12

12.9K 1.7K 2.9K
                                    

Oy sınırı: 248
Yorum sınırı: 550

Jisung ve Minho oyuna dalmışken diğerleri de onlara katılmış ve 4-4 takım olarak dağılmışlardı. Minho'nun takımında Chan, Changbin ve Jeongin varken Jisung'ın takımında ise Felix, Hyunjin ve Yuta vardı. Seungmin prensip olarak oynamak istememişti. Buraya gelmeden hemen önce aldığı 'Bir psikiyatristin gizli defteri' adlı kitabı okuyordu. Bölümü psikoloji olduğundan böyle şeyler ilgisini çekerdi.

O sırada Jisung ve Minho ikilisinden birbirlerine ettikleri hakaretler ve kışkırtıcı laflar havada uçuşuyordu. Ancak çok geçmeden Jisung'ın karakterinin üstündeki can çubuğu sıfırlanmıştı. "Hay sikeyim!" Jisung elindeki konsolu fırlatırcasına bıraktığında Minho'nun kahkahaları odayı doldurmuştu. Felix arkadaşının omuzlarını ovarken "Olsun, biz kazanacağız. Sıkıntı yok!" Şeklinde teselliler veriyordu.

Jisung ayağa kalkmış ve yerini Felix'e devretmişti. Minho ise konsolu Changbin'e verdi. "Göreyim seni Changbin!" derken bir yandan da arkadaşının omzunu pat patlıyordu.

Jisung en arkaya geçerek kollarını önünde birleştirmişti, Minho da onun karşısına oturdu ve dilini yanağında gezdirerek sırıtmaya başladı. "Bu oyunun sonunda kazanana ne olacak? Bir ödül koymalıydık."

Jisung'a bakarak söyledi. Genç omega ise onun sinir bozucu gülüşüne karşılık gözlerini devirmişti. "Koyalım tabii, keyfinizin kahyasının veliaht prensi nasıl bir ödül isterler Minho-sshi?"

Minho, geriye yasladığı avuçları sayesinde daha rahat bir pozisyonda oturup birkaç saniye düşündü. "Kaybeden takım kazanan takıma bir gün boyunca kölelik yapsın."

Jisung ağzını açmış tam kabul etmeyeceğini söylemişti ki yanındaki Yuta, olaya dahil olup "Kabul." demişti. Minho'nun bu kendini beğenmiş hareketleri sinirini bozuyordu. Öyle ki Felix'in bu turu kazanmasıyla beraberlik yakalanmıştı. Jisung da kazanacaklarına inanmış ve Yuta'ya karşı gelmemişti.

Ancak işler istedikleri gibi gitmiyordu. Jisung Hyunjin'in göğsüne yaslanmış, Yuta'nın Chan'a kaybetmesini dokunsanız ağlayacak gibi bir surat ifadesiyle izlemişti.

Diğer takım kutlamalarına başladığında Jisung oflayarak ayaklandı. Mutfağa doğru ilerlerken Jeongin koşarak gelmiş ve Jisung'ı ittirerek koridora yönelmişti. "Ay altıma edeceğim!"

Jisung normalde olsa ona gülerdi ancak kaybettiği için morali bozulmuştu. Mutfağa girip masanın üstündeki muffinlerden bir tane alarak tekrar içeri dönmüştü.

"Köleliğiniz pazartesi başlayacak. Birbirimizi anca okulda tam görebiliyoruz."

Minho'nun sesine karşın Jisung kendini koltuğa atarken yanında oturan Yuta'yı işaret etti. "Yuta sayılmasın. Zaten buraya gelmeyecekti bile."

Minho alayla güldü. "Sen iki kişilik kölelik yaparsın o halde."

"Her neyse." Jisung'ın göz devirmesiyle ortam tekrar sessizliğe bürünmüştü. Kararan hava Felix'in artık yemek vaktinin gelmesiyle telefonunu eline almasına vesile oldu. "Tavuk söylüyorum?" diyerek etrafına attığı bakışlarına karşın birkaç baş sallaması almıştı.

O sırada Yuta ayaklandı ve kapının yanına bıraktığı çantasına doğru ilerledi. "Şu ödeve başlasak iyi olur."

Jisung da onu onaylayarak diğer koltuktaki çantasına doğru uzandı. İkisi, yumuşak halının üzerine kurulup kitaplarını ve bilgisayarlarını çıkarıp çalışmaya başladılar. Minho, yeni bir sigara yakmak üzere bahçeye doğru adımladı. Bu sefer Felix telefonla meşgul olduğundan Changbin'in diğerinin peşinden bahçeye çıkmasını engelleyememişti.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now