"Hem gelmezse ben gider onu bir güzel dövdükten sonra ensesinden tutup getiririm." Şakayla karışık söylese de dövme kısmı aklına yatmıştı. Jisung sonunda gülümsedi, bu Minho'nun da yüzünde güller açmasına sebep olmuştu. "Hadi, gel içeri girelim. Üşüme." Kolunu omeganın omzuna sardı ve birlikte evlerine girdiler.

Birkaç saat sonra Minho, omegasına güzel bir yemek hazırladı ve sürekli onunla ilgilendi. Jisung'ın kafası hemen dağılmıştı. Yanında Minho varken her şey daha güzeldi.

Omega, salondaki koltukta alfanın ona sıcak bir bitki çayı yapmasını beklerken uyuyakalmıştı. Minho salona elindeki kupayla geldiğinde karşılaştığı manzara karşısında gülümsemeden edemedi. Omega, hamileliğinin son aşamasında olduğundan gün içinde de fazlaca uyumaya başlamıştı.

Minho, elindeki bardağı sehpanın üzerine bırakıp koltukta yatan eşine yaklaştı. Onu uyandırmamaya dikkat ederek bir kolunu beline, diğerini dizlerinin altına koyup yavaşça kucağına aldı. Jisung, kilo alsa da Minho onu kolayca taşıyabiliyordu. Omegayı yukarı, odalarına çıkardı. Yatağa yatırıp üzerini dikkatlice örttü, alnına uzun bir öpücük bıraktı ve güneş ışığının eşini rahatsız etmemesi için perdeyi kapatarak odadan çıktı.

Tekrar aşağı indiğinde mutfaktan telefonunu alıp bedenini koltuğa bıraktı. Jisung için yaptığı çayı alarak kendi içerken bir yandan da rehbere girmişti. Aradığı ismi bulduğunda vakit kaybetmeden tıklayıp telefonu kulağına götürdü.

"Efendim abiş?"

"Minju. Hazırlan, on beş dakikaya geliyorum. Ufak bir işimiz var."

Kardeşiyle anlaştıktan sonra kapattı telefonu. Ardından cüzdanını, anahtarlarını ve telefonunu alarak ayaklanıp evden çıktı. Jisung'ı yalnız bırakmak istemediği için yan taraftaki Chan'a o gelene kadar yanında durup duramayacağını sorduğunda kibar alfa tabii ki onu reddetmemişti. Minho, arkadaşına teşekkür edip arabasına ilerledi ve bindikten sonra anahtarı takıp motoru çalıştırdı.

İlk önce kardeşinin evine uğrayarak onu aldı, ardından gideceği yere doğru sürmeye başladı. Çok geçmeden dükkanın önündeydiler. "Oha!" dedi Minju. "Şu altınlara bak!" Cama yapışan kardeşini ensesinden tutup içeri soktu alfa.

"Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?" İçeride saçları yapılı, beyaz gömleğinin üzerine taktığı lacivert kıravatla aynı renkte şık bir takım elbise yeleği giymiş, alfa olduğu heybetli duruşundan belli bir adam karşılamıştı onları.

"Merhaba." dedi Minho. "Alyans bakmak istiyoruz." Alfanın uzun zamandır aklındaydı Jisung'la evlenmek. Ancak bir türlü buna zamanları olmamıştı. Minho iki buçuk ay önce girdiği işten gayet iyi para kazanmaya başlayınca daha fazla ertelemek istemediğine karar vermişti. Minju'nun zevkine güvendiğinden ve onun da fikrini almak istediğinden birlikte gelmişlerdi.

"Tabii." dedi görevli alfa. Önündeki cam tezgahın içinden onlarca alyans modeli dizmişti ikilinin önüne. "Woah!" Betanın istemsizce çıkardığı sesle güldü Minho ve kardeşinin çenesinden yukarı bastırdı. "Ağzını kapat ağzını."

Yaklaşık bir saatlik tartışmanın sonunda iki tane ince zarif, beyaz altından, üzerinde birer pırlantaları bulunan yüzükleri seçtiler. Hem Minho hem de Minju seçtiklerinden gurur duyuyorlardı ve sonuçtan oldukça memnundular.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now