5.Bölüm

28.3K 1.2K 172
                                    

İlyas Ağa elindeki yazmayı katlayıp cebine koyarken oğullarının adını seslendi. Oğlunu tek başına gönderirse beş adam onu linç ederlerdi. En azından iki yumrukla kurtarırdı oğlunu.

Üç oğlu da karşısında dizilirken bıyık altı gülümsedi. "Bugün oğullarımı yanıma alıp boy göstermek istiyorum. Gelin köy içinde gezelim." Deyip ıslıkla yürümeye başlayan adamın ardından birbirine bakan oğulları şaşırsalarda babalarının peşinden yürümeye başladılar.

Yol boyu Ali ile büyük oğlu Musa'nın arasında yürüyen adam Haşmet Ağa'nın evinin önüne geldiklerinde Ali'ye yanaşıp başının döndüğünü bahane ederek oğlunun kollarına kendini "Aman!" Diyerek attı. Üç oğlu da kendiyle ilgilenirken o geçen şeherde gördüğü televizyondaki oyunculara taş çıkaracak kadar ustaca oynuyordu. Eh ilk defa yaptığı bir şey değildi ölecekmiş gibi kendini yere atmak!

Ali'ye iyice yanaşan adam ne zaman elini atsa Ali hareket ediyor ve cebine elini sokmadan kaçırıyordu. En sonunda sinirlenen adam Ali'yi azarladı. "Ali düzgün dur oğlum!" Daha sonra kendine şaşkınca bakan oğullarının bakışlarından yaptığı gafı fark edip hemen eski pozisyonuna döndü. "Başım daha çok dönüyor." Bir yandan konuşurken bir yandan cebi bulan adam yazmayı koymuş hafif dışarı çıkarmıştı ucunu. Babasına bir şey olacak korkusundan telaşlanan oğlanlar adamın yaptığını fark etmemişlerdi bile.

"Ali!" Aslında hiç bir şeyi olmayıp numarayla bağıran adam oğlunu daha bir telaşa sokmuştu. "Efendim baba!"

Adam zorukla konuşarak "Bana şu evden bir ayran getirsene. Tansiyonum düştü." Parmağı Haşmet Ağa'nın evini işaret ediyordu.

"Ben getireyim!" Diyerek doğrulan küçük oğluna bağırdı adam. "Sen dur!" İçinden de dua etmeye başladı. Rabbim oğullarım bana benzemedi bari torunlarım benzesin! Hepsi mi saf olurdu? Bunların kıçını kurtaracağım diye kendi kıçımı yırtıyorum. Diye eklemeyi ihmal etmedi.

Boğazını temizleyen adam devam etti sesini incelterek konuşmaya. "Ali beni çok sarsıyor sen beni tut İbrahim."

Kardeşiyle yer değiştiren Ali içinde oluşan şüpheyle koşarak evin yolunu tutarken arkasından gülerek bakan adam iki oğlunun şaşkın bakışları altında yattığı kollardan kalktı. Kendine bakan oğullarını yalandan azarladı. "Ne bakıyorsunuz? Yürüyün kardeşinizi dövecekler." Ağır ağır yürüyen adam oğullarının arkasından geldiğine emin olarak kapının önündeki curcunaya doğru ilerlediler.

***
Bir yandan ağlayan Seher Hanım diğer yandan sessizliğe bürünen Haşmet Ağa diğer yandan yorum yapmayan hala durumun nasıl bu hale geldiğini düşünen ve o şerefsizi bulunca bir güzel benzetmek isteyen dört kardeş otururken kapının alacaklı gibi çalınmasıyla Cemal sabır çekerek ayağı kalktı. Bu kadar olaydan sonra bir de komşularla uğraşacaktı.

Kapıyı açtığında karşısında telaşla duran İlyas Ağanın oğlu Ali'yi görünce kaşlarını çattı. Adamı incelemeye başladı. Ali'nin yalvar yakar istediklerini ise duymazlıktan geldi. Çünkü gözü adamın yeleğinden sarkan yazmaya değdi. Bu bacısının sabah örttüğü yazmaydı. Sözünü bitirmeden adamın burnuna yumruğu geçirip bağırdı.

"Ulan it benim bacımın namusuna mı göz koydun şerefsiz?!"

Üzerine atılan adam Ali'yi şaşkınlığa uğratmıştı. O sadece ayran istemeye gelmişti. Bu kadar olay olacağını bilse gelmezdi. Şaşkınlığından kurtulan adam üzerindeki adamı hırsla itip yumruk attı. "Ne diyorsun lan? Bir ayran isteyecektim. Bilseydim istemezdim!"

Söyledikleri Cemal'i iyiyce sinirlendirirken adama kafa attı. "Bir de alaya alıyor şerefsiz!"

"Cemal!" İçeriden seslere gelen aile az çok olanı anlamıştı.

Kayıp YazmaWhere stories live. Discover now