan yapıyor, uyumadan önce hayal kuruyorlar. Ve bir gece ansızın vuran deprem tüm umutları, hayalleri yıkıp geriye sadece; cesetler, enkazlar, göz yaşları ve kurtarılmayı bekleyen bedenler kalıyor. Peki nerede o çabalarımız? Nerede o hayallerimiz? Nerede o umutlarımız. Bundan sonrası ise bize sadece hayal kırıklığı bırakıyor. Sadece benim değil herkesin hayatı çok yorucuydu ama dışarıdan mükemmel görünüyordu. Tıpkı bir evin dış cephesinin kusursuz görünmesi gibi. İçinin tamamen eksik ve çürük olmasını kimse tam olarak bilmiyor. Ya yavaş yavaş çatlıyor ya da aniden yıklıyorduk. Deprem mi tetikliyordu yoksa insanlar mı hayallerimizin yıkılmasını?

---

Aynadan şu yakışıklı suratımı süzdüm. Maşallah acayip yakışıklı olmuştum. Tabii her zaman yakışıklıydım ama bugün ayrı bir yakışıklıyım. Ne kadarda mütevazı bir insanım umarım herkes benim olur. Altımda geniş paça asker yeşili pantolon, üstümde ise siyah renk bir tişört vardı. Ayağıma giydiğim siyah ayakkabılar eşliğinde dışarıya çıktım. Yaz ayının başları olduğu için hava hafif rüzagarlıydı. Esen rüzgarla alnıma düşen kıvırcık saçlarımı savurmuştu.

Bugün biraz dinlenmek için Anıl, Deniz ve Mustafa ile bir dışarı çıkma kararı almış, tüm gün takılırız demiştik. Uzun zamandır mahalleden insan gibi çıkmıyordum.

Deniz'in kapımın önüne gelmesini beklerken aşağı mahelleden benimle yaşıt olan Derya'ya rastladım. Yüzünde oluşan kocaman gülümseme ile yanıma geldi. "Selam yakışıkı, nereye böyle?" diye sordu tek gözünüde kırpmıştı.

"Ders çalışmaktan bulanan beynim error verince mecbur bir hava almaya çıkalım dedik bizimkilerle." dedim onun gibi sevecen bir tavırla. Kolunu omuzuma attı ve sanki askerlik arkadaşıymışım gibi durdu. Tabii boyum ondan uzun olduğu için zorlanıyordu. Yanağımdan makas aldı ve şirince gülümsedi.

"Dikkat et güzelim, yavşamasınlar sana yoksa keserim hepsini tek tek." dedi ve tek kaşını kaldırdı. Dışarıdan bakımlı, süslü ve acayip güzel olan kızın içinde hep bir keko yatıyordu. Onu tanıdığımdan beri böyleydi.

"Aaaa...sana mı soracağım be? Sen kim oluyorsun da şöyle böyle konuşuyorsun?" Bunları söylerken adeta yaz dizilerinde ulaşılmazı oynayan kızları gibiydim. Kendimi tutamayıp kıkırdayınca bende güldüm. Elini omuzumdan çekmişti.

"Yemin ederim çok kafa dengisin. Bir ara biz de beraberde dışarı çıkalım. Hep mahallede çekirdek kola olmuyor." dedi. Yüzündeki çiller onu çok tatlı yapıyordu.

"Bunu çıkma teklifi olarak mı algılamalıyım?" diye sordum tek kaşım havaya kalkarken. Dudağımın tek tarafıda kıvrılmıştı. "Ben, benden daha uzunları tercih ederim bücürük."

"Sanki ben sana bakarımda," dedi burnundan gülerken. "Hem benim kız arkadaşım sana bin basar." dedi ve gözleri bir noktaya takıldı. "Ve şuan geliyor benim hatun, hem de öldürücü bakışlarıyla." dedi.

Bende kafamı otarafa çevirdim. "Galiba beni öldrümek istiyor haa?" diye sordum tedirgince. Asıl bücür tüm siniriyle geliyordu. Bu bücür 1.55 olanlardandı. "Sen gitsen iyi olur, çekemem ben onu hiç."

"O zaman görüşürüz," dedi ve omzuma bir kere vurup sevgilisinin yanına gitti. Haa...bu arada Derya kızlardan hoşlanıyor, zaten orasını anlamışsınızdır. Sevgilisi de bizim mahalledeydi ve evi, evimizin çaprazında kalıyordu. Diğerine göre uzun olan bücür, kısa olan bücürü kolunun altına aldı ve ilerlediler.

MAVİ IŞIK ALTINDA|BXBWhere stories live. Discover now