21.Düğüm olan düğün

120 10 3
                                    



Çocuğunun ilk adımını attığında annesinin  hissettiği şeyleri Ela nişanlısı için hissediyordu. Heyecandan aklı durmuş vaziyette Azata bakarken topallayarak da olsa ona yaklaşan adamın gülen yüzüne odaklanmıştı.

Kalbinin çarpıntısı dilini bağlarken, o sadece geleceğini izliyordu. Daha birkaç gün önce iki üç adım atan adam, şimdi 6 adım atmıştı. Ara ara acıdan yüzü buruşsa da vazgeçmeden dibine kadar geldi.
Ela, aralarında yarım adımlık mesafe bırakan adama şaşkınlıkla bakıyordu. Ama Azat şaikınlıkla değilde yuvasını bulmuş  gibi bakıyordu.

"Hoş geldin demeyecek misin?"

Genç kız kendisine sorulan soruyla nişanlısına tebessüm etti. Gözlerinin dolu olması bile bu gülüşü solduramamıştı.

"Evimize hoş geldin salıncak hırsız" diyerek daha fazla canı yanmasın diye genç adama sarıldı.
Azat her zaman acısını paylaşan kıza, kendi kollarıyla karşılık  verirken,
"Hoş buldum hem de çok hoş buldum demişti."
Ela o an kararını verdi.İlk kez evet dediklerinde ki "Birimiz aşık olursa diğeri  olmazsa bir ians veririz." cümlesiyle her şey gerçek olsun diye şans isteyecekti. Ama bunun özel olmasını istediği için Azat'ın reddedemeyeceği bir şekilde sormalıydı.

Ela dengesini zor sağlandığı hissettiği anda naşanlısına "Canın acımasın,gel oturalım." diyerek onu  girişteki ikinci basamağa oturttu. Hala sarılır gibi duran çift, genç kızın koltuk değneğini almak için çekilmesiyle ayrıldılar. Azat koşar adım yerdeki koltuk değneğini alan nişanlısını izlerken, az önceki bakışları aklına geldiğinde gülümsedi. Mutlu olacağını hissetse de gurur dolu bakışları sürpriz olmuştu. Zaten iki aydır tanıdığı ve hayatının merkezindeki nişanlısını seviyorken, birde böyle davranışları olması çok hoşuna gidiyordu.

Genç kız gelip yanıma oturduğunda koltuk değneğini onun yanına bıraktı.
"Yürümeni görmek çok güzeldi."

Azat tam kalbinde hissettiği kızın parlayan kahverengilerine baktı.
"Doktorum bana yürümek için hazır olduğum zamanlarda bunu yapmamı tavsiye etmişti. Şu ana kadar o kadar az denedim ki şimdi kendime kızıyorum."

Ela yanında oturduğu adamın canının acıdığını biliyordu. Çünkü eli normal bir şekilde sol bacağının üstünde olsa da, parmak uçları acısını geçirmek için sanki baskı uyguluyordu. Genç kız elini onun elinin üstüne koyarak kendisine baktı.

"Bence de doktorun haklı. Sonuçta her yerde oturan birisi,bunu denemedikçe ayağa kalkamaz. Ayrıca kendini zorlamadan içinden gelen her an denemelisin. "

"Sadece  senin yanındayken denemek istiyorum. Çünkü düşsem bile beni kaldıracağını biliyorum. "

"Sadece kaldırmakta değil, senin düşmemen için her şeyi yaparım, salıncak hırsızı."

Genç adam nişanlısının  parmaklarını kendi parmaklarına geçirdi.

"Ela ya hiç yürüyemezsem. "

"Seni tanıdığımda bir koltuk değneğin vardı ve ben seni yürüyebilmek için son aşamada olduğunu bilmeden evlenmek istedim."

İşte bu konuda haklıydı. O salıncakta oturan koltuk değnekli adam Ela’dan evlenme teklifi alan adamdı. Yürüyen adam değil..Genç kızın düşüncesi böyle olsa da nişanlısını cesaretlendirmek istediği için devam etti.

"Ama bu gerçek, arabayı senin kullandığını görmek istediğimi değiştirmiyor. Yürüdüğünü görmek,hatta beni okuldan arabayla almanı istiyorum. O zaman yolcu koltuğunda durarak seninle alay eden kişi ben olacağım."

SALINCAK BELASI Where stories live. Discover now