14 - love me like a desert rose

418 44 18
                                    

Zayn, Taylor Swift - I Don't Wanna Live Forever ile okuyun kulaklarınız şenlensin

Oy sınırı da 40.

David sabahın köründe gelmişti. Sabah geleceğini söylemişti Zayn. Ama sabahın yedi buçuğunda gelmesini beklemiyordum.

Sekize doğru tuvalete kalktığımda aşağıda seslerini duymuştum ve bir daha uyumamıştım. Yüzük meselesine nasıl bir çözüm bulacaklarını merak ediyordum. Video kaydını mikro bir hafıza kartıyla bir yüzüğün içine koyup oyun oynayacak kadar kafayı sıyırmış adamın kim olduğunu da merak ediyordum.

Ama Zayn'e sormadım. Yani henüz. Ama soracaktım.

Salonlar mutfağın arasındaki tezgahı masa niyetine kullanıyorlardı. Halbuki evde kocaman ve bizim de asla kullanmadığımız bie yemek masası vardı.

Ama yine de burada konuşuyor olmalarından memnundum çünkü tost hazırlarken bir yandan da onları dinliyordum.

Zayn sanırım sabaha kadar pek uyumamıştı da. Gecenin bir yarısı evde gezindiğini duymuştum. Aklına takılan şeyleri keşke bilebilseydim. Belki bir nebze rahatlatabilirdim onu. Ama sergide olanlardan sonra pek konuşamıyorduk.

Tost makinede pişerken ben onu izliyordum. Bilgisayar ekranına o kadar odaklanmıştı ki gözlerini neredeyse kırpmıyordu bile. Kaşları çatıktı, metal çerçeveli gözlüklerini takmıştı, çenesini yumruk yaptığı eline yaslamıştı ve parmaklarının iki tanesi dudaklarını örtüyordu.

Pişen tostu tabağa alıp onun önüne koyarken neye bu kadar dikkatli baktığına baktım ben de. O da başını kaldırıp bana bakmıştı tost tabağını önüne koyunca.

Ekranda birkaç mücevher resmi vardı ve sayfanın en üstünde yine bir sergi ismi yazıyordu.

"Yine bir sergiye mi gidiyoruz?" diye sorarken Zayn'e bakmıştım.

"Öyle görünüyor. Bu akşam saat sekizde yine."

Doğrulup bedenimi dikleştirirken saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırmıştım. "Bu adam sürekli mücevher sergisi mi kovalayacak böyle?"

"Bilmiyorum Felicia." Tostundan bir ısırık aldı. "Ama kesin orada olacak."

"Nasıl bu kadar eminsin?"

Tezgahtaki telefonuna uzanırken tosttan bir kez daha ısırdı. Sonra telefonun ekranını açıp mesajlara girdikten sonra telefonu bana doğru uzatarak ekranı gösterdi. Ben mesajı okurken de "Nasıl yaptın bu tostu? Mükemmel olmuş." demişti.

Söylediği şeye bir cevap vermedim çünkü mesajı okuyordum o sırada. Mesajda serginin adı, saati ve yapılacağı yerin adresi vardı. "O mu gönderdi mesajı?"

"Evet. Dün gece." Dün gece neden uyuyamadığı belli olmuştu şimdi. Onlar yüzüğün sergide olup olmayacağını tartışırken ben kendime de tost yapmak için mutfağa geri döndüm. Zayn tostunu bitirmişti bile.

Kendi tostumu yaptıktan sonra da bir tabağa koyup Zayn'in yanındaki tabureye oturdum. Kendi tostun bitirmesine rağmen benimkinden bir ısırık almıştı. "Bir tane daha yapayım mı?" diye sordum ağzımdaki çiğnerken.

"Yok, doydum. Ama çok güzel olmuş."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim." Bir şefin yanında benim uyduruk tostumu övüyordu.

"Nasıl yaptın?"

Tostumdan bir ısırık daha almadan önce "Tostu mu?" diye sordum.

"Evet."

"Şef sırrı. Söylenmez." dediğimde de David gülmüştü.

"Haklı. Söylenmez."

Bwn tostumu yerken onlar sergi hakkında konuşmaya devam ettiler. Tostumu bitirdiğimde boş tabağı makineye koymak için kalktığımda da Zayn'e bir mesaj gelmişti. Eğilip telefon ekranına baktım ister istemez. İsim yazmıyordu, C yazıyordu sadece.

100 Dollars Where stories live. Discover now