*seni burada yerler kizim.*

Steve'in kaşları iyice çatıldı.

Derin bir nefes aldım.

"Oraya tek gitmek istemiyorum Steve." Dedim ona bakarak, "seninde gelmeni istiyorum. Neden diye sorma, çünkü bende kendime nedenini açıklayamadım. Yalnızca cevabını söyle." Nefesimi verdim. "Benimle gelecek misin?"

Kalbim duracaktı, artık emindim!

Mavi gözleri önce yüzümde gezindi, dalga geçtiğimi düşünüyor olmalıydı. Böyle düşünmesi normaldi.

Masadaki suyundan içti.

İyi miydi?

"Tony.." dedi sessizce, "Bunu hoş karşılamaz." Hayır mı demekti bu, istemiyor muydu?

Kaşlarımı çattım, "sana evlenme teklifi etmişim gibi konuşma, yanlış anlaşılacak bir durum yok." Eski ben olsam kalkıp giderdim, hatta ona canının cehenneme olduğunu söylerdim. Ama şu an çok farklıydım.

Steve eliyle yüzünü sıvazladı. "Olmaz River, bu doğru değil." Dedi. Bana baktı. "Seninle aramızda bir şeylerin olduğu kesin, ve seninde bana karşı boş olmadığını biliyorum." Bu hayır konuşması mıydı? "Seninle burada hayatımın sonuna kadar yaşarım, ama gelemem." Burnumun sızladığını hissettim. Keşkeler oluşmaya başlamıştı.

"Benimle gizli saklı mı yaşamak istiyorsun, bu mu?"

Kendimi tutamamıştım.

Gözleri gözlerimdeydi, "bir sürelik."

Ellerimi dizlerime koydum. "Her şeyi göze aldım, seninle gitmek için." Dizlerim sarsılıyordu.

"Benimle gel Steve, birlikte gidelim. İster arkadaş olalım ister abi kardeş, ama uzaklarda birlikte olalım, yanımda olmanı istiyorum."

Steve her saniye daha da şaşırıyordu.

10-15 saniye sessizlik oluştu.

Elini yavaşça elimin üzerinde koydu.

"Şu an, hayatımın en güzel hediyesini verdin bana." Dedi, gülümsedi. "Seninle bir hayat hayallerdeki gibi, hayallerden daha güzel." Elimi okşadı. "Ama gelemem, insanların bana ihtiyacı var."

Gözlerim ona döndü.

"Benimde sana ihtiyacım var." Dedim sessizce, bunu daha önce o söylemişti.
"Omzuna büyük bir yük koyduğumu biliyorum ama bunun geri dönüşü olmaz, giderim gelmem. Gelsem bile ben olarak gelmem, bunu istiyor musun?"

Geliyorum de,

Her şeye rağmen geliyorum de, lütfen.

Steve eliyle yüzümü sardı, yaklaştı.
"Seni seviyorum, ama yapamam."

Hızla konuştum, "gitme demeyecek misin?" Dedim, "gitme dersen gitmem, kalırım." Kal de, kalırım.

Steve alnını alnıma yasladı, yağmur başlamıştı.

"Sana gitme dersem bu bencillik olur, kendim için senin hayatını mahvedemem."

Bir kere olsun bencil olsun istedim. Hatta yalan söylesin, kızsın ama gitme desin istedim. Kalmak istedim, onunla.

"Bencil ol o zaman."

Kafasını hayır anlamında salladı, sıcak alnı benim soğuk alnımı ısıtıyordu.

River Stark (tony of daughter)Where stories live. Discover now