41

9.1K 1.1K 617
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol ve oy ver pls
Insta: jinijinijiniret

Henüz sabah olduğu için serin olan hava, yürüyenlerin içine ufak bir ürperti bırakıyordu. Jisung, spor ayakkabısının altında ezilen kuru dal seslerini dinlerken huzurluydu. Hemen yanı başındaki alfanın gülümsemesini izliyor, arkadaşlarıyla olan sohbete katılıyordu.

Güneş kendini gösterdiğinde ise serinliğin ortasında onu rahatlatan tatlı bir sıcaklık hakim olmuştu bedenine. Önünde uzanan yeşil ağaçlara baktı ve temiz havayı ciğerlerine doldurmak için derin, mutlu olduğu için titrek bir nefes aldı.

"Üşüdün mü?" Ancak alfa yanlış anlayarak sordu. Jisung ona dönüp kocaman gülümsedi ve kafasını iki yana salladı. "Üşümedim." dese de Minho onun tatlılığına dayanmayıp kolunu omzuna atarak yanına çekmişti. Omega halinden memnun bir şekilde alfasına sırnaştı, şakağına sevgi dolu bir öpücük kazanmıştı böylelikle Minho'dan.

Öte yandan diğerleri ise önlerindeydiler. Felix Changbin'in elinden tutmuş; en önde yürüyüş yapmaktan çok etraftaki çiçekleri, böcekleri heyecanlı bir şekilde ona anlatıyordu. Onların hemen arkasında Chan, elleri hırkasının cebinde etrafı izleyerek yürüyordu.

Seungmin kendi halinde olan arkadaşlarına baktıktan sonra adımlarını hızlandırarak sevgilisinin yanına usulca yanaştı. Elini onun koluna koyduktan sonra ise dikkatini çekebilmişti. Chan, yanındaki omegaya döndü ve onun huzursuz feromonlarına eşlik eden üzgün suratına baktı. "Sorun ne bebeğim?" diye sordu merakla.

Omega sıkıntılı bir nefes verdi. "Sonra anlatırım demiştim ya hani..." diye başladı cümlesine. Chan onu onaylayıp adımlarını biraz yavaşlattı. Kolunun üzerinde duran zarif eli avuçları arasına alıp öyle dinlemeye devam etti sevgilisini. Seungmin, tahminlerini ve bu sabahki olaylarla olan bağdaştırmalarını anlattığında Chan da ona hak vermişti. İkilinin arasının neden bozulduğunu anlamadıkları için onları barıştırmak istiyorlardı.

"Ayrıca arkadaşlıkları çok güzel, bozulmasını istemiyorum." Seungmin dudaklarını büzerek konuştu ardından gözlerinin önünde canlanan görüntüler yüzünden gülümsedi. Chan da onu başıyla onaylamıştı.

"Onlara birkaç gün verelim. Olmadı sen konuşursun biriyle." Seungmin, psikoloji okuduğundan az çok insanlarla iletişimini güçlendirmişti ve Chan ona her konuda olduğu gibi bu konularda da çok güveniyordu.

Omega sessizce onayladı onu. "Zaten okulun açılmasına az kaldı. Yine sürekli beraber olunca barışırlar herhalde." Chan cümlesini bitirdiğinde sevgilisinin suratını inceledi. Seungmin de yerdeki bakışlarını kaldırınca onunla göz göze gelmişti.

Alfa ileri doğru bir hamle yapıp omeganın dudaklarına ufak bir buse kondurdu. "Asma güzel yüzünü." dedi hemen ardından. Bunun üzerine Seungmin gülümseyip daha sıkı sarıldı sevgilisinin yapılı koluna.

Havanın iyice ısınmasıyla yürüyüşü bitirip eve dönmeye karar vermişlerdi. Dışarıya göre oldukça serin ahşap eve girdiklerinde Jisung bedenini yorgunlukla koltuğa bıraktı. "Ay yoruldum be!" diye isyanlardayken Minho da onun ayak ucuna yerleşmişti bile. Omega, ayaklarını sevgilisinin kucağına uzattı ve birkaç kere dürttü. "Bacaklarıma masaj yapsana." diye mızmızlanmaya başladı.

Minho onu reddetmeden ellerini bacaklarına koyup yavaş yavaş ovmaya başlamıştı. Jisung'ın memnun mırıltılar çıkarması onu da memnun ediyordu. Ancak bu huzurlu halleri fazla sürmedi, omega aniden karnına giren bir sancıyla kasılarak yerinde sıçramıştı. Çığlık atmamak için kendini tuttuğundan dudakları arasından bir mırıltı kaçmıştı sadece.

"İyi misin? Ne oldu?" Minho, Jisung'ın bacaklarını kendine çekmesiyle ayağa kalkmış ve onun önüne gidip yere diz çökmüştü. "Ah, acıyor." Jisung eliyle karnını ovarken alfa yüzünü buruşturdu, sanki acısını kendisi hissediyordu. Omegaya yaklaşıp bir elini yanağına diğerini ise karnına koydu. Yavaş hareketlerle karnına masaj yaparken bir yandan da yanağını okşuyordu.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now