28.Flört nedir?

128 13 8
                                    


Yorum ve beğeni atın lütfen ❤️‍🩹

Dürüstlük ve samimiyeti esas alan o ilişkinin en güzel anıydı şu an.Sevdiği adamın kollarında ondan ayrı geçen günlerinde yaşadıklarını anlatan kadın,kendisine olan özlemini dile getirmekten bıkmayan adamlaydı.

Azat'ın anlattığı şeyler Ela'nın cümlelerine karışıyordu.Tıpkı Ela'nın güzel saçlarına karışan parmakları gibi..
Sevmenin sınırı olmadığını anlayan çift geç saate kadar gülüp eğlenmişlerdi.
Konu hiçbir zaman istenmeyen insanlara gelmeden,rahatça konuşmuşlardı.
Ama gitme vakitleri yaklaştığında Ela'yı evine bırakmak için Azat'ta ayaklandı.

"Düğün için bir tarih düşündün mü?"

Ela'nın hazırlıksız yakalandığı soru,sevdiği adama bakmasını sağladı.
"Hayır ama annemde bana sormuştu bu soruyu."

Azat artık yine parlak bakan gözlerini izlediği anlarda "Ben pek anlamıyorum bu işlerden.Abilerimin herşeyini babam ayarladığı için bilmiyorum.Düne kadar Günay teyzeme güveniyordum ama artık ona da bırakamam.O yüzden annenle konuşalım o karar versin bence."diyerek fikrini belirtti.

Ela ,teyzesi bildiği kadının konusunun açılmasını sevmese de tamam anlamında başını salladı.Daha sonra ise "Ailene sorsana belki onlar karar vermek ister." demişti.

Azat ise bu fikre sıcak bakmıyordu çünkü babasının o telefona cevap vermesi bile mucizeydi.Düğün konusu açılırsa yine kavga çıkardı.

"Düğünden sonra yanlarına gitmek istiyorum.Şartlarını yerine getirmiş olarak gidersem belki reddetmezler."

Umut dolu ses tonu Ela'nın içini burksada ,genç kız onun rahatlamasını istiyordu.Birden adımlarını kesip Azat'a döndü ve daha o bişey anlamadan yanaklarını sıkmaya başladı.Bir keresinde Güney'in sırf onu gıcık etmek için yanağını sıktığını ve Azat'ın onu ittiğini görmüştü.Demek ki bu hareketten nefret ediyordu.
"Şu tatlılığı kim reddeder ki?"

Ama planmadığı şey Azat'ın buna sinirlenip şakalaşarak tepki vermek yerine kendisini dikkatle izlemesiydi.Resmen gözünü bile kırpmadan , nefesini tutarak nişanlısını izliyordu.Özellikle gülüşünü..O kadar yoğun bakıyordu ki Ela utanmıştı.

"Ela ,seni mahallenin ortasında öpmemi istemiyorsan, çek ellerini."

Genç kız hızla ellerini çekerken itiraz etmişti.
"Ama Güney yaptığında ona kızmıştın.Dikkatin dağılsın diye yaptım."

Azat bir adım arkasında gelirken kahkaha atmıştı.
"Birincisi o deli herif benim nişanlım değil.İkincisi senin kadar güzel de değil.Ve son olarak o öküz, yanaklarımı o kadar sıktı ki canım acımıştı yani senin gibi azıcık sıkmamıştı.Ayrıca dikkatim yeterince dağıldı bence."

Ela'nın önce şaşırıp ona bakması sonra ise utançla önüne dönmesi Azat'ın neşesini ikiye katlamıştı.
Sonrasında ise koltuk değneğini hafifçe kaldırıp düşmeden bir iki hızlı adım atarak Ela'nın elini tuttu.Tekrar koltuk değneğini yere koyup devam ettiğinde genç kızın "Ani hareket etme "demesine güldü.
"İyiyim ve daha iyi olacağım,Salıncak Belası."

"Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun,Azat?Ya birşey olursa ve ağrılarını hissetmemeye başlarsan diye korkmuyor musun?"

Genç adam en az kendisi kadar ,onu düşünen kızın gözlerine baktı.Hayatı boyunca kurabileceği en net cümlelerden birisini kurarken ,sevdiği kızın gözlerindeki parıltıları izliyordu.

"Çünkü ben seninleyken hep iyiyim.Seninle doyasıya vakit geçirebilmek içinde daha iyi olacağım."

Ela tedirgindi.Sanırım doktorunun dedikleri onu düşündüğünden daha fazla etkilemişti.
"Ama biz seninle çok tartışıyoruz.Ya bir daha böyle şeyler olurda sen benden soğursan?"

SALINCAK BELASI Where stories live. Discover now