34.Bölüm

19.2K 1.1K 86
                                    

Hoş geldiniz bebeklerim,

Bu yıl biraz kırgında olsak ramazan ayına girdik arkadaşlar. Bol rızıklı, bereketli, zorlukları atlatacağımız bir ramazan ayı olurda şen sofralara geçmek tez zamanda nasip olur inşallah. Allah tutan herkesin oruçlarını kabul etsin.

Gelelim bu bölüme. Bölümde ramazandan önce yazdığım +18 sahne var kuzular. Hatta hikayeyi ramazandan sonraya ertelesem mi diye düşündüm ama hikayenin akışı bozulur diye düşünüp yazdım. Cinsel sahnenin başlangıç ve bitiminde uyarı var zaten geçebilirsiniz oraları.

Oy sınırı 650 . Geçerseniz eğer sıradaki bölümü çabuk yazarım.

Keyifli okumalar. 🌸

●●●
Aradan geçen iki ayda bir güzel haber daha gelmişti. Feride Kenan hoca sayesinde girdiği ortaokul sınavlarından geçmişti seneye ise hem liseyi bitirecek hem de üniversite sınavına girecekti. Üniversiteyi okumuş bir öğretmen olarak hayatına devam etmek tarif edemeyeceği kadar büyük bir mutluluktu.

Yanında uyuyan adamın yanağını okşarken gülümsüyordu genç kadın. Artık hayatını Ali'siz düşünemiyordu. Kendini de Ali'nin yanından başka bir yerde düşünemiyordu. Canlanmıştı Feride. Gülüşünün tadını çıkarmayı öğrenmişti. Fikirleri değer görür görür olmuştu. Kendi doğrularını savunmayı öğrenmişti. Sessiz kadın makbuldür sözünü çürütmüştü kafasında. Hepsi de yanında tüm masumluğuyla uyuyan Ali'si sayesinde olmuştu.

Uzanıp adamın yanağından öptü sesli bir şekilde. Gülümseyen kocası gözlerini açmayınca o da gülümsedi. Bir kere daha öptü yanağından. Sonra usulca seslendi kocasına. "Ali." Gözlerini açmayan kocasını bir kez daha öpen kız gülümsedi. "Ali'm." Eli adamın saçlarına gitmişti parmaklarını saçlarına geçirip yavaş yavaş severken adamın gülümseyen yüzüne bakıyordu.

Daha fazla dayanamayıp karısının yüzünü görmek için açtı adam gözlerini. Kızın kahve gözlerindeki parıltılarla karşılaşırken her sabah yaptığı gibi bir kez daha şükretti onun hayatına girmesine. Yaşadığı hiçbir şey için isyan etmemiş etse bile sonrasında vardır bir hayır, diyerek kafasına çok takmamıştı. Öyleydi gerçekten her şeyin bir sebebi vardı bu hayatta. Önemli olan o anları nasıl atlattığıydı insanın.

Karısını kendine doğru çeken adam üzerine düşürdü. Kendisine nazlı nazlı kızan karısının yanağına elini koydu. "Ya Ali! Yola çıkacağız! Kalk hadi!"

"Önce öp yoldan çıkar sonra kalk de." Kızın beline parmaklarını koyup yavaş yavaş okşarken adamın elini tuttu Feride. "Ali yapma bak geç kalacağız."

"Kalalım." Diyen adam tasasız bir şekilde karısına uzanıp öpecekken kendini geri çeken karısıyla başını yastığa düşürüp ofladı. "Ne çok seviyormuşsun köyü yavrum bir zifafı bile çok gördün."

"Niye sevmeyecekmişim oradan çıktım sonuçta." Adamdan uzaklaşıp dizlerinin üstünde oturdu kız. "Asya benim her şeyime koştu. Ben istemesine bile son anda gittim. Dün nikahı kıyıldı yoktum yarın düğün var bugünde gidip yardım etmezsem ben Asya'nın yüzüne nasıl bakayım Ali?"

"Feride'm." Dedi adam içine birden çöreklenen sıkıntıyla. "Bizim düğünümüz öyle normal olmadı ya senin içinde kalan bir şey var mı?"

Kocasının zorla ve mahcup bir konuşması bugüne kadar olmamıştı. Başta garip gelse da kocasının konuşması gülümsetmişti genç kızı. Eliyle adamın elini tuttu sonra dudaklarına götürüp öptü. "İlk yazmayı çalanın sen olduğunu öğrendiğimde çok kızdım sana. Hatta karılık yapmamak için kendime söz verdim. Sonra anam yapmam gerektiğinde ilgili bir şeyler söyledi." Dul kalırsın, demişti annesi o zaman evli erkeklerin peşini bırakmayacağını köyde adının çıkacağını söylemişti.

Kayıp YazmaWhere stories live. Discover now