Three

1.5K 167 32
                                    

-Onların da mı senin yüzünden ölmesini istiyorsun aynı benim gibi!


-Sus artık!


Luhan bacaklarını kendine çekmiş kan kokan güvertede sayıklıyordu. Herkes gittiğinden güneş yerini aya bıraktığından beri beynini işgal ediyordu.


-Onları bırak ve artık yanıma gel Luhan. Burası çok karanlık... Hadi ama ben denizi sevmem bilirsin.


Göz yaşları yanaklarından süzülürken minik bedeni daha da ufalabilirmiş gibi iyice çekmişti bacaklarını kendine... Neden hala kan kokuyordu her yer? Defalarca silmişti güverteyi... Kargalardan kurtulalı çok olmuştu ama neden hala kan kokusunun içindeydi?


-Onları bırak ve bana gel küçük Furinam...


-İstemiyorum.


Luhan gözlerini açıp derin bi nefes aldı. Arkasında hissettiği bedenle arkaya doğru döndü. Kai?


-Hala uyumadın mı uğursuz piç?


Kai duygusuz gözleriyle ona bunları söylerken Luhan gülmek istedi.


-Uyku tutmadı peki ya sen?


-Kısa kesicem. Burdan gitmelisin anladın mı? Karaya vardığımız an bu gemiden defolup gitmek zorundasın! Benim geriye kalan tek varlığım bu aptal insanlar ve eğer senin yüzünden birinin başına bir şey gelirse ölümün ellerimden olur Furina!


Furina? Luhan sertçe yere savrulduğunda kalkmak için çaba harcamadı. Gitmek istemiyordu. Onlarla kalmak istiyordu. İlk kez kendini bir yere aitmiş gibi hissetmişti ve gitmek zorundaydı. Göz yaşları yanaklarından usulca süzülürken gökyüzünü izlemeye devam etti. Esmer olansa yerde yatan minik bedeni izliyordu.


-Gitmek istemezsem çok mu bencil olurum Kai?


-Gidiceksin dedim.


Kai sinirle bağırıp kendini kamarasına attı. İçindeki huzursuzluk neydi bilmiyordu... Bu ufak çocuk sanki onları tamamen yok edicekmiş gibi hissediyordu.


-Bu kadar bencil olma Kai. Luhan'ın bize zarar vericeğini zannetmiyorum.


Kai yatağında uyuyan minik bedenin yanına yatıp sessiz kaldı. O ufaklık kimseye zarar veremezdi ama bugün olanlar...


-Saçlarımla oynasana Soo.


Kyungsoo esmer çocuğun bu tavrına kıkırdayıp ellerini yumuşak saçlar da gezdirdi. Esmerin horultuları kamarayı doldururken huzurla gözlerini kapattı. O da korkuyordu ama yalnızlığın ne olduğunu biliyordu. Hepsi biliyordu bu yüzden birbirlerini kaybetmekten korkuyorlardı ya...


Luhan uykusuz gözlerini karanlığa dikmiş boş boş bakıyordu. Gökyüzünü aydınlatmaya yetmiycek kadar ufaktı yıldızlar bu gece... Onun gibi ne karanlığı aydınlatmaya yetiyordu gücü ne başkalarını korumaya ... Hiç bir yer de sığınıp kalamıyordu.


-Hey.


-Kaptan?


Luhan yanına yatan beyaz tenliye boş bir şekilde baktı. Bu gece uyku kimseye uğramamıştı anlaşılan...


-Sen Kai'yi pek takma...


Beyaz tenli adam başından beri onları izliyordu. Kai ailesini bir daha kaybetmek istemediği için başkalarına zarar vermekten çekinmezdi.


-O haklı. Burdan gitmem gerek eğer burda kalmaya devam edersem size felaketten başka bir şey getirmem.


-Hadi ama kendine haksızlık etme sen Yifan'ı güldürebilen nadir insanlardansın... Sen geldiğinden beri ilginç bir şekilde mutlu görünüyor.


Sehun gülümsemeye çalıştığında Luhan iç geçirdi. Yifanın gülüşleri de bir gün son bulucaktı. Bu güçlü görünen adamlar teker teker bozguna uğruycaktı... Benim yüzümden demek istemiyordu artık ama bu gemiden ayrılmak bu insanlara kısa süre de bu kadar alışmışken ayrılmak...


-Kamarana dön kaptan.


Sehun küçüğü dinlemeyip gözlerini kapattı. O bu kadar savunmasız gözükürken nasıl yanından ayrılabilirdi?


Luhan hayıflanıp sırtını döndü kaptana... Yüzündeki gülümseme gittikçe büyürken uyumaya çalıştı. Mutluydu...


Yifan gördüğü görüntüden hoşnutsuz bir biçimde homurdandı. Sehun ve Luhan... Sırt sırta yatmış uyuyorlardı. İkiside huzurla uyurken Yifan saçlarını karıştırıp onları nasıl uyandırabiliceğini düşündü. Furinası onu hatırlayana kadar Sehun'a göz yummalıydı. Zaten Luhan onu hatırladığında korkması gereken hiçbir şey kalmıycaktı!


-Kaptan!


Yüksek çıkan sesi iki çocuğu da uyandırmıştı. Luhan saf saf etrafa bakınırken Sehun tutulan beline küfretmekle meşguldü.


-Ne var Yifan?


Beni tatlı uykumdan neden uyandırdın seni piç herif diye bağırmak istese de yapmadı. Arkadaşının küçüğe olan ilgisinin farkındaydı. Bazen Yifan'ın birini aramak için bu gemi de olduğunu düşünürdü ve haklıydı.


-Hiç sadece canım sıkıldı.


Yifan denize bakarak ıslık çaldığında Luhan ikilinin haline kıkırdayıp uykusuna geri dönmek için yeniden yattı.


-Sehun bu ufaklık daha ne kadar güverte de uyuycak? Benim kamaramda kalabilir bence?


Sehun ikilinin beraber olması düşüncesinden hoşlanmamıştı.


-Dün onun benimle kalmasına karar verdim Yifan. Gözümün üzerinde olması gerektiğini düşünüyorum. Şimdi diğerlerini kaldıralım.


Yifan sinirle soluduğunda Sehun gülmüştü.


-Furinamı benden almaya hakkın yok kaptan. Yakında çok yakında hepiniz onun benim olduğunu anlıycaksınız.


Sessiz mırıldanmasını sadece kendisi duymuştu...



Geçiş bölümü gibi bi şey oldu artık geçmişe doğru yolculuk yapacağız Kris kim? Luhan neden bunlara maruz kalıyo hepsini öğreneceğiz ne zaman reklamlardan sonra shghjgsjgasj neysem yorum istiyorum kuzular ^^


Red Pirates(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin