Kaçak Gelinღ

KG - 17.Bölüm

Yorum ve vote azlığı insanın gerçekten moralini bozuyor ister istemez. Daimi okuyucularım için bölüm eklemeye devam edeceğim ama bu kadar sık olmayacak sanırım. Upuzun bölümlerden sonra emeğin karşılığını alamamak cidden üzücü.

Neyse... İyi okumalar herkese.

-“Önüne baksana be hödük !” diye haykırdı genç kadın.Berbat bir gün geçirmişti ve kafasını dağıtmak için sadece yürümek istemişti.Roma’yı yakmayacaktı ya! Zaten onu Neron yapmıştı.İkinci bir Neron olacak değildi.Hem sorun bu da değildi.Bozuk olan ruh hali kaba kendini bilmez sersem yüzünden iyice kötüleşti.Sinirinden kudurabilirse kesin kudurmuştu.

 -“Bana mı dedin?” Hah! İşte şimdi tam olmuştu.Bu adam hem suçlu hem güçlüydü anlaşılan.Yaptığı hödüklüğe değil de hödük dememe taktı diye geçirdi içinden. Ki bu en hafif aşağılama şekliydi.Normalde daha kötülerini de sayardı. 

-“Evet sana dedim ne olmuş? Burada senden başka hödük var mı?”dedi aksi aksi.Gerekirse hararetli bir kavgaya da tutuşacaktı.Zaten yaşadığı stresi başka türlü atlatamazdı.Lanet herif evcilik oyunu oynamayı teklif eder gibi ben babanım demiyor muydu? Annesi de seyirlik gösteri hazırlamıştı doğrusu. Bir cezalısın demediği kalmıştı.Neymiş babamla öyle konuşamazmışım. Ne babası Tanrı aşkına ! Bu kadın kesin benimle dalga geçiyor diye düşündü. 

-“Bana bak kızım zaten sinirliyim tepemi attırma ! Çabuk dediğin lafı geri al!” 

-“Asıl sen bana bak kendini beğenmiş pis züppe ! Senin gibilerini çok gördük.Şimdi benden özür dile ve bu konu kapansın.”

 -“Sen harbi dayaklıksın.Bak lafımı ikilemeyeceğim. 3 saniyen var.Süre başladı.”

 -“Yok yok sen sadece hödükte değilsin.Taş devrinden fırlama Fred seni.En azından onda bir sevimlilik vardı.Senin gibi itici değildi.Sana odun, kalas demek isterdim ama o bile az kalacağı için ne söylemem gerektiğini kestiremedim.Ne de olsa senin türünün nesli tükendi.Son örnek olarak müzede saklamalı seni.”

-“Kızım bela mısın nesin ! Alıcam ayağımın altına ezicem böcek gibi.O zamanda böyle ötebilecek misin?” 

Irmak sinirinden köpürüyordu şimdi.Bu adam kendini ne sanıyordu böyle.Şehir magandası sanıyorsa doğru bir tespitti ama o özrü dileyecekti işte.

 -“Çabuk benden özür dile kaba herif ! Değerli vaktimi yeterince çaldın.” 

-“Bak kızım benim sinirlerimi bozma inan patlayacak yer arıyorum,sen zararlı çıkarsın.Şimdi ikile ve beni daha fazla sinirlendirme.”

 Arkasını dönüp telefonla şoförünü ararken Irmak sinirle onu seyrediyordu.Hıncını alamamıştı ve bir şekilde sinirini bir yerden çıkartmalıydı.Yoksa kafayı yiyecekti.Bugün yaşadıkları aklına geldikçe deli oluyordu zaten.

 -“Faruk ,Nişantaşı’ndayım bıraktığın yerin biraz aşağısında.Gel al beni.” Dediğini işitti. Faruk kimdi acaba? Niye beni al diyordu ki? Bu adam gay miydi yoksa? Allah’ım ne saçmalıyorum ben ! Bana ne adamın cinsel tercihinden.Özür dilesin yeter diye düşündü. …

-“Yok birkaç gün daha buradayız.”

-“Bana bak Faruk ! Haddini aşma ! Patron kim unutuyorsun herhalde.! Servet’i ara. Babama söylesin,onlar yurtdışından dönene kadar buradayım.İşim bitmedi.Herkes yaptığının bedelini ödeyecek.” 

-“Tamam bekliyorum.Yakında olman iyi oldu.”

Telofonu kapatıp hala kendine bakmakta olan Irmak’ı gördü.Onu tamamıyla unutmuştu.Bu ufaklık epey canını sıkacağa benziyordu.Neden yoluna gitmiyordu sanki? İlla canını sıkacaktı anlaşılan.

 -“Sen hala burada mısın?” 

-“Evet buradayım.Söylemen gereken iki kelimeyi bekliyorum.”

 -“Bela mısın kızım sen. İlla arıza çıkaracaksın yani.” 

-“Arıza çıkaran sensin.Ayı gibi çarpıp geçiyorsun bir de kendini haklı görüyorsun.Nasıl bir adamsın anlamadım.” 

-“Bak güzelim.Uğraşmam gereken bir sürü iş varken seninle burada çene çalamam.” 

O sırada gelen arabasına yönelip binecekken kıza döndü. 

-“Bir daha birine kafa tutarken dikkatli ol.Herkes benim gibi anlayışlı olmaz.”

 Sinirinden kuduran Irmak,boğabilse bir kaşık suda boğmak istiyordu bu adamı.Arabasına binen adam rahat hareketleriyle onu çileden çıkarmıştı.Henüz hareket etmediklerini gören Irmak tüm gücüyle bağırdı. 

-“İnşallah lastiğin patlar hayvan herif !”