Bölüm Yirmi Yedi

1.4K 225 60
                                    

'Umutsuzluğa düşme sevgilim, çok yakında geleceğim'

***

Daisy

Dünyanın kaosa sürüklenmesi sadece birkaç saat sürdü.

Canavarların gelip insanların zihinleriyle oynamasından sonra işler o kadar karıştı ki bunun bir rüya olduğunu ya da hala arınma odasında başka bir canavarla savaştığımı düşünmeye başladım. Açıkçası bunu umdum, çünkü canavarlarla savaşıp oyunlarıyla aklımı kaçırmak, şimdi Dünyayı etkisi altına alan kaostan bin kat daha iyiydi ama ne yaparsam yapayım bunu bir rüyaya çeviremiyordum. Her şey gerçekti, canavarlar insanlığa hastalıklarını bulaştırmış, bizi tüketmeye başlamıştı.

Saldırı gecesi Mazokra'yı gördükten sonra ayinler düzenlemiş, Alemle iletişim kurmaya çalışmıştım ama gücüm o kadar azalmıştı ki birkaç denemeden sonra gözlerimi açık tutmak imkansızdı. Bir süre sonra çemberin içinde uyuyakalmıştım. Kelly gelip beni uyandırdığında saat çoktan sabah dokuzu geçmişti ve uyandığımdaki bakışları bir şeylerin ters gittiğini anlamama yetmişti.

''Ne oldu?''

Sorumla birlikte kıpkırmızı gözlerinden oluk oluk yaşlar akmaya başladı. ''Gökyüzü.''

Tek bir kelime içimdeki korkuyu tetiklemişti.

Üzerime örtülen battaniyeyi köşeye atıp pencereye ulaştığımda hala kalbim gümbür gümbür atıyordu. Sonra perdeyi açtım ve dışarı baktım. Gökyüzünde ilk kez güneş yoktu, katran da yoktu ama siyahla karışık sıvımsı gri bir sis tüm yüzeyi kaplamış, ışığın içeri girmesine engel olmuştu. Bir süre gökyüzünü izledim, herhangi bir mavilik izi aradım ama yoktu, sadece karamsar siyah ve gri... Sokaklar da hala bomboştu, etrafta tek bir canlı bile yoktu ki bu Dünyada tek başımıza kaldığımız hissine kapılmama neden olmuştu.

Diğerleri neredeydi?

Canavarlar hepsini almış mıydı?

Dışarı bakarken sakinliğimi korumakta zorlanmıştım, hatta dizlerimin üzerine çökmek ve bana seslenmesi için Aleme yalvarmak istemiştim ama Kelly korkuyordu ve Bayan Moan yattığı yerden kalkmış, kafası karışmış bir şekilde koltukta oturuyordu. İkisinin bu çaresiz durumu kontrolümü kaybetmemem gerektiğini hatırlatmıştı bana. Ben de perdeyi kapatıp Bayan Moan'ın yanına gitmiş ve iyi olduğundan emin olmak için onunla konuşmaya başlamıştım. İyiydi, dizleri acıyordu ama kendini kötü hissetmiyordu. Ona iyi olacağımıza dair söz verdim, bu ev güvenliydi, dışarı çıkmadığımız sürece sorun yoktu ya da Öfke canavarı tarafından etkilenmiş insanlarla karşılaşmadığımız sürece.

Ona söz verirken gökyüzü ve boş sokaklar hala aklımdaydı, yine de sesimin titremesine izin vermemiştim. Onları korumak için her şeyi yapacağımı bilmelerini sağladım. Bayan Moan sözüme karşılık kafasını sallarken bakışları oturma odasının ortasına çizilmiş çemberlere kaymıştı ama tepki vermedi, sadece baktı ve koltuğa daha çok çöküp kollarını bedenine sardı.

Ne yapacağımı bilmez bir halde bir süre etrafı izlemiştim, sonra ailemi aradım. İyi olduklarını öğrendikten sonra televizyon gözüme ilişti. Onu açtığımda zayiatın boyutu da gözler önüne serildi. Sabah programları, magazin ya da eski tarihi filmler veren kanallar şimdi dün geceki olayları sıralıyordu. Her birinde canavarların gökyüzünden yere inişi, yere inerken etrafa yaydığı kükreyişler ve insanların korkuyla kaçışlarını içeren bir bant dönerken, programdaki insanlar bunun nedenlerini konuşuyor, neyin böyle bir şeye sebep olabileceği hakkında tartışıyordu.

Kimisine göre gökyüzünü karartan şey bir biyolojik silahtı, yere düşen canavarlar da dış devletlerin üçüncü Dünya savaşını başlatmak için oluşturduğu bir illüzyondan başka bir şey değildi ama bu düşünce anında çürüdü, çünkü saldırı sadece bu ülkede olmamıştı. Dünyanın dört bir yanında aynı anda gerçekleşmişti. Canavarlar buraya geldiğinde geceydi ama kanallar burası geceyken gündüz olan ülkelerde gökyüzünün bir anda karardığı, sonra Alev toplarının yeryüzüne indiği görüntülerle doluydu. Kısacası biyolojik silah olma ihtimali yoktu. Bu yüzden başka fikirler de ortaya atıldı. Kimisine göre uzaylılar saldırmıştı. Bazıları da kıyametin geldiğini söylüyordu. İnsanların kötülüğü yüzünden tanrının bizi cezalandırdığından bahsediyordu.

Fısıltı Lordu ve Onun Küçük Kurtarıcısı ( -TAMAMLANDI- ) Where stories live. Discover now