15.Şansımsın

108 7 0
                                    


" Bu kadar yeter, kendini daha fazla zorlamamalısın."

Azat, daha fazla çalışmak istese de yanında endişeyle ona bakan kız korkuyordu. Bu kadar acı çekeceğini düşünmeyen Ela, her an bayılacağından endişeleniyordu. Her düşmek üzere sendelediğinde hızla tutuyordu ama birkaç kez bir yerlerini çarpmasını engelleyememişti.

Son olarak ikisi de duvar dibine yere oturdular. Azat genç kızın az da olsa tozlanan pantolonuna ve uzun beyaz gömleğine baktı.

"Benim yüzümden sen de mahvoldun.Ben yedek kıyafetlerimi giyinirim ama seni ne yapacağız?"

Ela üzerindeki toz olan kısımları hafifçe elleriyle silkeledi.
"Tek derdimiz bu olsun." gülümsemesi ,onu seven adamı gülümsetmişti

"Ben üzerimi değiştireyim, sen de yukarıda beni bekle sonra eve gideriz."

Genç kız onaylayıp ayaklandı. Elini ilk gün olduğu gibi tekrar Azat'a uzattı.Nişanlısı onu ayağa kaldırmak için bekleyen kıza baktı.
"Bu hareketi ilk yaptığında senin farklı olduğunu anlamıştım" diyen adam, sol eliyle onun eliyle tutup tamamen ona yüklemeden ayağa kalktı.

Ela geldiklerinden beri kenarda duran koltuk değneğini ona getirirken
"Ben farklı değilim,salıncak hırsızı "dedi.

"Tabi ki değilsin,Ela.Zaten herkes üçüncü kez gördüğü adama evlenme teklifi eder."

Genç kız böyle dediğinde gülümsemişti.Hayatı boyunca oynadığı en riskli kumar bu adamdı.Şu ana kadar pişman da olmamıştı.Azat ,nişanlısının susmasını alınmış olabileceğine yorunca,hemen şakalaşmak istedi.Çünkü Ela'nın pişman olması düşüncesinden hemen uzaklaştırmalıydı.

"Doğru söyle, ilk gün benden çok etkilenmiştin."
Genç kızın gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı.

"Ne?"
Azat küçük bir kahkaha atmadan hemen önce,şaşkın balık gibi bakan kızın yanağını sıktı.
"İtiraf et önce gözlerime dik dik bakıyordun, sonra da hiç bakamamıştın."

Ela, o gün gerçekten de gözlerini çok beğenmişti ama bunu söylemeye hiç niyeti yoktu.
"Ne alakası var ,ben salıncağımın derdine düşmüştüm."

"Tabii tabii "diyen Azat koluna vurulunca gülmeyi bırakmıştı. Ela ona ters ters bakıp yukarı çıkınca bile aklında Azat'ı, ilk gördüğü gün vardı. Ona "ben düşürdüysem ben kaldırırım" derken onunla evlenmeyi düşünmüyordu. Ama şimdi birbirlerine sarılabiliyorlardı. El ele tutuşurken ya da Azat'ın onun saçlarını okşadığı anları düşününce minik bir tebessüm yerleşti dudaklarını. Uzun saçları ensesini kaşınırken çok terlediğini fark etti. Hemen eve gidip duş almalıydı.

Asansörden çıkarken bugün göz göze geldiği garson kızla karşılaştı. Kız onu görünce yüzünü yine ifadesizlik kaplamıştı.Ela bu kızın kendisine neden böyle baktığını bilmediği için rahatsız oluyordu. Diğer tüm çalışanlar ona gülerken sadece bu kız onu görünce ağlamaklı bakıyordu.

"Bir sorun mu var ?"diye sormasıyla garson kız "Hayır yok" diyerek koşar adım uzaklaştı. Orada ne olmuştu şimdi? Genç kız arkasından bakıp kalmak dışında hiçbir şey yapmadı.

Duru'nun bir masada oturup bilgisayarla ilgilendiğini görünce ona doğru ilerledi. Onun masasına kadar gelmesine rağmen hala onun dikkatini çekememişti.

"Oturabilir miyim?"

Sesini duyan kız, onu görünce hemen gülümsedi. "Tabii ki"

"Biz de çıkmaya hazırlanıyorduk ."diyen kız, kafasını bilgisayardan uzaklaştırmayan Duru'ya bakıyordu.

SALINCAK BELASI Where stories live. Discover now