KG - 30.Bölüm

27.1K 1.3K 8
                                    

Sabah herkes için farklı başlamıştı.Ama her şeyden habersiz Aslan -Suzi çifti güne bulutların üzerinde giriş yapmıştı.Hamileliği sabahları sıkıntı veren bir durum yaratsa da sonrasında çok geçmeden kendini toparlıyordu neyse ki. Düğün hazırlıklarını bir an önce halletmeleri gerekiyordu. Organizasyon şirketiyle yapılacaklar görüşülmüş bir karara varılmıştı. Yine de bitmeyen şeyler de vardı. Mesela gelinlik... Nasıl bir şey giyeceğine bir türlü karar veremiyordu.Zaten her zaman kıyafet konusunda kararsız olan Suzi için bu durum tamamen işkence gibiydi.En özel gününde mükemmel görünmek istemesi kadar doğal bir şey olmasa da , bu zor beğenme durumu onu epey yoracağa benziyordu derken aklına bir fikir geldi. 

-"Aşkım" diyerek Aslan'a sokuldu. Bulantı faslını atlattıktan sonra biraz beraberce spor yapmışlardı.Aşk sporu. Şimdide yatakta keyif yapıyorlardı.Suzi dinlenirken bile düşünen bir beyne sahip olduğunu için kısa sürede çözüme giden yollar bulmaya başlamıştı bile.

 -"Efendim" diyen Aslan'ın sesi uykuluydu. Gece pek uyumadıkları ve güne Suzi'nin mide bulantıları nedeniyle erken başladıkları için bu durum normaldi tabi. 

-"Gelinlik meselesini nasıl çözeceğimi buldum." 

-"Hımm" Aslan kollarını yanında yatan güzeller güzeli nişanlısının beline sıkıca dolarken aklında başka şeyler yapmak vardı.Yorgunluktan ölse de söz konusu Suzi olduğunda sınır tanımıyordu. 

-"Sevgili nişanlım beni dinlemediğin için sevgili kocacağım sıfatına erişemeyeceksin yakında" diyerek nazlandı Suzi. 

-"Dinliyorum." 

-"Hani düğünümüz çifte düğün olacak ya. Tabi benim kızıl cadımın haberi yok bu durumdan. Ona çözüm buldum. Benim ne kadar zor beğenen biri olduğumu bilirsin. Bir kıyafeti almak için onlarca mağaza dolaşırım falan.. Neyse.. Ahsen'den kendi adıma yardım isteyeceğim ve onun gözüne kestirdiği gelinliği kıvrak zekamla fark edeceğimden ve benim en yakın arkadaşım hatta kardeşim gibi olduğu için ona da düğünde giymesi için tasarlanan kıyafeti benim terzimde yaptırmasına ikna edeceğimden ölçü işlemi halolmuş olacak. Kısacası ondan habersiz gelinliğini yaptıracağız. Gerisi de Toprak Beyimizin ne yapacağına kalmış."

 Aslan kahkaha attı. "Sana bayılıyorum aşkım.Deminden beri sessinin çıkmamasının bir nedeni olduğunu biliyordum!”

 Suzi cilveyle kıkırdadı. “Aşkım sen benim çok fonksiyonlu olduğumu unutuyorsun herhalde ! eğer öyleyse birazdan yapacaklarımla ufak bir fragman verebilirim.” Diyerek nişanlısının dudaklarına kısa ama tutkulu bir öpücük kondurdu ve ardından yataktan fırladı. 

-“Off Suzi! “ diye homurdanan Aslan’ın tepkisi karşısında gülümseyerek ekledi. 

-“Devamı akşama tatlım!”


 

***



 Uykusunda hafiften horlayan karısına içi giderek baktı Toprak.Bazı günler onu kaybetmeye ne kadar yakın olduğu anlar geliyordu aklına. Ne büyük aptallıktı! Ya onu kaybetseydi? Düşüncesi bile nefesini kesmeye yeterken bunu yaşayabilecek olduğunu düşünmesi huzurunu kaçırıyordu bazen. Belki de baba olmak onu da duygusallaştırmıştı. Şimdi endişeleneceği iki canlı vardı karşısında. İlkim’i o kadar çok seviyordu ki… Bir daha ne olursa olsun onu kaybetme ihtimaline bile dayanamazdı. Annesinin bir haltlar çevirdiğinden emindi. Şimdi Merih’te Türkiye’deydi. Onun Türkiye’de kalmasına fazla sessiz kalmayacağını da biliyordu.Yakında ortaya çıkardı ve sadece kardeşiyle ilgili de olacağını sanmıyordu. Hala karısından ayrılacağını sanıyordu annesi. Oysa yakında babaanne olacağını bilse ne yapardı acaba? Bilmediğinden emindi.Zaten bugün gazetelerde çıkmış olsa bile annesi Türkiye’deki magazinsel gündemi takip etmezdi.Amerika’da çok geçmeden duyulurdu mutlaka ama umrunda da değildi açıkçası. En azından babasına söylemeyi düşünüyordu ve biliyordu ki çok sevinecekti. Yerinden sessizce kalktı.Karısını uyandırmamaya ekstra bir çaba harcadı. Gece geldiklerinde ne kadar yorgun olsalar da bir ara kendilerini birbirlerinin kollarında bulmuşlardı.Sabaha karşı uyuyan karısını epeyce yormuştu.Üstelikte hamileydi. Sessizce banyoya girip kısa bir duş aldı.Beline havluyu sardıktan sonra hafifte olsa çıkmaya başlayan sakallarını tıraş edip dişlerini de fırçaladı.Aynı sessizlikte odaya dönüp üzerini giyindi ve mutfakta kahvaltı hazırlamak için odadan çıktı. Kahvaltılıkları dolaptan çıkarırken uykusunu alamamış Merih göründü. 

-“Günaydın miskin” diye dalga geçti Toprak. 

-“Off abi ! Kapa çeneni vallahi sesin beynimde çınlıyor.Çokta içmedim ki niye başım böyle!” 

-“Okula gitme istersen “ derken bu sefer endişenmiş gibiydi Toprak. Biliyordu ki Merih’in baş ağrıları meşhurdu ve eğer gerçekten kötüyse dinlemesi gerekirdi. 

-“Gitmem gerek! Aslında gitmek istemiyorum ama Lavin’i yalnız bırakmakta istemiyorum.O kadar tatlı bir kız ki! Ama çok içine kapanık. Birşeyler yüzünden böyle olduğu belli. Sınıfa ilk girdiğimde direk dikkatimi çekti.O günden beri de gittikçe bana alışmaya başladı sanki. Sınıftakilerin özellikle lisedekilerin ne kadar acımasız olduğunu bilirsin.” 

-“Ve sende melek kalpli kardeşim kendini o kızın koruyucu meleği ilan ettin.” Derken dalga geçmiyordu.Merih çok zengin bir aileden gelse de mütevazi zevkleri vardı.Abartıdan hoşlanmaz,şımarık kendini bilmez insanları sevmezdi. 

-“Aslında çok tatlı biri. Tabi bunu görmek için epey uğraşmam gerekti. Bugünde doğum günüymüş çıkışta onlara gideceğim.Sınıftan bir tek beni çağırdı.Yanında olmalıyım.” Bir yandan konuşuyor bir yandan da ayaküstü bir şeyler atıştırıyordu. 

-“Başın ağrıdığında çok kötü oluyorsun ama?” 

-“Biliyorum ama ağrı kesici alacağım bu sefer.Normalde ilaç içmem ama bu seferlik istisna yapacağım.İlk ders beden eğitimi. Hocadan izin alıp biraz dinlenirsem sorun kalmaz.” 

-“Pekala.Sen kararını vermişsin. Kendini kötü hissedersen beni ara ufaklık.Arkadaşının da doğum günü kutlu olsun.Sana iyi dersler.” dedi Hazırladığı kahvaltılıkları tepsiye yerleştirirken. “Bende içerideki uykucuyu uyandırayım.”


 

Kaçak GelinღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin