8 - I get defensive

485 62 32
                                    

Yanımdaki yastığın üzerinde beyaz bir not kağıdı vardı. Uyandığımda gördüğüm ilk şey o olmuştu Zayn'in yerine. Oysaki sabah uyandığımda onun yüzünü görmeyi umarak açmıştım gözlerimi.

Yatakta hafifçe doğrulup kağıda uzandım ve kağıdı parmaklarımın arasına alırken diğer elimle de gözlerimi ovuşturdum. Gözlerim daha net görmeye başladığında da kağıtta yazanları okumuştum.

Çok erken çıkmak zorunda kaldım. Önemli bir işim var. Günaydın.

Önemli işinin ne olduğunu da nereye gittiğini de biliyordum. Gecenin üçünde telefonuna gelen mesajı ondan önce okumuştum. Limana gidiyordu ve gemiye kasa kasa kaçak silah yükleyeceklerdi.

Yatakta biraz daha oyalandıktan sonra kalkıp kahvaltı etmeye karar verdim. Koskoca evin içinde yine yalnızdım. Kahvaltıdan sonra da yapacak hiçbir şeyim yoktu. Tek yaptığım şey evin içinde bomboş oturmaktı.

Kendime peynirli bir sandviç hazırlayıp ada tezgaha bıraktım ve dolaptan içecek bir şeyler almak için dolabı açtım ancak o sırada kapı çalınca tüm dikkatim kapıya toplandı. Zayn her zaman anahtarını alırdı. Kapıyı çalan muhtemelen başka biriydi.

Buzdolabının kapısını kapatıp kapıya doğru "Kim o?" diye seslendim. Gerginliğim sesimden bile anlaşılıyordu. Tedirgin adımlarla kapıya doğru ilerlerken dolabın üstündeki küçük heykelinde elime almıştım. Kapıya biraz daha yaklaştıktan sonra "Kim o dedim!" diye bir kez daha seslendim.

Kapının zincirini takıp delikten baktım ancak hiç kimse gözükmüyordu. Kapıdan bir adım uzaklaştığım sırada kapı bir kez daha çaldı. Kapının arkasındaki kimse kapıya çok sert vuruyordu.

"Kimsin?" diye sordum yine ve bu kez kapının arkasındaki kişi "Kargo." dedi.

"Ben bir şey sipariş etmedim." dedim ve kapıdan uzaklaştım telefonumu almaya çıkmak için ama adam "Zayn Malik'in kargosu vardı." dedi. Olduğum yerde durdum. Zayn eve kargo geleceğini haber vermemişti. Bunu adama da söyledim.

"Benim kargodan haberim yok."

"Evde birisinin olacağını söylemişti." diye karşılık verdi bu kez adam. Kapıya yaklaşıp tekrar kapının deliğinden baktım ama hala birini göremiyordum. Az önce taktığım zinciri açtım ve kapının koluna uzandım ama hala gergindim. Bu yüzden kapıyı açmaktan vazgeçip "Kapıya bırakın." dedim ve kapıdan uzaklaştım.

Adam bu sefer kapıyı yumruklamaya başladığında korkudan sıçramıştım resmen. "Aç kapıyı!" diye bağırdığında ise Zayn'i aramak için merdivenlere yöneldim. Sonra ise evin içinde silah sesi yankılandı. Adam kapının kilidine sıkmış ve kilidi kırmıştı. Odama girmek için merdivenleri koşmaya başladım ama odama yetişemeden adam yetişti bana ve saçımdan kavrdığı gibi beni merdivenlerden geri indirdi.

Saçlarımı diplerinden kavramıştı ve beni kafamdan ittirerek yürütüyordu evin içinde. Saçlarımdaki ellerini çekmeye çalıştım acıya inlerken. "Bırak saçımı! Canım acıyor!"

Adam ise bırakmak yerine çenemin altına silahını dayadı ve başımı namluyla yukarı doğru ittirirken "Zayn Malik'in yerini söylemek için üç saniyen var." dedi.

"Bilmiyorum!" diye bağırdım ona. Neredeyse ağlamak üzereydim. Cevabımın üzerine silahın emniyetini indirdi ve silahı çeneme biraz daha bastırdı.

"Bildiğini biliyorum. Söyle!" diye bağırdı bir kez daha. Gözlerimi sımsıkı kapattığımda yaşlar yanaklarımdan aşağı kaymıştı. Eğer söylemezsem beni kesinlikle acımadan saniyeler içinde öldürürdü. Ama eğer yerini söylersem de öldürebilirdi. Eğer öldürmezse de ona Zayn'in yerini söyledikten sonra arayıp Zayn'e haber verebilirdim. Bu yüzden ona Zayn'in yerini söyledim ağlamaya devam ederken. Ama iskelenin yerini yanlış söyledim.

100 Dollars Where stories live. Discover now