6 - wish you could forgive

617 66 38
                                    

hepinizin şuan deli gibi Nobody Is Listening dinlediğini biliyorum o yüzden albümden Outside'ı açın ve bölümü onunla okuyun LÜTFEN!

Olayın üzerinden bir saate yakın zaman geçmesine rağmen olaya dair tek bir kelime konuşmamıştık. Ben konuşmak istesem de bunu bildiği için olsa gerek sürekli benden kaçacak şeylerle meşgul olmuştu. Şimdi de yarım saate yakındır duştaydı. Kıyafetimi bile değiştirmemiştim. Hala dün akşamki yemekten kalan elbise üzerimdeydi. Öylesine bir topuz yaptığım saçım ise darmadağın olmuştu.

Evin geniş salonunda sürekli geziniyordum, onu beklemekten sıkılmıştım ama o belki de aşağı inmeyecekti bile. Duştan çıkıp yatmış bile olabilirdi benimle konuşmamak için. Dün gece arabada uyumuştu, uykusuz kaldığına emindim.

Ama bu umurumda bile değildi şuan. Yolda yaşadığımız o olayı konuşmak zorundaydık. Tırnaklarımı kemirmeye bir son verip arkamı döndüm merdivenlere yönelmek için ama buna gerek kalmadı, merdivenin son basamağını indiğini gördüm.

Ona tavrımı belli eden bakışlarım direkt gözlerine bakıyordu. O da bundan rahatsız gibi değildi, aynısını o da bana yapıyordu.

"Ben senin cinayetlerine şahit olmak istemiyorum." diye başladım konuşmaya vakit kaybetmeden. Bana bakmaya devam ederken bir yandan da bana doğru yürüyordu. Yüzünde o kadar donuk bir ifade vardı ki aşağı inmeden önce duygularını yukarıda bıraktığını düşündüm. Aslında o hep böyleydi. Duyguları gerçekten var mıydı emin olamıyordum.

Yutkundu. Yüzünde tek bir mimik bile kıpırdamıyor oluşu beni huzursuz ediyordu. Söylediğim şeylerin onu bir nebze de olsun etkilenmesini istiyordum ama şuan durum tam tersiydi. Onun sessizliği ve ifadesizliği beni etkiliyordu.

Yüzüme doğru düşüp tenimi gıdıklayan saçları aceleyle çekip tekrar bir şeyler söyledim belki bu kez konuşur diye.

"Biz...biz böyle anlaşmamıştık."

"Nasıl anlaşmıştık Felicia?"

Sesi buz gibiydi; kaskatı ve soğuk. Tepkisinin böyle olmasını beklememiştim. Ellerini ceplerine sokup bana doğru iki adım attı.

"Sana kendimi her zaman olduğum gibi gösterdim. Senden kimliğimi hiçbir zaman saklamadım. Sana karşı hep açıktım. Sen de,"

Cümlesini yarım bıraktığında gözlerimi birden onun gözlerine diktim. Benim olduğum kişiyi yüzüme vuracaksa bu kez ona karşı sessiz kalmayacaktım. Beni olduğum kişiyle yargılamayacağına beni en başından inandırmıştı.

"Sen de beni olduğum kişiyle kabul ettin. Şimdi seni ne rahatsız ediyor? Katil olmam mı yoksa cinayete şahit olup da engel olamamak mı?"

Sorusuna verecek bir cevap bulamadım. Zihnimin gizli bir köşesinde gezinen bu soru beni vicdanımla yüzleşmeye itmişti ondan duyunca. Beni rahatsız eden değil, üzen şey şahit olup da engelleyemediğim cinayetlerin katilinin Zayn olmasıydı. Ama bunu ona söylemedim.

"Bunu sana yine hatırlatmak istemiyorum ama beni her seferinde bunu sormaya sen itiyorsun."

Bana bir adım daha yaklaşıp karşımda dimdik durdu ve yine "Sen ne kadar masumsun Felicia?" diye sordu. Bu sorusu her seferinde canımı acıtıyordu.

"Uyuştucu satmak da bir suç. Banka soymak, araba kaçırmak...bunları yaparken sen ne kadar masumsun?"

"Ben sadece..." diye başladığım cümleyi bitiremedim. Yüzüne bakmaya bir son verip yanağımdan usulca kayan yaşı seri bir hareketle sildim yüzümden.

"Ben seni hiç olduğun kişiyle yargılamadım. Sen benim kim olduğumu her inkar ettiğinde senin kim olduğunu sana hatırlatmam seni rahatsız ediyor ama."

100 Dollars Where stories live. Discover now