11 - i'm sorry that i scared ya

348 45 90
                                    

4 ay önce

Bu gece de yine aynı sebepten dolayı bıuradaydım. 100 dolarımı yürüten o kızı bekliyordum. Daniel'ı bu gece de buraya getirmiştim ama o kız bu gece de yoktu. Daniel yine başka bir yere gitmek için tutturmadan gelmesini umuyordum.

İşte geldi. Bu kızda beni bu denli çeken ne vardı bilmiyordum. Onunla ilk karşılaşmamızda onu neredeyse öldürecektim oysa ki. Şimdi ise onun için öldürebilirdim. Kimi istese düşünmem öldürürdüm.

Günlerdir izliyordum onu. Bakışlarındaki umutsuzluğu hayat dolu gülüşüyle örtmeyi çok iyi beceriyordu ama yalnız kaldığı zamanlarında da izlemiştim onu. Kendi başınayken umutsuzdu. Hayatını, böyle hayatsız insanlardan kazanması ne acıydı. Çok güzeldi, zengin bir ailede büyümüş olsa herkesin tanıdığı bir model bile olabilirdi belki de.

Onu, onun benim cebimden çaktırmadan yürüttüğü 100 dolar gibi çekip alabilmeyi dilerdim buradan. Ona çok fena kapılıyordum. İlk defa bir kızdan bu kadar çabuk etkilenmiştim; ilk defa bir kızdan bu denli etkilenmiştim.

Kalabalığın arasında beni buldu gözleri. Bana baktığı anda kalbim sanki kulaklarıma çıkmıştı. Kulağımın tam içinde duyuyordum kalbimin sesini. Güldü. Bana güldü. Dirseklerini kırıp arkasındaki tezgaha yaslamıştı. Şimdi ise kendini ittirip bana doğru gelmeye başlamıştı. Elimdeki bardağı sıktım düşürmemek için ve kaldırıp kafama diktim. İçinde ne varsa içtim bir kerede.

"Sen." dedi, bana iyice yaklaşmıştı. Sesi yumuşak ama aynı zamanda baştan çıkarıcıydı. Ya da bana "sen" deme şekliydi baştan çıkarıcı olan, şu an hiçbir şey bilmiyordum.

Onunla karşılaştığımız gece, Dev onu yanımdan alıp götürürken bana attığı o edalı son bakışı hiç unutmuyordum. Bana az önceki "sen" deyişi de tıpkı o bakışı gibiydi.

Şimdi anlamıştım. Sanırım beni ona takılı bırakan şey o bakışıydı.

"Yine arkadaşını mı getirdin?"

Ben oturduğum yerden ona bakıyordum o Daniel'a. Uzandığında bana dokunacak sandım ama o neredeyse bayılacak kadar sarhoş olan Daniel'ın omzunu dürttü.

"İstiyor musun yine?"

Eline uzanıp Daniel'ın omzundan çektiğimde yüzü hala Daniel'a döndükten sadece bakışlarını çevirdi bana. "Bu gece çok sarhoş. Bir de hap alırsa yarın cenazesine gelirsin." Geri çekildi. Ellerini üzerindeki karmaşık desenli, bol ceketin ceplerine soktu. Saçlarını yine bir lastikle bol bir şekilde toplamıştı ama dağınıklardı. Her yerden çıkmışlardı ve o da sürekli onları yüzünden çekiştiriyordu.

"Sen kullanmıyor musun?"

Hafifçe gülümsedim. O hala dümdüz bakıyordu yüzüme. Mimik bile oynamıyordu.

"Hayır. Kullanmıyorum."

Omuzlarını hareket ettirirken derin bir iç çekti ve saçını yine çekti yüzünden.

"Sattın o zaman."

Neden bunu söylediğini anlamamıştım. Kaşlarım çatılmıştı, yüzüne bakıyorum öylece. Tek kaşı kalkmıştı onun da ve yüzümü süzüyordu. Bunu yaparken dudaklarını büzdü. O an engel olamadım kendime. Bakışlarım ister istemez dudaklarına kaydı. Bunu fark etti ama umursamadı.

100 Dollars Where stories live. Discover now